24 Mayıs 2008 Cumartesi

ANTAKYALI ALEVİLERE HAKARET

Kayseri Gündem gazetesinde ”köşe yazarı” olan Mehmet Hüsrevoğlu, 18 Nisan 2008 tarihli bir ve sonraki yazılarında Antakyalı alevilere hakaret etmesi üzerine, blog çalışanlarından Ali Emin İleri, gazete yayın yönetmenine bir mektup göndermiştir. Hem Ali Emin İleri’nin mektubunu hem de sözkonusu olan yazarın(!) yazısını yayınlıyoruz:


”From: Ali Emin ileri
To: ugurlu@kaynet.net
Date: 23. maj. 2008 21.40


Kayseri Gündem gazetesi Genel Yayın Yönetmeni / Yazıişleri müdürü,

Sayın Mehmet Uğurlu,

Antakya'dan yazıyorum. selamlarımı iletiyorum.

Sizlere yazmamın amacı gazetenizde çıkan bir köşe yazısı içindir.

18 Mayıs 2008'de ( 18 Nisan olması gerekir. blogun notu) Mehmet Hüsrevoğlu adında biri, 'Cumhurbaşkanı kimi kurtaracak?' başlıklı ve utanc verici bir yazısında, Suudi Arabistan'da idama mahkûm edilen Samandağlı Sabri Boğday'ın hem idam edilmesini savunması, hem de onun şahsında tüm Antakyalılara küfür ve hakaret etmesidir. Hüsrevoğlu, bizlere; ' …din haneleri islam yazsa da kökenleri, Hristiyan, Dürzi, Nusayri, Maruni gibi değişik din ve mezheplere aittir. İsalamla oluşan bağ sadece nüfus cüzdanı ile ilintilidir…' diyor!..

Sayın Yönetici,

'Basın Ahlak Kurallarına Uymayı Söz Vermiştir' diyorsunuz.

Peki bu mudur, basın ahlak kurallarına uymak?

Bakın, Hüsrevoğlu, Sabri Boğday'ın neden idama mahküm edildiğini kendisi de bilmiyor. Şöyle diyor:

'nedeni tam netleşmeyen bir suçlu!'

Buna karşılık, Hüsrevoğlu, hem Sabri Boğday'ın idam edilmesini savunacak kadar kendini kaybediyor, hem de biz, Antakyalılara, namustan ve ahlaktan yoksun sözler sarfediyor.

Sayın Yönetici,

Bu, kindir!

Sayın Yönetici,

Bu, Antakyalılara duyulan bir 'özel' kindir!

Peki, böylesi bir kinle, önyargılı bir kinle, biz Antakyalılara hakaret ve küfür eden, Hüsrevoğlu herifin yazısına yer vermek mi, 'basın ahlak yasasına uymak' oluyor?..

Sizlerden açıklama bekliyoruz.

Hüsrevoğlu'nun kınanması ve biz Antaklalılardan özür dilemesini bekliyoruz.

Bundan böyle, böylesi üzücü ve talihsiz yazıların gazetenizde yer alamayacağına inanmak istiyor, çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

Saygılarmla.

Ali Emin İleri / aliemin.ileri@gmail.com”


-----------------------------------------------------





Cumhurbaşkanı kimi kurtaracak ?

Mehmet HÜSREVOĞLU

Son günlerde , görsel ve yazılı basın'ın çoğunluğunda; kışkırtan hatta tehditvari bir üslupla, bir suçlu için sayın Cumhurbaşkanının devreye girmesi isteniyor... Akabinde, " eğer girişimde bulunulmazsa şahıs ölecek " diye hümanist ağıtlar yakılıyor... Haber detaylı olarak incelendiğinde ise işin o kadar masum olmadığı ortaya çıkıyor... Özetleyecek olursak; Hatay Samandağı nufusuna kayıtlı bir vatandaşımız, iş kurduğu Suudi Arabistan'da nedeni henüz tam netleşmeyen bir suçtan dolayı idama mahkum olmuş... Berber dükkanı işleten vatandaşımız komşuları ile iyi münasebet geliştirememiş olacak ki, zaman içinde komşu ile kavga etmeye başlamış... Bu kavgalar esnasında, bizim vatandaşımız olacak şahıs, Allah-Peygamber-Din -İman gibi ne kadar kutsal değer varsa , hepsine küfrederek mısırlı komşusunu darp etmiş... Olay resmiyete intikal edince , Hataylı vatandaşımızı yetkililer tutuklamış , yargı , idam cezasına hükmetmiş... İdam cezası gibi çok ağır bir hükmün altında kalan vatandaşımıza laik medya , Cumhurbaşkanı nezdinde af kampanyası başlatıyor, hümanizm eşliğinde de İslam'a sövmeyi de ihmal etmiyorlar... Şu manşetlere bakın: " Oteline, ayağına kadar gittiğin Kralı ara da, affetsin. " " Kafası kesilecek türk için devreye giren kimse yok !" " İnfaz için 13 gün var " " Başının kesilmesini bekliyor" " Kralın dostu nerede ? " Bu ve benzeri başlıklarla bir şefaat operasyonu mu istenmekte yoksa adli bir vaka için Cumhurbaşkanı nı küçük düşürmek niyetimi yatıyor tam belli olmamaktadır... Faraza, Cumhurbaşkanlığı nezdinde yapılan girişimlerin sonuç vermediği düşünülse , ertesi gün atılacak başlıklar nasıl olabilir hayal edin bakalım... Olayın sıkıntı verici diğer boyutu ise, Hataylı vatandaşlarımızın çoğunluğunun Arap kökenli ,ana dillerinin, Arapça olması nedeniyle orta doğu ülkelerine çok rahat girip çıkabilmelerindir… Ancak bu vatandaşlarımızın, nüfus cüzdanlarındaki Din haneleri İslam yazsa da asli kökenleri,Hrıstiyan- Dürzi - Nusayri-Maruni gibi değişik din ve mezheplere aittir. İslam la oluşan bağ sadece nüfus cüzdanı ile ilintilidir... Bu avantajlı kimlik hanesini kullanıp , suud'a bir vatandaşı imiş gibi rahatlıkla girip çıkan hatta çoğu kanun dışı faaliyetlerin odağı olan çift dinli vatandaşlarımız yıllardır iki ülke arasında sorun oluşturduğu her nedense göz ardı edilmektedir... Bu olayı aktarmamın nedeni , suçluyu değil , bağcıyı döven zihniyetin teşhiri içindir... Adam, Dine, imana, Allah'a , açıkça küfredecek, bulunduğu ülkenin yasasında mevcut olan bir cezaya çarptırılacak , biz olanları hiç'e sayıp, şefaatçi olunması için birde Cumhurbaşkanına endirekt tehdit ve hakaretlerde bulunacağız...İşte bu olay ideolojik kompliman değilse nedir?... Aynı medya yöntemi, Akdeniz Üniversitesindeki olaylarda da uygulanmadı mı?.. Sanki sol ve PKK lı ortak oluşum, hiçbir şeyden habersiz kuzu gibi ! okullarına giderken, ortaya Tomarza nüfusuna kayıtlı bir Kurt çıkıveriyor ve kuzulara saldırıyor... Ne kadar da masum bir haber !... Karşı taraftaki kuzu da bulunan silah hem görmezden geliniyor hem de elinde, birden bire kuru sıkıya dönüşüyor...Kendi ülkende bir ırkı aşağıladı iddiasıyla gazeteci öldür, Başka ülkenin yasasına mutlak suç olan bir fiili işleyeni kurtarmak için kampanya başlat ve İslam ülkelerindeki Şeriat hukukunun nasıl ilkel ! bir yapıya sahip olduğuna dair , küfür nameler döşen... Artık bu medya ideolojisi'nin imalat bandında çıkan bu haberlere inanmak için saf olmak lazım... 18.04.2008 .haberleşme: tekistic@hotmail.com

Hiç yorum yok: