12 Mart 2012 Pazartesi

AKParti İle CHP’nin Irkçılık Yarışı!



Mustafa Elveren (Em.öğrt.)
elverenmustafa@hotmail.com

AKParti İstiklal Marşı’nı, CHP ise Onuncu Yıl Marşı’nı yere-göğe sığdıramıyor. Kaplan” AKParti ile “aslan” CHP ırkçılıkta birbirleriyle yarışıyorlar.

Arada-sırada meclis kulislerinde birbirleriyle dalaşması bizleri yanıltmasın. O kavgalar “Ben senden daha çok vatanseverim” gibi milliyetçi duygular nedeniyle yapılmaktadır. Bu iki partinin ırkçılığı MHP’ye rahmet okutuyor.

Son günlerde fısıltı gazetesinde; “Ergenekon hapiste, Fikri hem İktidarda hem de muhalefettedir.” söylemine kulak misafiri olmaktayız. İşte AKParti’nin “ileri demokrasi”si böyle bir şeydir.

Ermeniler, Kürtler, Aleviler, Yahudiler, Rumlar… Neredeyse Türkler dışında herkes “bölücü” olarak lanse edilmektedir. Hatta bu yasakçı sistemde Türkler bile bazen bölücü olmakla suçlandığı görülmüştür.

Türkiye Başbakanı “Dindar ve kindar” gençlik yetiştirmek isteyen bir kafa yapısına sahip olduğunu açıkladı. Bu baskıcı ve yasakçı zihniyet Türkiye’yi yönetiyor.

Meclis kürsüsünde Atatürk’e “diktatör” diyen BDP milletvekili Sayın Altan Tan‘a saldıran CHP’liler, Meclis iç tüzük değişikliği görüşmeleri sırasında iktidar tarafından konuşma özgürlüklerinin kısıtlandığı gerekçesiyle ağızlarını bantlayarak protesto etmişler. BDP’li vekilin konuşmasına tahammül edemeyen CHP’liler, kendilerine sıra gelince demokrat kesiliyorlar.

Meclis kürsüsünde yapılan konuşmaya tahammül edemeyen CHP demokrat olabilir mi? Bu partinin demokratikleşmesi biraz zor görünüyor. Bunların demokratlığı kendinedir. Egemen sistem; Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sezgin Tanrıkulu, Doğan Taşdelen… gibi biraz demokrat özelliklere sahip olan birkaç kişiyle CHP’yi kurtarmaya çalışıyor. Kurtulur mu? Sanmıyorum! Umarım ki, ben yanılmış olayım! Bekleyip göreceğiz.

Postalcılarla takunyacıların birbirleriyle dans ettiği bu meclis demokratik bir anayasa yapabilir mi? “Vatan söz konusu olunca gerisi teferruattır”, bunlar için. Demokratik bir düzenin olmadığı vatanı ben ne yapayım?

Kendine sol diyen her akım ezilen halkların ve onların bileşeni olan emekçilerin yanında yer almak durumundadırlar.

Bu gün Türkiye’de en önemli sorunlar çözülemiyorsa, bunun nedeni Ana muhalefet partisi olan CHP’nin AKParti Hükümeti’ne karşı gerçek muhalefet yapamamaktan kaynaklanmaktadır.

Ne yazık ki, CHP’nin içindeki hizipler Kılıçdaroğlu’nu nasıl bertaraf edecekleriyle uğraşmaktan zaman bulup iktidara karşı asli görevi olan muhalefet yapamıyorlar.

Yine de tüm bu olumsuzluklara rağmen CHP’nin bazı sol söylemlerde bulunması bence önemlidir. “Faşizme karşı omuz omuza”, “Susma sustukça sıra sana gelecek” vb. sol sloganları kullanması en azından kulağa hoş geliyor.

Aslında CHP gerçekçi ve akılcı bir muhalefet yaparsa, Türkiye’nin demokratikleşmesine katkı sunabilir.

“Emekçilerin, Kürtlerin, Alevilerin, PKK, KCK ve ülkenin diğer birçok sorununu çözmek için AKParti’den önce CHP’nin BDP ile birlikte kalıcı projeler üretmesi gerekmez mi?”

Ne var ki, Türkiye’nin önemli sorunlarının çözümü için Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni CHP’sinden de bugüne kadar olumlu bir işaret görülmüyor.

Bu gün Kürt siyasetindeki birçok parti, dernek, şahsiyet ve kurumlar bir araya gelerek ortak bildiri yayınladılar. Ortak bildiride anlaşılan o ki; Kürt siyaseti bileşenleri kendi aralarındaki birliği pekiştirip, diğer taraftan Türkiye’deki emekten yana olan sol ve sosyalistler ile bazı demokrat İslamcıları ve demokratik Alevi kuruluşlarını da içine alarak tek bir çatı altında siyasette yeni bir alternatif oluşturacakları yönünde ilk işaretini vermektedir.

Böylesi büyük bir oluşum ilk seçimlerde çok önemli ataklar yapabilir. Böyle bir oluşumun Türkiye için önemli ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Başarılı olmalarını umuyor ve diliyorum.

11.03.2012

Hiç yorum yok: