29 Mart 2015 Pazar

Şair Kapıları...




Adil Okay

 Adil Okay’ın yeni yayınlanan “ŞAİR KAPILARI” HAKKINDA
BİR ŞAİR VE BİR FOTOĞRAFÇIDAN KİTAP DEĞERLENDİRMESİ...
 
Şair Kapıları" ile “Fotoğraf ve Şiir”i buluşturup, sanata ve edebiyata bakışımızı değiştiren Adil Okay, aynı zamanda bu çalışmayla barışı ve kardeşliği kadim topraklarda pekiştiren bir işlev üstlendi. Özlenen bir şeydi bu. Bunun göstergesi sergiyi gezen çeşitli kesimlerden insanların varlığıydı. Siyasetçisinden akademisyenine, sanatçısından işçisine, gazetecisinden esnafına, öğrenciden işsizine uzanan çizgide bir insan mozaiği. Bir kere daha inandım ki, sanat buluşturur. Serginin fotoğrafları ile birlikte şiirlerinin kitaplaşması da çok sevindirici.
 
Giderek "Şair Kapıları"nın insanlığa açılan bir kapı olması sevincimizi arttıracaktır.”                                                                                        
    
Ahmet Ada
 
İnsanlık tarihinin üç önemli iletişim aracı: Yazı, Ses ve Görüntü. Fotoğraf, yazı ve sese oranla en genç, en demokratik olan bir iletişim aracı. Her yerde, Cepte, Dergide, Gazetede, Tıpta, Uzay çalışmalarında, Sokakta, Evde, İşyerinde… Kısaca bilim ve sanatın vazgeçilmezi. Nihayetinde eline görüntü kaydeden bir araç alan herkes kayıt yapabilir ki mobese kameraları 7/24 çalışıyor. Peki, her görüntü fotoğraf mı? Teknik olarak belki ama içerik olarak değil. Fotoğraf bir bakış açısı, bir dünya görüşü gerektirir. Yani sayısal bir takım değerlerin makineye yüklenmesi yetmiyor. Vizöre yerleştirilen gözün ardında bilgi ve birikim gerektiriyor. Adil Okay yaşama, yaşamındaki nesnelere bir anlam yüklüyor, yüklediklerini öykü, şiir ve fotoğraf ile kalıcılaştırıyor. Bir sanat dalı başka bir sanat dalının platosu olabilir. Okay, bu platolar arası ilişkiyi, “Sözler ve İzler”den yola çıkarak hem sergi hem de kitap çalışması ile gerçekleştirmiş.
 
Şair Kapıları” fotoğraflarla birlikte sese dönüşüyor, duyuyor musunuz?...” 
    
Özcan Yaman
 
Adil Okay’ın “ŞAİR KAPILARI”NA DİPNOTU
 
Şair Kapıları”nda yer alan fotoğrafların çoğu sürgün yaşamım boyunca üç kıtadan (Afrika, Asya ve Avrupa) çektiğim karelerden derlenmiştir. Şiirlerin büyük çoğunluğu ise kitapta yer alan kapılar için yazılmıştır. Öncelikle kitaba şiirleriyle katkı sunan tüm şairlere teşekkür ediyorum. Onların sayesinde iki sanat disiplini; “Şiir ve Fotoğraf” buluşmuş oldu.
 
Çalışma kitaplaşmadan önce açtığım fotoğraf sergisini “Şair Kapıları - 40 Kapı 40 Şair” diye adlandırmıştım. Bildiğiniz gibi “40”, bizim coğrafyada sadece bir rakam değil, aynı zamanda başlı başına bir metafor. O nedenle katkı sunan şair ve fotoğraf sayısı 40’ı geçse de önsözümde yer alan “40 Kapı” ifadesini değiştirmedim. Bunu bir sembol olarak düşünmenizi diliyorum. Elimdeki basit – kompakt makinelerle yapmaya çalıştığım sözünü ettiğim bu “Sembol ve Metafor”ları ‘anda durdurmak’tı. Bu nedenle okuyucuları – izleyicileri “Teknik gözden – Kuralcı bakıştan” geçici olarak uzak durmaya ve “Kapılar ve Şiirler”le birlikte Sınırlar, Sınıflar, Kimlikler, Kültürler ve Çağlar arasında yolculuğa çıkmaya davet ediyorum.
 
Diğer yandan kitapta yer alan kapıların hangi coğrafyadan  olduklarına dair dipnot bulamayacaksınız. Bu unutma değil bilinçli bir tercihtir. Öncelikle okuyucunun, izleyicinin düş gücünün harekete geçmesini istedim. Sonuçta kapıların örttüğü (veya açtığı): “Korku -  Sevinç, Zafer - Yengi, Utanç - Gönenç, Varlık - Yokluk, Çirkinlik - Güzellik, Kan ve Ter…” insanlığın eseridir. Bu saydıklarım da sadece doğal evrim (determinizm) değil, insan iradesinin (volontarizm) sonuçlardır. Kapıların hep “barış”a açılması da yine “İnsan”ın eseri olacaktır.”
Katkı sunan şairler:
A.Rahim Kılıç, Âba Müslim Çelik, Ahmet Ada, Ahmet Çakmak, Ahmet Günbaş, Ahmet Telli, Arife Kalender, Arzu Demir, Ayten Mutlu, Berivan Kaya, Cafer Demirtaş, Celal Soycan Cevahir Bedel, Enis Akın, Fatma Aras, Gökçenur Ç., Halide Yıldırım, Hayati Baki, Hüseyin Peker, İlker İşgören, Kenan Yücel, küçük İskender, Levent Karataş, Metin Cengiz, Metin Kaya, Metin Kaygalak, Mitat Çelik, Murathan Çarboğa, Mustafa Güçlü, Mustafa Köz, Muzaffer Kale, Müesser Yeniay, Nalan Çelik, Nevin Koçoğlu, Nilay Özer, Nisa Leyla, Nurettin Taşçı, Ogün Kaymak , Perihan Baykal, Sabahattin Yalkın , Selim Temo, Sema Güler ,Sennur Sezer Sezai Sarıoğlu, Sina Akyol, Şaban Akbaba, Şükrü Erbaş, Tuğrul Keskin, Turgay Fişekçi, Türker Özşekerli, Yaprak Öz, Yavuz Özdem, Yılmaz Odabaşı, Zehra Betül , Zeynel Çok, Zeynep Köylü.
 
Künye: Adil Okay, Şair Kapıları, 128 sayfa, Renkli, Ütopya yayınevi, Ankara, Nisan 2015.
 


Eleştiriye Evet, Suçlamaya Hayır!





Mustafa Elveren*

Daha önce de defalarca söylediğim gibi, eleştiri benim için zenginlik kaynağıdır. Yanlışlarımızı, eksikliklerimizi ve zaaflarımızı yapılan eleştiriler çerçevesinde en aza indirmek mümkündür. Ancak, eleştiri kültürünü de bilmemiz gerekir. Bu kültürden yoksun olanlar; yapılan her tür tehdidi, saldırıyı ve iftirayı da eleştiri sanıyor.

O nedenle şu ifadeyi kullanmak doğru olduğunu düşünüyorum; Eleştiriye evet, suçlamaya hayır!

Buradan hareketle, zaman zaman tanıdık bazı “aydın”ların eleştiri adı altında HDP’ye yaptıkları saldırılara değinmek istiyorum. Bu yazının amacı HDP’nin avukatlığını yapmak değildir. Bu partiye çok acımasızca eleştiri maskesi altında yapılan suçlamalara karşı yanıt olmaktır.

Suçlamayı yapanların en önemli özelliği ise; ya sol, ya da tam tersi Kürd milliyetçisi olarak kendisini tanımlamasıdır. Kendilerini “Kürd Milliyetçisi” olarak tanımlayanları daha ileride yazmak üzere şimdilik bir tarafa bırakıyorum.

Esasen kendini HDP’li olarak tanımlayan ya da bu gelenekten gelen bazı şahsiyetlerin de bu koroya katılmasıdır.

Bu çerçevede basında eleştiri adı altında HDP’yi suçlayan bazı “aydın” tanıdıkları fark edince, üzülmemek elde değil.

Eleştiri adı altında HDP’yi yerden yere vuran, eleştiriden daha çok suçlama içerikli mesajlar ve yazılar yazanların niyeti farklı olabilir. Ancak; bazen eleştiri düzeyinden çıkıp, maksatlı suçlama yapmasını da doğru bulmuyorum.


HDP’li arkadaşlarımız, dostlarımız canını dişine takmış, il il, köy köy dolaşıyorlar. Mitinglerde, yürüyüşlerde en önde oldukları da bilinen bir gerçektir.

Eleştiriler tabii ki olmalıdır. Fakat eleştiri adı altında saldırı ve iftira yapılmamalıdır.

Eleştiriye evet, suçlamaya hayır!

Diğer taraftan; gün ayrışma ve çatışma günü değildir. Tam tersine birlik ve bütünleşme zamanıdır.


Mahmut Alınak ile Ertğrul Kürkçü Polemiği ve Hasan Kıyafet’in Yanıtı;

İhtiyar delikanlı” Sayın Hasan Kıyafet Hoca’nın bunca yaşına rağmen elindeki bastonuyla birçok etkinlikte karşılaşıyorum. Sayın Hasan Kıyafet Hoca’nın Antalya’da HDP listesinde milletvekili aday adayı olması birçoğumuza örnek olduğunu söyleyebilirim.

Basında birçok dostlarımız ve arkadaşlarımız birbirleriyle yersiz ve gereksiz polemiklere girmesini doğru bulmuyorum. Bu konuda sadece bir örnek vermekle yetinmek istiyorum;
Bir süre önce bazı e-posta grupları üzerinden Sayın Mahmut Alınak’ın Ertuğrul Kürkçü ile girdiği bir polemikte; Sayın Hasan Kıyafet, Alınak’a şu yanıtı verdi, “Sevgili Alınak kardeşim, geçmişte çok bedeller ödemeler bile insana gelecek için yanlış yapmak hakkını vermez. Kürkçü de siz de bedeller ödemişlerdensiniz. Lütfen birbirinize karşı saygı sınırını zorlamayın”
Böylesi durumlarda Sayın Hasan Kıyafet gibi aydınların devreye girmesini önemsiyor ve yararlı olduğunu düşünüyorum. Hele ki, uzlaşmacı bir rol üstlenmesi de değerlidir.

Keşke ben de Sayın Kıyafet kadar uzlaşmacı yeteneğe sahip olabilseydim.

Sayın Mahmut Alınak’a, Ertuğrul Kürkçü’ye ve Hasan Kıyafet’e sağlıklı uzun ömürler, başarılar dilerim. Ayrıca bu satırlarımdan dolayı beni bağışlamalarını istirham eder, sevgi ve saygılarımı sunarım.

Bir kez daha tekrarlamak gerekirse;

Eleştiriye evet, suçlamaya hayır!
27.03.2015

*Em. Öğrt.



10 Mart 2015 Salı

Mazlum Doğan İçin Ne yaptın?..




Mazlum Doğan İçin Ne yaptın?” Diyenlere Yanıt Ve Öneriler
Mustafa Elveren*

Kendi penceremden zaman zaman Mazlum Doğan’la ilgili düşüncelerimi insanlara yansıtmaya çalıyorum. O nedenle çok sayıda olumlu ve olumsuz mesajlar almaktayım. Olumlu mesajları şimdilik bir tarafa bırakıyorum.

Bazı hemşerimiz ve köylülerimizin Mazlum Doğan şahsında bana yazdığı olumsuz mesajlar özetle şöyledir;
- Mazlum Doğan kimdir? Dersim halkı, dili, kültürü için ne yapmıştır? Dersim doğasına hizmetleri nelerdir? Ölüme ve öldürmeye karşı durdu mu? Katledenlerin hizmetine girdi mi? Bana yazar mısınız? Bana yazarsanız sevinirim...“ (1)

Bir köylümüzün; “Bir site açmışsın, Mazlum’un adını kullanarak rant sağlıyorsun. Bundan başka sen Mazlum Doğan için ne yaptın?”(2) demesi beni derinden yaralamıştır.

Yine, “Gomanweb sitesine yazı göndermeyin… O siteye girmeyin… Sitenin editörü APO yandaşıdır…”(3) gibi ipe-sapa gelmez karalama yapan çevre köylülerimizden de kendini bilmez birkaç kişinin aynı çukurda buluşması beni Mazlum’un yolundan döndüremezler.

Benim şahsımda Mazlum’a saldırmaları kabul edilemez.

Bunlara uzun süredir yanıt vermeye değer bulmadım. Ancak, 21 Mart Newroz Bayramı ve Mazlum’un ölüm yıldönümü nedeniyle bu kişilere yanıt vermeye ihtiyaç duydum.

Mazlum için çok şey yapmak gerekir. Ancak, benim gücüm ve ömrüm yeter mi? Bilmiyorum. Gücümün ve ömrümün yettiği kadar elimden gelen katkıyı yapmaya çalışacağım.

Mazlum için ne yapılsa azdır. Her yurtsever gibi ben de “Karınca kararınca” Mazlum için bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Çünkü Mazlum’a olan borcumu ödemek istiyorum.

İstemeden ve sıkılarak Mazlum için bu güne kadar neler yaptığımı kısaca aşağıya aktarıp, sizlerle paylaşmak istiyorum;

1- Gomanweb logosuna Mazlum’un Goman’ı aydınlatan simgesini yerleştirip ve Mazlum’un adına açılan özel bir sayfada; unutmamak, unutturmamak, tanıtımını yapmak için elimden gelen tüm gayreti göstermekteyim. Sitedeki logonun hazırlanmasında vefatından önce kendisiyle bazı konularda anlaşmazsızlığa düştüğüm Gomanlı merhum Salih Göçer’in katkısını göz ardı edemem. Bu vesile ile Salih’i de saygıyla anıyorum.

2- Bu site sayesinde Türkiye’de ve Dünya’da tanınmış onlarca müzisyen, yazar, araştırmacı ve profesöre Mazlum için mesajlar yazdım. Şöyle ki; TV programlarında, Panel, miting ve söyleşilerde Sevgili Mazlum Doğan’ın mücadelesi ve isminin zikredilmesi için istekte bulundum.

3- Mazlum için onlarca makale yazdım ve yazmaya da devam edeceğim. Yine başka yazarlar tarafından yazılan makaleler ile yayınlanan videoları derlemeye çalışıyorum. Bu konuda epeyce mesafe kaydettiğimi düşünüyorum.

4- Mazlum’un devrimci kişiliğini ve mücadelesini önemseyen yazılar yazdığımdan dolayı Tunceli C.Savcılığınca defalarca soruşturmaya tabi tutuldum, mahkemelerce hapis ve para cezalarına çarptırıldım.

5- Dersim’in Goman Köyü’nün Teman Mezrası’nda bulunan Mazlum ve Delil kardeşlerin kabrini ziyaret etmek beni en çok etkileyen olay olmuştur. Mazlum’un kabrinin düzenli olarak sevenleri tarafından ziyaret edilmesi için kendimce girişimlerde bulunmaya çalıştım.

