8 Mart 2008 Cumartesi

ZAMANI VARDI ARTIK




Prof. Dr. M. ŞEHMUS GÜZEL



Bir öyküm var dinler misiniz lütfen?:

"bu şiirin içinden tren de geçebilir

uçak da

vapur da

bütün teknolojik ölüm aletleri de

ama hiçbirine binmeyeceğim

kusura bakma ölüm

gelmeyeceğim
(...)
bunca mazeretim varken

yaşama dair,

ölümü aklımdan bile geçirmem

seviyorum seni hayat

tüm kötü sürprizlerini de..."


Evet bu gerçekçi, bu bizi içimizden sarsalayan, bu umut dolu bir geleçeğe gülümseyen, hayata göz kırpan satırları yazan genç baba, iki çocuk babası şaka maka, tedavi edilmezse aramızdan ayrılacak.

"Ölümü aklımdan bile geçirmem" diyen ve şiirinin başından sonuna ölümle alay eden, çünkü hayata aşık bu şair, bu genç ölmesin ne olur!Ne olur bir gencimiz daha eksilmesin!Bu ışık sönmesin ne olur !Yarınların güneşli şafak vakitlerinde "BURDAYIM!" diyebilsin.Eşi ve çocuklarıyla kendisine ayrılan zamanı bırakın ne olur sonuna kadar istediği gibi yaşasın.

Mesane kanserini çeken bilir.Düşman başına bile diyemem.İşte böylesine başabela bir hastalıkla boğuşmak cesaretini gösteren ve birkaç yıl içinde on kez ameliyat olmak zorunda kalan bu genç baba, bu genç şair, yaşama göz kırpan ve geleçeğe gülümseyen, ölümle dalga geçen bu genç adam, Erol Zavar isimli gazeteci, gördüğünüz gibi iyi şair, yazar ve kamuyu ilgilendiren konularda kendi siyasi görüşüne göre çareler üretmeye çalışan bu genç militan bırakın ne olur KALSIN İKİ ÇOCUĞU VE EŞİYLE:ONLARLA PARKLARA GİDEBİLSİN, PLAJLARDA DENİZİ SEYREYLEYEBİLSİN, İKİ KULAÇ ATABİLSİN, KUMLARLA SOHBETE DURABİLSİN, ARKADAŞLARIYLA BİRDİRBİR OYNAYABİLSİN, TÜRKÜ SÖYLESİN (Sesi güzelmiş hem de gerçekten, arkadaşlarının söylediklerine göre), KOŞABİLSİN, GÖSTERİLERE KATILABİLSİN, SİYASET YAPABİLSİN İSTEDİĞİ BİÇİMDE.


Yeter bu kadar ölüm.Yeter artık.Yeter artık aramızdan çekilip alınanlar.

Eh ne yapalım Erol Zavar da genç ve devrimciymiş.Olsun cancağazım olsun birkaç gencimiz de devrimci olsun.Hepsi sağcı, bilhassa ırkçı olacak diye bir kural mı var?Kimi futbolcu olur.Kimi şarkıcı.Kimi televizyoncu.Kimi türkücü, kimi davulcu, kimi televoleci.Kimi de devrimci olur.Devrimci diye ölüme terkedemeyiz Erol Zavar'ı.

O başabela hastalığıyla O'nu hapishanede tutmak Erol Zavar'ı öldürmekle eşanlamlıdır.Ve bunun sorumluluğunun altından kimse kalkamaz:Ne hapishane müdürü, ne hapishaneler genel müdürü, ne Adalet Bakanı, ne Başbakan, ne de Cumhurbaşkanı.Herkesin elini vicdanına koymasının zamanı geldi artık.Artık karar almak gerek: Cumhurbaşkanını, Başbakanı, Adalet Bakanını ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni göreve davet ediyorum.Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) aziz üyelerini de.Yani milletvekillerini de.Hangi siyasi partiden olurlarsa olsunlar biri, birkaçı veya birçoğu bu meseleye mutlaka el atmalıdırlar:

Erol Zavar hapishaneden çıkarılmalı, özgür bir ortamda tedavisini sürdürebilmeli.

Kimi açılardan Nâzım Hikmet'in hayatını ve acılarını anımsatıyor bu delikanlının hayatı.Unutmayalım Nâzım Hikmet'i de bir komplo sonrasında o günkü yasalara bile aykırı bir biçimde yargılayıp ağır bir ceza kestiler.Ve Nâzım'ı o yıllarda kimse desteklemedi.Kimse O'nu savun(a)madı.Ne gazeteciler. Ne aydınlar.Ne siyasiler.Ama Nâzım'a düzenlenen 1938 komplosundan bu güne neredeyse yetmiş yıl, evet dile kolay tam yetmiş yıl, geçti.Türkiye'de artık cesur insanların bulunduğunu biliyoruz: Gazeteciler, aydınlar, sanatcılar, siyasiler arasında. Yurttaşlar arasında. Kadınlar, erkekler ve çocuklar arasında.Nâzım'ı onca yıl aradan sonra, bugün artık neredeyse herkes sahipleniyor.Ama zamanında hiç kimse oralı bile olmamıştı.Ne olur Erol Zavar'ı savunmak için, O'na el uzatmak için, O'nu özgürlüğüne kavuşturabilmek için de yetmiş yıl beklemeyiniz.Çünkü yarın bile çok geç olabilir.Erol ölümün verdiği randevuya gitmek istemiyor.Ne kadar güzel.Biz de ona bu konuda yardımcı olmalıyız :Mutlaka.Ve artık geçikmeden.Bir an önce.

Zamanı geldi artık:O'na özgürlükle randevusuna vaktinde ulaşabilmesi için uçak, vapur, tren veya otobüs gönderelim.Özgürlüğe tek gidiş bir bilet gönderelim:Erol Zavar adresine.Ne olur.

O'na "yaşama dair bütün mazaretini kabul ettik" ÖZGÜRSÜN diyebilmek.İşte hepsi bu kadar.

Bu yazının içinden tren de geçiyor,uçak ta, vapur da, otobüs te:Erol Zavar'ı alıp özgürlüğüne, iki çocuğuna ve eşine kavuşturabilmek umuduyla.

Haydi hep beraber!

Ha gayret!

Hiç yorum yok: