14 Mayıs 2018 Pazartesi

Minna ve Muhammed Haydar...





Faiz Cebiroḡlu



Türkçede ” ع” harfi yok. Minna derdik. Minna (مناع) Cebiroḡlu. Amcaoḡlu. Temmuz ayında, yıl 1979.  ”Fevzi, iş buldum. Kahramanmaraş yakınlarında. Sen ve Muhammed Haydar’da geliyor. Tek kireç ocaḡı, yeter.

Tamam dedim. Bir gün sonra iş elbiselerimizi hazırladık ve otobüse bindik. İş yerine ulaştık, daḡ eteklerinde bir yerdi,  taş var ama ocak yoktu. Kazdık, kazdık ve kazdık: Ocak oldu.

Yakıcı güneş altında çalışırken, Muhammed Haydar, aniden: ”Fevzi, Maraş’a git, bir şişe şarap getir, iyi gider…” dedi.  Aynen, öyle yaptım.

Geldiḡimde, Muhammed Haydar,  kireç ocaḡını oymuş, bitirmiş.

Arapça ile merhaba dedim. Merhaba, merhaba dedi. Şişeyi verdim. Şişeyi de bitirdi.

Bana: ”Yarın, kireç ocaḡı örülecek ve yakılacak” dedi.

Gerçekten öyle oldu.

Ateş verdik.

Odun yoktu. Patlamış kamyon lastiklerinden verdik.

Verdik….

Kireç ocaḡı patladı.

Üstü açık, altı kireç oldu.

Bir kamyon geldi. Alttaki kireçi yükledi.

Muhammed Haydar: ”Fevzi, çok fazla lastik vermişsin yahu” dedi.

Ben de, ”Evet, lastik, kamyon lastiḡi, fazla vermişiz  dedim…”

Sonra tekrar Antakya, Dursunlu Köyü.  Eve geldik. Minna Cebiroḡlu, babamla konuştu. ”Yahu iki deliyi aldım, yalnız ocaḡı deḡil, gökyüzünü de yakmışlar. Ne taş kalmış, ne de kireç…”

Muhammed Haydar ile sonradan, Kireçdaḡların kahvesinde buluştum. Bana, ”Minna Cebiroḡlu paramızı vermedi. Verir mi?”

Ben de ”verir, verir! Kireç ocaḡını ve Maraş’ı yakmışız! Ne parası?..

Sonra yıllar geçti. Ben de Suriye’ye geçtim ve böylece irtibatlarımız kesilmiş oldu.

Evet…Aradan yıllar geçmiş ve ben Damscus’tayken Muhammed Haydar’ın ölüm haberini vermişler. Köydaşım, iş ve sohbet arkadaşım Muhammed Haydar’da gitti, sessizce ve hüzünce.

Köydaşım, iş ve sohbet arkadaşım Muhammed Haydar, mekanın gülistan olsun. Seni Sevgiyle anıyorum…