6- Her yıl düzenlenen Munzur Kültür festivallerinde Mazlum Doğan’ın festival kapsamına alınması için festival komitelerine mesajlar yazdım.

7- En büyük hayalim Mazlum’un büstünü Seyit Rıza’nın yanına ve ayrıca Goman’ın Teman mezrasına dikmektir. Ancak, günümüzde var olan heykellerin kaldırıldığı-yıkıldığı ve heykeltıraşların zindana atıldığını göz önüne alarak bu konuda hiçbir girişimim olmadı ve bu durum beni en çok üzen olaydır. Ömrüm ve gücüm yettiği kadar bu konuda mücadele edeceğim.
8- Elbette ki, bir gün ülkemiz özgürleşecek ve demokrasi inşa edilecektir. Bunun için hep birlikte mücadele etmeliyiz. İleriki yıllarda Dersim-Mazgirt-Karakoçan belediyeleri arasında koordinasyon sağlayıp, festival ve heykel yapılması hususunda ortaklaşarak çalışmalarımız devam edecektir. Çünkü ben özgürlüğün ne olduğunu Sevgili Mazlum Doğan’dan öğrendim. Ben Mazlum’a borçlu olduğum gibi, biraz vicdanlı davranan her Gomanlı Mazlum’a borçlu sayılır.
9- 2014 YILINDA ÇAĞDAŞ KAWA MAZLUM DOĞAN İÇİN YAPTIĞIM ÖNERİLER
Dersim Belediyesine iletilmek üzere, 2014 Yılında BDP Dersim İl Eşbaşkanı Sayın Ergin Doğru’ya yazdığım Mesajı özetle buraya aktarmak istiyorum;
Sayın Hemşehrim,
Bu yılki festival ile ilgili aşağıda belirttiğim önerilerimi Belediye yetkililerine ve festival komitesine iletip, bana da bilgi verebilirseniz çok sevinirim.
Önerilerim:
1- Genelde Ortadoğu’da, özelde Kürdistan ve Dersim’de ÇAĞDAŞ KAWA olarak simgeleşen, Newrozlarda coşku ile anılan Mazlum Doğan’ın ismi aynı şekilde Munzur (ben Dersim olmasını tercih ederim) Festivali süresince vurgulanmasını,
2- Festival süresince Pirimiz Seyit Rıza ile birlikte Mazlum’un şahsında tüm Dersimli devrimci ve yurtseverleri konu alan panel, söyleşi, resim sergisi ve benzeri etkinliklerin olanaklar dahilinde yapılmasını, bu etkinliklerde Mazlum Doğan’ın Teman Mezrası’nda heykeli dikilmesi konusunda bir sonuç bidirgesinin hazırlanmasını,
3- Mümkün ise bir heyet şeklinde Mazgirt-Goman-Teman Mezrası’nda bulunan Mazlum’un kabrinin ziyaret edilmesi, Başta Gomanlı şehitler olmak üzere tüm şehitlerin isimlerinin anılmasını, önemle istirham eder, saygılar sunarım (4)

10- 2015 YILI ETKİNLİKLERİ İÇİN YAPILAN ÖNERİLER
Dersim, Mazgirt ve Karakoçan Belediye Başkanlıklarına

2015 Yılında yapılacak Newroz ve Festival etkinlikleri çerçevesinde Çağdaş Kawa Mazlum Doğan için aşağıda sunduğum önerileri dikkatte alınmasını saygıyla arz ederim.(*)

1- Mazlum Doğan’ın yaşamı ve mücadelesi konusunda bir panel’in yapılması.
2- Dersim ve Karakoçan (DEP) belediyeleri Newroz günü eş zamanlı olarak Goman Köyü Teman Mezrasın'da bulunan Mazlum-Delil Doğan kardeşlerin kabrini ziyaret etmek suretiyle bir anma programının gerçekleştirilmesi...
3- Bu yöntem Dersim Doğa ve Kültür Festivali ile Karakoçan (DEP) Belediyesi’nin düzenleyeceği “Karakoçan Mazlum Doğan Kültür Festivali”nde de uygulanmıştı. Bu uygulama her yıl devam edilmelidir.
4- Yine bu etkinliklerde Mazlum-Delil Doğan şahsında hayatını kaybeden başta Dersimliler olmak üzere diğer özgürlük direnişçilerinin de en azında isim bazında anılması yerinde olacaktır. (5)
*Mustafa Elveren
Mazlum Doğan’ın ilkokul Arkadaşı
(Gomanlı) / www.gomanweb.org

11- MAZLUM İÇİN BAŞKA NELER YAPABİLİRİZ?

Yukarıda Dersim ve DEP Belediyelerine yaptığım öneriler dışında şu etkinlikleri de yapabiliriz;

Dersimlilere ait dernek, vakıf ve benzeri kurumlara da bu öneriler yapılabilir.

En önemlisi Mazlum ve mazlumların şahsında Goman ve çevre köylerinde hayatını kaybeden özgürlük savaşçılarıyla birlikte bir dernek ya da vakıf kurmaktır.

TV-radyo kanallarına Mazlum ve Delil Doğan’la ilgili müzik parçalarını çalmaları için SMS trafiğini geliştirebiliriz. Aynı şekilde başta Gomanweb olmak üzere, web sayfalarında, mail yoluyla, Facebook ve twiter gibi sosyal paylaşım siteleri üzerinden tanıtımını yapmak.

Şöyle ki;
- Radyo ve Tv. kanalları üzerinden Mazlum, Delil ve varsa (Rahime-baki-sedat-nurhak vd.) diğer gomanlılar ile ilgili türkü-deyiş-ağıt istekleri yapmak. Bu konu sosyal medya üzerinden yaygınlaştırmak... SMS kullanmak suretiyle gerekirse müzik kanallarından SMS ile ücret karşılığında söz konusu türkü veya ağıtlar istenmelidir...
-Bu türkü ve ağıtlardan cep telefonları için melodi hazırlamak ve sosyal medya üzerinden yaygınlaştırmak...
- YUTUBE üzerinden gomanlı özgürlük direnişçileri hakkında araştırma yapılması ve kayıtlı verilerin değerlendirilmesi...
-Youtup ve benzeri sosyal paylaşım sitelerinden yararlanarak Mazlum ve Delil Doğan Kardeşlerle ilgili klipler ve belgeseller hazırlamak ve sosyal paylaşım siteleri üzerenden yayınlamak.

Tabiki tüm bu çalışmalar için Mazlum Doğan’in ailesi başta olmak üzere; özgürlük mücadelesinde hayatını kaybeden tüm ailelerin bilgisi ve onayı ile yapılması gerekir.

Çağdaş Kawa Mazlum Doğan; Dersim’dir, Kürdistan’dır, Türkiye’dir, Ortadoğu’dur. O nedenle; her 21 Mart’ta bir taraftan bayram sevincini, diğer taraftan Mazlum’un hüznünü yaşıyorum. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
10.03.2015
*Em. Öğrt.

NOTLAR:
(1)- Mehmet Tüzün-tornetuji (e-posta ile gönderdiği mesaj)
(2)- İsmi bende saklı bir köylümüz.
(3)- İzmir, Bursa ve Ankara’da ikamet edip, sosyal paylaşım siteleri üzerinden dedi-kodu yapan bazı komşu köylülerimiz.
(4)- Gomanlı Mustafa Elveren’in 2014 Yılında BDP Dersim İl Eşbaşkanı Sayın Ergin Doğru’ya yazdığı Mesajı
(5)- 2015 Yılında yapılacak etkinlikler için Dersim, Mazgirt ve Karakoçan Belediye Başkanlıklarına Mustafa Elveren’in yazdığı Mesaj.