13 Ağustos 2011 Cumartesi

DEVLETİN KEMAL BURKAY AÇILIMI...



Mustafa Elveren (Em. Öğrt.)
mustafaelveren@gmail.com

Ben çocukluğumda Kürtlüğü Kemal Burkay’dan, komünistliği ise TKP’nin “Bizim Radyo”sundan öğrendim. İlk Kürtçe gazeteyi Dersim’in köy muhtarlarına gönderen PSK’nin başkanı Kemal Burkay’dı.

Bu gün ise, TKP’nin en ulusalcı parti konumunda olduğunu görmekteyiz. Her fırsatta “federasyon” tezini savunan PSK de, “demokratik özerklik” veya “demokratik cumhuriyet” tezini bile kabul etmeyen, aynı zamanda AKParti hükümetinden medet uman kurucusu ve eski başkanı Kemal Burkay’dan başkası değildir.

Alevi Kürt olan Kemal Burkay’ı Ramazan Ay’ında Türkiye’ye getirilmesi AKParti Hükümeti tarafından ülkemiz için “hayırlara” vesile olacağı mantığıyla planlandığı anlaşılmaktadır. Yani devletin yeni bir “açılım” politikası daha yürürlüğe konulmuştur. Bu açılım girişimini “Devletin Kemal Burkay Açılımı” olarak adlandırabiliriz.

Otuz bir yıl sürgünde yaşadıktan sonra havaalanında uçağın kapısında devletin üst düzey resmi memurları tarafından karşılanan Tuncelili Kemal Burkay’ın ilk icraatı; “bölücü değilim, benim bir kedim bile yok, ama Apo’nun ordusu var…” türünden inciler döküp, Apo’ya karşı olmakla övündü.

Daha öncesinde de “Apo devletin işbirlikçisidir, ajandır… vs” diyen Burkay, her ne hikmetse bu gün devlete yaranabilmek için takiye yapabiliyor. Apo yapınca “ajan”, Burkay yapınca “hizmet” oluyor. Öyle mi? Bu olay Apo karşıtı diğer Kürt liderlerin kulağına küpe olsun.

Diyarbakır’da 86 bin oyla bağımsız milletvekili seçilen Hatip Dicle’nin milletvekilliğini düşürüp, yerine AKParti’den seçime giren ve 22 bin oy alan bayanı yerleştiren YSK kararını iştahla hazmeden Başbakan, bayram değil seyran değil neden Tuncelili Kemal Burkay’ı öpüyor? Sayın Kemal Burkay da medyada AkParti hükümetine övgüler düzüyor.

Tüm bunlar AKParti Hükümetini de aşan bir devlet politikası olduğunu söylemek daha gerçekçi olur. Belki Milli Güvenlik Kurulu’nda görüşülüp alınmış bir karar da olabilir.

Böylece AKParti hükümeti Tuncelili Kemal’in cemaline hayran olup, onun sayesinde bir “ileri demokrasi” hamlesini daha yaptı. Pardon, yutturdu!

Öyle anlaşılıyor ki, sırada Şıwan Perwer ve diğerleri var. Şıwan Perwer için büyük bir konser de organize edebilirler.

Şıwan bu konserde on binlerce kişiye Kürtçe şarkılarını söylerken tam o sırada Anadolunun yoksul halkların çocukları olan “şu kadar askerimiz ‘Şehid’ oldu” gibi korkunç bir haber yayılırsa, yani tıpkı Kürt sanatçı Aynur Doğan’ın başına geldiği gibi sahnede yuhalanırsa, ya da çatal-bıçak-kaşık-tabak fırlatırlarsa ne yapacak? Bunun böyle olamayacağı garantisi var mı?

Kendi ülkesindeki yangını görmemezlikten gelen, Suriye’deki yangını kendi iç meselesi olarak gören milliyetçi-muhafazakâr bir başbakandan demokratik açılımlar beklemek bence hayaldir.

Keşke ben yanılayım, bu başbakan ülkeyi evrensel demokrasi düzeyine çıkarsın. Keşke ben yanılayım ve binlerce kez özür dileyip, yetkililere aynı oranda teşekkürler edeyim. Hiç sanmıyorum.

Her şeye rağmen AkParti Hükümeti yeni bir “açılım” daha yaptı. Devletin bu yeni “Açılımı” hepimize hayırlı ve uğurlu olsun.

web site: http://www.gomanweb.net/

Hiç yorum yok: