4 Eylül 2009 Cuma

NTV’DE YAZI İŞLERİ




Bülent Tekin
btekin1954@mynet.com

25 Ağustos’ta NTV’de-Diyarbakır Erdebil Köşkü’nde-Ruşen Çakır’ın konuklarından biriydim. Kürt Açılımı üzerine konuştuk. Aslında Kürt Açılımı’nın bir demokrasi açılımı olduğunu söylemek daha doğrudur. Kimse bu açılımdan bir bölünme, bir başka çıkarım çıkarmasın. Zaten biz de NTV’de eşitlik, özgürlük, kardeşlik, adalet istemlerimizin çağrısını yaptık. Ülkede bir bölünme korkusu var. TSK’den CHP’ye, MHP’ye kadar herkes ülkenin yapılacaklarla bölüneceğini düşünmektedir. Oysa yapılacaklar dahi tam olarak bilinmemektedir. Aklıma bir devekuşu hikâyesi geldi. Devekuşuna sormuşlar: “Sen deve misin?” “Heee!” demiş böbürlenerek. “Al şu yükü kaldır!” demişler. “Yok, ben kuşum!” demiş. “Hadi uç o zaman!”demişler. “Yok, ben deveyim!” demiş bu kez.

Türkiye 85-90 yıldır olanlar bu devekuşu hikâyesi gibidir. Türkler Kürtlere, “Siz Türksünüz!” demişler. Kürtler: “Biz Türkçe bilmiyoruz!” Türkler: “Siz vatandaşsınız o halde!” Kürtler: “Verin vatandaşlık haklarını!”İşte böylesi bir diyalog var. Kürtleri Türkler eğer vatandaş sayıyorsa, vatandaşlık haklarını vermesi gerekiyor. Vatandaşlık da herkesin her konuda eşit olmasıyla olanaklıdır.

Temsili demokrasilerin gereğidir her kesimin temsil edilmesi. Kürtlerin de yurttaş olarak temsil edilme hakkı vardır. Esas nokta burasıdır. Kürtlerin bu topraklarda kendilerini Kürt görmeleri bir korku yaratıyor. Bölünme korkusuyla bu kez farklılıkları güvenlik sorunu olarak görüyoruz. Asker parti gibi-üstelik silahları olan bir parti gibi-davranıyor. Oysa demokrasilerde asker bu kadar konuşmaz. Bu ülkede Türk de vardır, Kürt de vardır. Hatta başka ırklar ve dinler de vardır! Eşit hak ve özgürlükler içinde herkes bu ülkede kardeşçe yaşayabilir. Bizim de NTV’de söylediğimiz buydu.

Kürtler devekuşu misali gibi, deve kadar güçlü olmadığı için ağır yük taşıyamaz, bir kuş kadar da hafif olmadığından uçamaz durumdadır. Burada bir yanlış vardır! Bunu düzeltmek de herkese düşer. İki şey arasında kalmış Kürtleri bir düzlemde (kategoride) tutmak gerekir. Bu düzey (kategori), eşit yurttaşlıktır. Bu da ancak eşit hak ve özgürlüklere kavuşmakla olur. Bölünme paranoyasını bir tarafa atarak demokrasiyi savunmak gerekir.

Aslında demokrasi herkese lazımdır ama en ilk ezilenleredir. Çok susamış bir aile düşünelim, herkes susuzluktan ölmek üzere, bu ailede ilk su yudumu çocuğadır. Babanın, annenin de suya ihtiyacı vardır ama bu durumda su-en acil-çocuğa gerekir. Çünkü en zayıfı, en güçsüzü çocuktur. Demokrasi de herkese gerekiyor ama ülkemizde en ilk-ezilen olarak-Kürtlere gerekir. Bu ihtiyaçtan, zorunluluktan kaynaklanan bir durumdur. Demokrasi Genelkurmay Başkanına, Başbakana, Cumhurbaşkanına da gerekiyor ama onlardan önce korumasız olan sıradan yurttaşlara gerekir. Bundan dolayı kimse bizim demokrasi, özgürlük, hak, hukuk istemlerimizi bir paranoyayla yanlış anlamasın. Tüm taleplerimiz hiçbir şeyi kırıp dökmeden bu toprakların insanları içindir. NTV’deki açıklamalarımız bu topraklarda toplumsal barışın sağlanması içindir. Bizim yaptığımız bir yazarın yazı işleri’dir.

Hiç yorum yok: