26 Mayıs 2008 Pazartesi

DIŞ MiHRAKLAR





Abdulkadir Ulumaskan
ulumaskan@hotmail.de


Aslında bu kökü dışarda olan dış mihraklara, Allah razı olsun demek gerekiyor!

Türkiye Cumhuriyeti’nin bu mihraklara, minnet ve şükran borcunun olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu devleti ayakta tutan bu dış güçlerdir.

Dış mihraklar olmasaydı, bu derin devlet çoktan yıkılmıştı. Ama sağ olsun dış güçler, devletin ayakta kamasını sağlıyor!

Doğrusu devletde çok yaman bir devlet, her seferinde bu güçleri tasfiye ediyor, ama habire yeni dış mihraklar ortaya çıkıyor, devlet ne yapsın ?

Dünyada eşi-benzeri görülmemiş bir dış mihraklar vardır, Türkiye’de:
Kürt sorununda, dış güçlerin parmağı var. Ekonomiyi, hain kökü dışarda olanlar bozuyor. Siyasette dış güçlerin eli var... Velhasıl bu dış mihraklar, Türkiyenin peşini bir türlü bırakmıyor. Türkiye gibi güçlü bir devlet olmasaydı, şimdiye kadar çoktan yıkılırdı, diyenler var. Ancak ben bunun tam tersini idda ediyorum. Bana göre bu dış güçler olmasaydı, Türkiye çoktan yıkılmıştı.

Şimdi, her zaman bir dış etken olabilir. Ama bunu bu kadar abartmak ve herşeyin temeli yapmak, Türk devletine özgü bir çarpıtmadır. Hatta bazen kendileri de yarattıkları bu dış mihrak yalanınına bile inanırlar!
Derin devlet, temsilcileri ile sözcüleri halkı uyutup sömürebilmek ve kendi kirli emelerine alet edebilmek için bu çirkin politikaya başvururlar.


En son Tuzla Tersanelerinde, iş güvensizliğinden dolayı bir çok işçi (24) hayatını kayip etti. Bunun üzerine ilgili bakan çıkıp: „ Bizim gelişmemizi istemeyen dış güçlerin bunda parmağı vardır.“ dedi. Yani ayıp ve insaf, yüz metre yükseklikten eminiyetsiz koşullardan ötürü işçi düşüyorsa, bunda hangi dış gücün parmağı olabilir ki ? Hangi dış güc yukarı çıkarak zavallı işçiyi aşağı atmıştır ? Bunu pek te sayın olmayan bakana sormak gerekmez mi ?

Bütün bu işçiler kötü iş koşlarından öldüler. İşçilerin aileleri ve sendikalar, bas bas katillerin kim olduğunu bağırıken, işçilerin katil zanlısı olan bakan da kalkıp, utanmadan, bunu dış güçlere bağlıyor!

Aslında bakan ve bakan gibilerinin artniyetlerini anlamak ve bunu neden yaptıklarını anlamak güç değildir. Ancak işin garip tarafı buna halktan inanan insanların çıkmasıdır.

Belkide bunun içindi, Aziz Nesin: “ Türkiyede insanlarin % 70´nin aptal olduğunu, ancak bunların hepsinin kendilerini % 30´un içinde gördügünü.“ söylerken bunu kast ediyordu. Yani halkı ahmaklıkla suçlamak değil de, sistemin insanları nasıl aptallaştırdığını, söylemek istemiştir.

Tuzla olayında olduğu gibi, bir çok şeyde dış mihrak aramak yerine, içteki bu gerçek halk düşmanı olan mihrakları bulmak ve deşifre etmek gerekir.

Artık Türk halkının, bakan gibi sahte değil, gerçek temsilcilerinin halkı aptallığa mahkum eden bu mihrak düzenini tehşir ve tecrit etmesi gerekir; zamanı gelmiş ve geçmiştir bile!..

Hiç yorum yok: