17 Mayıs 2012 Perşembe

Deniz ve başbakan!



Bülent Tekin

Oğlumun bir kızı var: Sevim Deniz. Ne çok severdi beni? Taa Gazianteplerden beni her gün arardı (bakıcısına aratırdı). Çarşıda olduğumu bir söylemeye göreyim? Kıyameti koparırdı. Eve dönünceye kadar beni rahatsız eder, arar dururdu. “Eve geldin mi dede?” derdi. Ona yaptığım şaklabanlıklardan çok hoşlandığından (çünkü ona masal ve hikâye anlatırım) “Artık ben babamla evlenmeyeceğim, dedemle evleneceğim” demeye başlamıştı. Bu dünyanın en güzel, en zeki çocuğu! Ona anlattığım hikâyeleri (her hikâyenin de başkahramanı Deniz’dir) bir çırpıda ezberler, annesine babasına anlatır, onları uyutmaya çalışırdı. “Duyduk duymadık demeyiiin! Deniz diye bir kız çocuğu varmış! Onu istiyoyuuum!” diye Vezir’in görevlendirdiği Tellal’ın bağırtısını bana da anlatırdı. Oysa ona ben anlatmıştım. Son günlerde bakıcısı değişti.(Annesi-babası çalıştığından bakıcısı var.) Denizin bir günde huyu değişti. Artık bizi aramaz oldu, telefonlarımıza çıkmaz oldu.
Israrla konuşma isteğimizi telefonda reddediyor, bize hakaretlere varan sözler söylüyor. !İstemeeez!” diyor. “Konuşmam!” diyor. “Sevmiyorum sizi (seni)!” diyor. Ben çok üzülmeye başladım. Sarı saçlı, bembeyaz yüzlü, yeşil gözlü melek görünümünde o minnacık yavrunun sözlerinden alınmaya başladım. Sözler bana yaşıtım gibi ağır geliyor. O öpücüklerini, sarılmalarını bir daha yapmayacak diye korkuyorum. Evet, Saadet Hanım (eski bakıcısı) gittiğinden beri Deniz’in durumu böyle. Geçen gün babaannesi sitem ederek “Artık Ayşe’ye (hayali biridir) ayakkabı, elbise alacağım!” dedi. “Doğum günümü mahvettin!” diye bağırdı telefonda Deniz. Bu 23 Mayıs’ta tam üç yaşına giriyor. Yeni bakıcısına ağlayarak, “Babaanneme söyle Ayşe’ye bir şey almasın!” diye de istekte bulundu. “Dedem bana sarı, pembe ördek yavrusu almasın! Civciv almasın! Güvercin almasın! Civcivim var! Babam aldı. Adana dürüm de almasın! Babam bana Adana dürüm alacak!” diye de ekledi cazgır kız. Evet, Saadet Hanım gittiğinden beri durum bu!

Ben bunu Başbakan’ın son ruh hali için anlatmak istedim. Son zamanlarda bir iki ameliyat geçirdi Başbakan. Denir ki, ameliyat sonrası kişilerde buna benzer tavır değişiklikleri olurmuş. Bir arkadaşım var, ameliyat sonrası çok sinirli ve stresli oldu. Acaba diyorum “ameliyat sonrası”nda Başbakanda bir değişiklik mi oldu? Tıpkı Deniz gibi, hiç hoşlanmadığım bir tavır göstermeye başladı. Deniz’i çok önemsiyorum. Tek torunum ve bir kız çocuğu. Belki de bundan olacak? Ama Başbakan için ne hissetmeliyiz? Benim bir yakınım (akrabam) değil, çok tuhaf şeyler söylüyor. Hiç tasvip etmediğim, katılmadığım şeyler. Bir yakınım olmadığı için acaba onu önemsememeli miyim? Hadi ben önemsemeyeyim ama yetmiş milyon var? Onlarda mı duymazlıktan, görmezlikten gelsinler, bu olabilir mi?

 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 28 Şubat soruşturmasındaki gözaltı dalgaları için tepki verdi: “Bu dalgalar ülkeyi boğuyor!” Yani operasyonu sonlandırın artık, bu işin üstüne öyle çok gitmeyin, üstünü kapatın, demek(tir). Yargıya talimat (emir) veriyor Başbakan. Bir uyan olursa 28 Şubat soruşturması alelacele sonlandırılacak anlaşılan. Bu tavrıyla 28 Şubat darbecilerine destek veren Başbakan acaba 28 Şubat ürünü olmanın bedelini mi ödüyor?

 Bazı yazarları(Bekir Coşkun) beğenmesek de, Paşaları onlara karşı dava açmaya davet edemeyiz. Başbakan Paşaların ve Genelkurmay’ın (TSK) her türlü destekçiliğini yaparak askeri vesayete yeniden canlılık veriyor. Bu bizim meselemiz değildir. Eğer bir suç varsa, herkes hakkını arayabilir. Ama bizimkisi Paşalara eski alışkanlıklarını kazandırmak isteyen bir başbakan görünümünde(dir). Tuhaf şeyler söylüyor Tayyip Erdoğan, çok tuhaf!

Başkanlık sistemi için Başbuğ Alparslan Türkeş’in 9 Işık’ına sarılıyor: “Tek Başkan, tek Meclis!” Oysa 9 ışık nasyonal sosyalist bir programdır (ideolojidir). Adolf Hitler’in nasyonal sosyalist görüşlerinden esinlenmiştir. Zaten Başbuğ/Führer/Duçe birer faşist tek şef unvanları değil midir? Başbakan bir tuhaf oldu. Bu gidişle Deniz’i n sempatisini bile kaybedecek. (Deniz, üç yaşında olmasına rağmen yıllardır AKP’nin seçim şarkısını söylüyor. “Hangi partilisin?” sorusuna, “Ak Parti!” diyor. Tabii onun bu lafazanlığına herkes gülüyor.) Ben torunum Deniz’in tavırlarından rahatsızım ama ona ne olduğunu biliyorum. Başbakana ne oldu? AKP’lilerden demokrat olan yok mudur? Başbakanın bu tavırlarından rahatsız olan yok mu?
----------

Kaynak: özgür haber
http://www.ozgurhabergazetesi.com/makale.asp?makaleno=847






Hiç yorum yok: