13 Mart 2011 Pazar

ÜFÜRÜKTEN TEYYARE




Diyarbakır AKP’de Erdoğan’ın resmi önünde dini bir ayin gibi pasta kesildi. Erdoğan’ın doğum gününü bir dini ritüel gibi kutlayan Diyarbakır AKP yağcılıkta dünya şampiyonu oldu. Bir resme tapar gibi Erdoğan’ın gıyabında yapılan bu yaş günü rezil bir olaydır. Diyarbakır AKP’yi teşhir etmek gerekir. Daha 5-6 yaşında türban takmış bir kıza yaş günü pastası kestiriliyor. Allah bizi bu insanlardan korusun! Diyarbakır AKP’nin bu yağcı ve etik olmayan davranışını kınıyorum. Türkiye’yi idare eden bir siyasi partinin durumu budur. Türkiye’de demokrasi var denebilir mi? Bu davranışlar monarşi ve diktatörlüklerde olur. Böyle bir iktidar partisi olan devletin tipi padişahlık tipi bir rejimdir. Kimse demokrasiden filan bahsetmesin. Böyle liderleri bir bakıma tanrı katına çıkartan rejimlere bilimde diktatörlük denir. Sosyal bilimlere bakın bir.

G20 dönem başkanı sıfatıyla Türkiye’yi ziyaret eden Sarkozy’nin karşıla(n)ma töreninde sakız çiğnemesi-bizim ahlaki anlayışımıza göre-ayıptı. Doğru bir şey yapmamıştır. Ama ona karşı Melih Gökçek’in sakız çiğnemesi de çok ayıptır. Bu diplomatik bir yanıt değildir. Bir yazılı açıklama ile ya da başka bir ileti(şi)mle olay kınanabilirdi. Eğer Türkiye Cumhuriyeti (TC) bu işte Melih Gökçek’i kullanmışsa, vah halimize! Ama bu işi Melih Gökçek kendi aklınca yapmışsa, sevdiği konulardır bunlar. Bu işleri iyi başarır. Ayıplı bir durumdur.[Avrupa’da yellenmenin ayıp olmadığını biliyorsunuz, değil mi? Vallahi sakız’ın intikamını böyle alırlarsa ağlamayalım(!) Ciddi olmak gerekir, ciddi! Bir ulusu temsil ettiğinizde ciddi olmalısınız. Şahsınız adına her şey yapabilirsiniz, bu belki de size yakışabilir? Ama toplum adına her şeyi yapamazsınız.] Melih Gökçek bana göre TC’yi küçültmüştür. Ona bir tepki verilmemesi de ülkemizdeki demokrasi seviyesini gösterir. Melih Gökçek’ten bunun hesabını soracak-maalesef-bir makam yoktur. Ben kendi adıma Melih Gökçek’i kınıyorum! Bir ülkenin şerefi böyle kurtarılmaz!

Saadet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan’a Allah rahmet etsin diyoruz. Ölülere saygımızdandır. Ama fetişistleştirmemek gerekir. O da bir insandı ve büyük hataları vardı. Milliyetçi Cephe (MC) dönemlerini unutmadık. MSP’nin AP-MHP-CGP ile yaptığı Kutsal İttifak’tan söz ediyorum. Erbakan, üç tane Milliyetçi Cephe koalisyonunda yer aldı. Binlerce insan katledildi, sürgün edildi. Unutmuyoruz. TSK’nin taziye mesajı ve cenaze törenine katılımına gelince: Bu konuyu duygusal yönünden çok sosyal bilim açısından açıklamak gerekir diye düşünüyorum. Ordunun baştan beri dikta peşinde olması doğru değildi(r). İslam’ı kullanan siyasi partilerin de-yine baştan beri-Allah’ın devletteki siyasetin en yüksek makamında oturan vekilleri olarak davranması doğru değildi. Ve nihayetinde Erbakan da diğer faniler gibi ölümü tattı ve ancak bir kefenle gömülebildi. Allah Erbakan’ın günahlarını affetsin.

Mısır, Libya ve Tunus’taki ayaklanmalar halkların özgürlük arayışlarının sonucudur. Halkların özgürlük arayışları devam edecektir. Yani doğal etkileyişim yasası işleyecektir. Özgürlük arayışının Türkiye’de olmayacağını kimse garanti edemez. Çünkü ne iktidar ne de muhalefet özgürlükten yana değildir. Hem iktidar ve hem muhalefet askeri vesayeti temsil ediyor. Özgürlükçü bir demokrasi Türkiye’de şimdilik ancak hayal edilebiliyor. Çıkara dayalı, aslında resmen birer şirket olan siyasi partilerimiz var: AKP, CHP, MHP ve hatta BDP birer şirkettirler. Şirketler menfaatlerini koruyan parasal organizasyonlardır. Şirket sahipleri de parasal olarak büyüyen ortaklardır. Birbirinden farkı olmayan bu siyasi partiler arasındaki mücadele yalandan bir mücadeledir. Şirketvari mücadelelerden de DEMOKRASİ çıkmaz.

Hiç yorum yok: