Prof. Dr. M. ŞEHMUS GÜZEL
Paramparça olmuş bir cografya :Kent.Her çizgisinde bir sınır.Aşılması mümkün olmayan.
Gerçek ve yaratılmış/uydurulmuş/ »benzetilmiş » manzaraların birbirine girdiği ve asla çıkamadığı çurçuna :İşte kent :Yaşamak için değil.Bu açık.
Arabaların kornalarına, otomobillerin, otobüslerin, minibüslerin mırmırmlarına, yaşlı gevezelerin tek başlı ve tek başına tartışmalarına teslim.Bastille gevezeliklerinden « düştü » :Sabah « café »lerinin yalnızlığında.Kent teslim alındı aniden.
Sabahcı metroların homurtusuyla uyanan. Tramvayların ıslık seslerine kulak kabartmayan başabela : Kent.
Kenef kokan :Helaları açıkta çünkü.
Şiddetin evlerden, okullardan, garnizonlardan, karakollardan sokak, cadde, bulvar ve meydanlara « çıkarıldığı » çangıl : Kendi/kenti şiddetine esir : Kendi/kenti şiddetinden sorumlu.Kendi/kenti şiddetinden korkan. Kendi/kenti şiddetinden vurulacak : Kent : Mutlaka.Hiç kuşku yok.
Lanetli : Lanetlenmiş insanlarıyla, kadın,erkek, çocuk çoluklarıyla.Büyük küçükleriyle.Küçük büyükleriyle.Hepsiyle.Ve tek tek.Tek başına ve yapayalnız.Bu dünyayı terketmeye hazırlanıyorlar : Bizden habersiz.Ve arkalarına bakmadan kaçmak için.Hep beraber.Ama tek başlarına.Yalnızlıklarının diplerinde bitik.Kent bu :Bırakmayacak.Yapışacak yakalarına.Bir kış gününün beyazlıklarında donmuş.
Plastik torbalı analar, babalar, nineler, dedeler, bacılar.Ellerinde.Gençler nâ-mevcud alışverişlerde.Kent öksüz :Çocuklarından.
Kardeşler, sevgililer, sevgilisizler, sevgilerini karaborsada okutanlar, vurguncular, sevgisizliklerinden vurulanlar :Herkesin « yürüdüğü » ve herkesin « yürüttüğü » mekan :Kent.
Sola, sağa, öne, arkaya, güneye, kuzeye, doğuya, batıya : Ne aradıklarını, niçin aradıklarını bilemeyenlerin ülkesi.Sorgulamadan hiç bir şeyi.Nereye götürüldüklerini umursamadan.Yitirilmiş/yitik ülkenin kayıp devletinin yitik/yitirilmiş/bitirilmiş/iliklerine kadar aldatılmış çocukları.Üzülürüm.
Kent :Başa-Bela-Kent.
Kentin rüyası ( !?) :Gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi için mutlaka bilinmesi gereken. Neden ?
Paramparça olmuş bir cografya :Kent.Her çizgisinde bir sınır.Aşılması mümkün olmayan.
Gerçek ve yaratılmış/uydurulmuş/ »benzetilmiş » manzaraların birbirine girdiği ve asla çıkamadığı çurçuna :İşte kent :Yaşamak için değil.Bu açık.
Arabaların kornalarına, otomobillerin, otobüslerin, minibüslerin mırmırmlarına, yaşlı gevezelerin tek başlı ve tek başına tartışmalarına teslim.Bastille gevezeliklerinden « düştü » :Sabah « café »lerinin yalnızlığında.Kent teslim alındı aniden.
Sabahcı metroların homurtusuyla uyanan. Tramvayların ıslık seslerine kulak kabartmayan başabela : Kent.
Kenef kokan :Helaları açıkta çünkü.
Şiddetin evlerden, okullardan, garnizonlardan, karakollardan sokak, cadde, bulvar ve meydanlara « çıkarıldığı » çangıl : Kendi/kenti şiddetine esir : Kendi/kenti şiddetinden sorumlu.Kendi/kenti şiddetinden korkan. Kendi/kenti şiddetinden vurulacak : Kent : Mutlaka.Hiç kuşku yok.
Lanetli : Lanetlenmiş insanlarıyla, kadın,erkek, çocuk çoluklarıyla.Büyük küçükleriyle.Küçük büyükleriyle.Hepsiyle.Ve tek tek.Tek başına ve yapayalnız.Bu dünyayı terketmeye hazırlanıyorlar : Bizden habersiz.Ve arkalarına bakmadan kaçmak için.Hep beraber.Ama tek başlarına.Yalnızlıklarının diplerinde bitik.Kent bu :Bırakmayacak.Yapışacak yakalarına.Bir kış gününün beyazlıklarında donmuş.
Plastik torbalı analar, babalar, nineler, dedeler, bacılar.Ellerinde.Gençler nâ-mevcud alışverişlerde.Kent öksüz :Çocuklarından.
Kardeşler, sevgililer, sevgilisizler, sevgilerini karaborsada okutanlar, vurguncular, sevgisizliklerinden vurulanlar :Herkesin « yürüdüğü » ve herkesin « yürüttüğü » mekan :Kent.
Sola, sağa, öne, arkaya, güneye, kuzeye, doğuya, batıya : Ne aradıklarını, niçin aradıklarını bilemeyenlerin ülkesi.Sorgulamadan hiç bir şeyi.Nereye götürüldüklerini umursamadan.Yitirilmiş/yitik ülkenin kayıp devletinin yitik/yitirilmiş/bitirilmiş/iliklerine kadar aldatılmış çocukları.Üzülürüm.
Kent :Başa-Bela-Kent.
Kentin rüyası ( !?) :Gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi için mutlaka bilinmesi gereken. Neden ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder