19 Haziran 2009 Cuma

BÜYÜK KAFALAR



Bülent Tekin
btekin1954@mynet.com

“Gel beraber kendimizi şu yamaçtan aşağı atalım!” “Ya olur mu Allah aşkına? Niye atalım?” “Şu dağdan, gel ikimiz atlayalım, paramparça olalım!” “Olmaz vallahi! Ne olur kendine gel!” Bir arkadaşınız size böyle bir teklifte bulunsa böylesi bir diyalog geçer aranızda değil mi? Oysa onun restini görse(ydi)niz, ne olurdu acaba? “Tamam lan! Hadi gidip kendimizi atalım! En fazla ölmüş olacağız. Hadi gidip atlayalım. Kabul anasını satayım!” Ve arkadaşınızı kolundan çekip yamaca doğru ilerleseniz, size bu teklifi eden duracaktır. “Deli misin lan? Şaka yaptım oğlum!” diyecektir. Hiç kuşkunuz olmasın aynen bunlar olacaktır. Uçurumdan aşağıya atlamayı göze almayacaktır.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile devletin üst düzey yöneticilerinin uyumu nedeniyle Kürt sorununda iyi gelişmeler olacaktır şeklindeki görüşlere gelmek istiyorum. Kürt sorunu bir anayasal sorundur, gelin beraber çözelim diyen başbakana muhalefet-resmi ideolojinin temsilcileri olmaları dolayısıyla-destek vermemektedir. Şöyle bir resmi ideolojiyi bir tarafa bırakıp da taktik yaparak, destek vereceklerini açıklamaları durumunda başbakan adım atmaktan vazgeçecektir. Hoş hiçbir adım atacak hali yok ya? İşte o zaman hikâyemizdeki birlikte yamaçtan (uçurumdan) atlamak misali kimse uçurumdan atlamayacaktır. Ne var ki demokrasimizin kalitesi gereği herkes istediğini söylemektedir. Tüm boş laflardan kimse utanmamaktadır.

Hükümet ve genelkurmay Kürt sorununa PKK’yi tasfiye etmek sorunu olarak bakmaktadır. Soruna kimlik ve ulusal sorunu olarak bak(ıl)mıyor. Silahlı mücadele ile PKK’yi bitirsek Kürt sorunu da biter mantığı işletiliyor. Muhalefet hikâyemizdeki taktiği yapmadı ama nasıl olduysa Kürt sorunundan silahlı mücadele ve kan dökülmesi anlaşıldığı itiraf edildi. AKP hükümetinin Kürtlere önerdiği bir çözüm yoktur. Bugün bu, gün gibi ortadadır.

Savaşı ve kanı kutsayan düşüncelerden sıyrılıp saçmalık(lar) dünyasından çıkmak gerekmektedir. Artık şimdilerde açık ve net olarak bilinir ki, sahip olunması gerekenin bilgi ve sevgi olduğudur. Büyük kafalara gereksinim var: İçinde sevgi, insanlık ve hoşgörüyü birlikte barındıran büyük kafalar! Derin ve doğru düşünen büyük kafalar! Artık bu kafalarla karşılaşmamız gerekiyor, çağ bunu istiyor!

PKK’yi bitirmek 29’uncu isyanı bitirmek ve 30’uncuyu birkaç on yıl ötelere göndermek olarak düşünülüyor. Böylesi bir askeri çözüm kültürel ve ulusal hakları kapsamamaktadır. Böylesi bir düşünceyle Kürt sorunu çözülemez. İnsan hakkını insana vermeyen çözümler demokratik terimlerle birlikte anılmamalıdır. Kafamızdaki sürgüleri sürüp, parmaklıkları indirerek panik içinde yaşamanın da bir anlamı olmamalıdır! Kapıları ardına kadar açıp sevgi ve barış dolu duyguları içeri almak sağlık kokan damarlarımızı kabartacaktır. Derin ve doğru düşüncelerin dolu olduğu kocaman kafaların var olduğunu biliyoruz. Yaşanan zorlu günlere, düş kırıklıkları ve umutsuzluklara karşın dar kafalıkları aşan o muhteşem beyinleri bulup, santim santim ölçüp büyüklüklerini haykırmalıyız.

Hiç yorum yok: