28 Ocak 2008 Pazartesi

ESTETİK GELİŞİM


Faiz Cebiroğlu

Pedagojinin biricik hedefi, insanı bütün yönleri ile geliştirmektir. Bütünlüklü gelişim, çok yönlü bir gelişimdir. Bireyin, entellektüel, duyusal, sosyal, fiziksel ve estetik gelişimi oluyor. Bu yazı, ”estetik gelişim” üzerinedir. Ama önce bir soru: Estetik nedir?

Tarifim kısadır. Şudur: Estetik, sözcük olarak, Grekçe’den, “aisthetikos” ya da ”aisthesis” ten gelmektedir. İnsanın, his, duygu ve duyu organları ile, ”gerçeklikteki” güzelliği algılamak, kavramak ve değerlendirmek oluyor. Estetik, duyusal yollardan elde edilen bilgi toplamıdır. Estetik, duyusal yetkinliktir.

Pedagojide, insanının ”topyekûn gelişiminde” , estetik, öğrenim ve gelişim sürecinde, ”olmazsa – olmaz” branşlardan birisi oluyor. Önemlidir. Zira insan, duygularını estetik aktiviteler sayesinde, ifade ediyor; ve bu faaliyetlerle hem kendini, hem de başkalarını anlamaya çalışıyor. Bu yüzden, estetik, harmonik / uyumlu bir kişiliğin oluşmasında en önemli araçlardan birisidir, diyoruz. Önemlidir, çünkü insan, bu araçla, içinde bulunduğu ortamı, yaşadığı ülkenin kültürünü, çevresini, kısacası, dünyasını anlamaya çalışıyor, kavrıyor. Bu anlamda estetik, eğitim, öğrenim ve kültürel alanlarda çok önemli bir değerdir.

Estetik faaliyetleri belli başlı gruplara ayırmak mümkün:

1- Vücutsal faaliyetler: Hareket, spor, oyun, kurallı oyunlar

2- Doğa: Doğayı kullanma. Doğada, açık havada yapılan oyun ve aktiviteler.

3- Müzik, şarkı, drama ve anlatım: Bununla ilgili yapılan faaliyetler

4- Yaratıcı aktiviteler: Resim, boya, renklerin anlamı, keramik, dikiş...

Evet, insan yaratıcılığını, estetik faaliyet alanlarında gösteriyor ve geliştiriyor. Güzellik duygusu ve bunun gelişimi, işte böylesi alanlarda ortaya çıkıyor. Birinci noktadır.

İkincisi, estetiğin değişik alanları vardır. Hepsi gereklidir. Ama bu araçlardan en önemlisi, edebiyat ve sanattır. Sanat, duyusal ve duygusal bilginin bilimidir. Bu anlamda sanat, kişide gelişmiş estetik duygular yaratır / yaratıyor. Bu anlamda sanat, güzelliği tam anlama, kavrama ve sözkonusu güzellikten bir nevi ”tad almanın” tarifi oluyor.

Üçüncü ve son nokta şu: Çocuğun estetik gelişimi, çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bu da doğaldır. Zira her çocuğun kendine özgü bir temposu, öğrenme tarzı ve yeteneği vardır. Budur. Fakat bu, böyle olmasına karşılık, çocuğun estetik öğrenim ve gelişiminde belirleyici olan faktör, ”öz-güven” dir. Biz eğitimciler, çocuğa / çocuklara bu öz-güveni vermek için uğraşıyor; onların sahip oldukları yeteneklerine değer verme, yeteneklerini kabûl etme; ve onların yeteneklerine ”pozitif” yaklaşarak, sözkonusu, ”öz-güveni” ve ”öğrenme” isteğini aşılamaya çalışıyoruz. Burada ilişki karşılıklıdır. Her öğrenim, bir inter-aksiyondur!


Bu karşılıklı gelişim sürecinde, erişilmesi gereken hedefler vardır. Bu hedefler arasında, çocuğun, duyularını kullanması; duyularını, müzikle, resimle ya da diğer vücutsal faaliyetlerle ifade edebilmesi; renk ve boyayı tanıması ve bunların kullanılış tarzlarına ilişkin bilgi sahibi olması gibi.
Bu karşılıklı estetik gelişim sürecinde, biz, eğitimciler, çocuklara, işte böylesi alanlarda ”destek” olmaya çalışıyoruz. Bunlara ek olarak şunları da eklemek mümkün:

Bir: Ele alınan sanatın yapım işi. Teknik. Eserle ilgili fantazi. Hayal edilen resim; ön-taslak.

İki: Yaratılan eserin duyusal durumu.

Üç: Yaratılan eseri sergileme ve geniş kitlelere ulaştırma…

Bu ve benzeri bir süreçte; çocuğa gelen, gelecek olan eleştiriler konusunda yardımcı olma; var olan güzelin daha da güzelini yaratma yolunda dersler elde etme ve yol gösterme.

Estetik gelişim, adı üzerinde, gelişimdir. Süreçtir. Doğrudur. Ama en başta, böylesi alanlarda yetkinleşmek için, belirli bir ”zamana, mekana ve imkana” sahip olmayı gerektiriyor. Türkiye’de böylesi alanlar, ne yazık ki, hâlâ, kısıtlıdır. Nedenleri çoktur ve değişiktir. Burada, bu yazımda, bunun üzerine durmak istemiyorum. Fakat şu tartışılmaz bir gerçek ki, ” yer, zaman, mekan ve imkan” , insanın yetkinleşmesinde ”fundament” yani ”temel” bir vasıf oluyor. Açıktır, böylesi bir ortama sahip olmayanlar, yetkinleşmek için, gerekli derinliye inmeleri beklenemez. Böylesi bir imkansızlıkta , „optimal bir estetik gelişimden” bahsetmek, biraz zordur.

Kısaca, estetik öğrenim ve gelişim süreci önemli bir araçtır. Şudur:

- Estetik faaliyetlerle, „sessiz“ bilgiyi ifade etme ve bu yolla „refleks“ ve „iletişim“ kanallarını açma.

- Kültürel kimlik elde etme

- Duygusal yeteneği geliştirme

- Empatiyi geliştirme

- Fantazi ve yaratıcılığı geliştirme.


Bitiriyorum, ama bitirmeden önce, bir önemli noktaya daha işaret etmem gerekiyor: Estetik, yalnızca göze görünen bir güzellik değildir. Estetik, bütün duyu organlarımıza (görme, hissetme, işitme, tadma) tesir eden / tesir etmesi gereken; dışla için kenetlendiği, tekleştiği bir sanattır.

Estetik, dışsal güzelliğin, içsel güzellikle bütünleştiği; insan ve çevresi / dünyası arasında bir kalitedir.

Çocuklarımızı, estetik yönden geliştirelim.

Geleceğin kuruyucuları olacak çocuklarımızı, topyekûn geliştirelim.

Bu branşta şiarımız açıktır: Estetik eğitime evet; ama yalnızca, biçime önem veren, ”estetlik”e hayır!

Hiç yorum yok: