25 Şubat 2010 Perşembe

KURNAZ ADAM PİYASA’DA!


Bülent Tekin
bulenttekin47@gmail.com


Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner-soruşturmalarını yaptığı İsmailağa Cemaati, Gülen Cemaati soruşturmaları ardından-(Erzurum) Özel Yetkili Savcı tarafından gözaltına alınıp yine Özel Yetkili Mahkeme’ce (Bu mahkemeler DGM’dir) tutuklandı. Eğer bir başsavcı böyle apar topar içeri tıkılıyorsa vay nüfus kâğıdı olan (garip) vatandaşın haline(!) Bu olayla İsmailağa Cemaatinin de-telefon dinlemelerinden-bakan’lara emirvari hükmettiklerini ve en yağlı ihaleleri alabildiklerini öğreniyoruz. Cemaatlerin artık-tıpkı Mafya’da olduğu gibi-birer sermaye şebekeleri olduğunu görmemiz gerekir.(Bugün iktidarda olan Fethullah Hoca’nın nasıl bir ticari tekel olduğunu göz önüne getiriniz.) Ülkemizde-AB’ye gireceğiz haykırmalarına karşın-esas amacın İslami faşist bir diktatörlüğün kurulması olduğunu düşünüyorum. (İslam asla faşist değildir. Buradaki kullanım, İslam’ın kullanılarak uyanık dincilerin iktidarı ele geçirme anlamındadır.)

Faşizme, militarizme, JİTEM’e, derin devlete, Ergenekon’a karşı çıkmak ayrı bir şeydir (mutlaka karşı çıkılmalıdır!) ama AKP’nin kuyrukçusu olmak ayrı bir şeydir. AKP’nin-takiyyeci, sahte demokrat tavırlarına aldanmadan-Kürtler(e) dâhil, kimseye vereceği bir iyi (ak) günün(ün) olmadığını görmek gereklidir. Artık-1500 civarında kadrosu ya da yandaşı-gözaltına alınıp bir kısmı tutuklanan BDP’nin AKP kuyrukçuluğundan kurtulması lazım(dır). Eğer İslami faşist bir diktatörlük kurulursa-aslında bu AB ve ABD’yi hiç ilgilendirmemektedir!-Tayyip Erdoğan veya Bülent Arınç nesebinden (iktidarından) bin yıllar geçse de kurtulunamayacağını bilmek gereklidir. Hazreti Muhammed’in şahsındaki İslamiyet kesinlikle-burada-söz konusu değildir. İslamiyet’e dahi ihanet olarak değerlendirilebilen bir kurnaz adam’ın yeryüzü devleti’nden (gölgesi) söz ediyorum. Kurnaz adam-artık Firavun ya da Nemrut gibi bizzat tanrı olmak fikri yerine-tanrı elçiliği (gölgesi) yaparak ticaret ve siyaset yapmak istemektedir.

Ülkemizdeki (Amerikancı) İslamcı politikacılar devletin (ticari tekel veya para) iktidarında sürekli oturmak istiyorlar. [Ticari tekellerde asker, rahip (din adamı) ve yönetici (bürokrat, siyasetçi) kavgası bu paraların paylaşımından dolayı ortaya çıkmaktadır.] Bugünkü olan anlaşmazlık ta budur! (Bu anlaşmazlık demokrasi mücadelesi değildir. Keşke olsaydı: Biz de bin takla atardık o zaman!) Oğlu 12-14 yaşlarında (internet üzerinden) ticarete atılan bir cumhurbaşkanımız var! Bu nasıl İslami bir ahlaktır ki onaylanabiliyor? [İslam’da ticaret kutsanmıştır(!) diyeniniz olabilir. Peygamber de ticaret yaptı, helaldir diye bilirsiniz! Ama ben de milyonlarca insanın aç olduğu bir ülkede (resmi rakamlar 17 milyon diyor, çok daha fazladır aslıda!), 40 yaşındaki insanların işsiz olduğu bir ülkede, bir çocuğun-babasının makamını ve siyasi gücünü kullanarak-milyoner olması da günahtır diyebilirim. Siz Peygamber misiniz? diye de sorabilirim.] Humeynivari bir cumhurbaşkanlığı ve başbakanlığı ile demokrasicilik oyununu oynamak çok zevkli bir şey olmalı! Ahlakı ticarete ve paraya dönüştüren bir İslam’la Allah’ın diniyle oynamak da çok kurnazca bir şey olmalı! Ne mutlu kurnaz adamlara! Ve ne yazık emek, demokrasi ve insan hakkı mücadelesi vermeyen aldatılmış insanlara!

Hiç yorum yok: