Abdulkadir ULUMASKAN / ulumaskan@hotmail.de
„..Direkt, ya da dolaylı son iki seçimde halk askere karşı birazcık tepkisini seçimlere yansıtıysa da var olan gerçeklik fazla değişmedi. Ak Parti buna tercümanlık ve aynı zamanda bunun sefalet edebiyatiyla oylarını artırabildi... Ancak seçimlerin hemen ardından orduya teslim olup sınır ötesi ve sınır içi operasyonlara başladı...AKP tercihini halktan yana değil, ordu ve geleneksel devletten yana yaptı...“
„..Direkt, ya da dolaylı son iki seçimde halk askere karşı birazcık tepkisini seçimlere yansıtıysa da var olan gerçeklik fazla değişmedi. Ak Parti buna tercümanlık ve aynı zamanda bunun sefalet edebiyatiyla oylarını artırabildi... Ancak seçimlerin hemen ardından orduya teslim olup sınır ötesi ve sınır içi operasyonlara başladı...AKP tercihini halktan yana değil, ordu ve geleneksel devletten yana yaptı...“
Başsavcı’nın iddianamesiyle, „Adaletsizlik ve Kalkınma Partisi“nin gerileme veya geriletme süreci fiilen başlamış, daha doğrusu, başlatılmıştır.
Türkiye’de toplumsal yasalar tersine işletilerek, siyasal yaşamada egemen kılınıyor.
Siyaset, toplumun dinamik istemlerinin ve iradesinin iktidara yansıması şeklinde değil de, halkın taleplerini boğarak, iradesine kendi egemenliğini dikte ettirmedir.
Ancak bunu yaparken biraz demokratik bir görüntü vermeye çalışır.
Bunun bir yolu da seçimlerden geçiyor. Türkiye’ de hiç bir zaman seçmenin iradesi, iktidara tam yansımamış, bunun yerine seçimden sonra var olan değil, olması gereken, ya da gerek görülen irade egemen olagelmiştir.
Zaman zaman toplumsal dinamik ve muhalefet ile seçmen bunu zorlasa da genel gerçek kaideyi bozmamıştır.
Direkt, ya da dolaylı son iki seçimde halk askere karşı birazcık tepkisini seçimlere yansıtıysa da var olan gerçeklik fazla değişmedi. Ak Parti buna tercümanlık ve aynı zamanda bunun sefalet edebiyatiyla oylarını artırabildi.
2007 seçimlerini biraz da bu temelde görmek gerekir. Yani AKP nin yükselişi tümüyle sadece din üzerinden değil, birazda halkin E-Darbeye tepkisiydi de.
AKP, mağduriyet politikasiyla bunu iyi perçinleştirerek, özellikle seçim sürecinde adeta orduya karşıymış gibi bir direnç rolunu da iyi oynadı. Özelikle Kürdistan’da ordu ve ırkçı muhalefet ve savaş çığırtkanı medyaya karşı adeta direnir gibi davranarak kürt sorunun çözümü konusunda da bazı mesajlar da vererek kürt oylarını önemli oranda çalmayı da becerdi. Ancak seçimlerin hemen ardından orduya teslim olup sınır ötesi ve sınır içi operasyonlara başladı.
AKP tercihini halktan yana değil, ordu ve geleneksel devletten yana yaptı.
Kürd sorunu konusunda şiddet politikalarını beminsedi. Hatta bu konuda MHP ve Devlet Bahçeli’yi bile sollayarak geride biraktı. Devlet Bahçeli bile Mecliste, şeklende olsa, DTP lilerle tokalaşırken, Erdoğan paşaların korkusundan DTP’ lilerin elini bile tutmaya cesaret edemiyerek onlarla görüşme taleplerinide kabul etmedi.
Tabi tüm Kürtler bunu görerek tekrar kandırıldıklarını ve bir kez daha din silahiyla vurulduklarını anlayıp, bunun intikamını almaya ahd ettiler.
Yukarda da belirtiğimiz gibi, din etkisi dışında kamuoyunda AKP’den anti-asker ve demokratik bir beklenti içerisinde olanlar daha doğrusu böyle bir beklentiye sokulanlar AKP ve Tayyip Erdoğının samimi ve dürüst olmadığını görerek tepkisini gelecek seçimlere saklamış gibi görüyüyor.
Denilebilinirki, AKP ve Erdoğan orduya yaranamadı, ve hem kiliseden, hem de camiden olarak, kapatılmayla karşı karşıya geldi.
Burada AKP’nin başka bir yanılgısı daha var ki, oda eskisi gibi mağduriyet edebiyatiyla oy avcılığı artık halk tarafından yutulmayacaktır.
Halbuki AKP tutumunda tutarlı, dürüst ve karalı olsaydı gerçten oyları artarabilirdi.
Ancak AKP idda ettiği gibi halk ve hakka değil, hizmet değil orduya hizmeti esas aldı.
Halkta kendisine yalan söyleyen, kendisini kandıran Erdoğan ve partisini cezanandıracaktır. Yani artık AKP sadece ordu ve hukukun kıskacından öte, halkın da kıskacına girmiş bulunuyor. Hem dinden, hem imandan olan Erdoğan, hem halktan hem de ordudan oldu. Erdoğan iki karpuzu bir koltukta taşıyamadı.
AKP ister kapatılsın, ister kapatılmasın - ki kapanması ihtimali fazla - artık bir gerileme sürecine girmiştir ve bu gerileme, sonun başlangıcıdır. Bu gerileme sonucunun erken, ya da geç olması gelişmelere bağlı. Ama kesin olan bir şey var ki, artık bu gerileme sürecinin başladığı ya da başlatıldığı ve sonununda geleceği gerçeğidir.
Buna genel ve özel ekonomik sorunlarda eklenince bu sonucun hızlanacağı kesindir.
Hukuki olmasa da, Anayasa mahkemesine AKP nin kapatılması dileğiyle kerhen başarılar dilemek gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder