Mustafa Elveren - Em. Öğrt.
Herkes yaşamında hatalar yapabilir. Önemli olan hata yapmamak değildir, yapılan hatadan fark ettiği anda geri dönmektir. Aynı hatayı bir daha tekrar etmemektir. Geçen hafta yazdığım "'Bölücülük' ve 'Yandaşlık'" başlıklı yazımda "birileri Muhammed'in kuyruğuna, buna karşılık birileri de M.Kemal'in kuyruğuna yapışmışlardır." cümlesindeki "kuyruk" sözcüğünü kullanmakla, bana gelen uyarılar sonucunda önemli bir hata yaptığımı fark ettim. O nedenle, cümleyi "Birileri Muhammet'in eteğine, buna karşılık birileri de M.Kemal'in eteğine yapışmışlardır." şeklinde düzeltme yapmak ihtiyacını hissettim. Yaptığım bu hatadan dolayı herkesten özür diliyorum.
Gomanweb'te yayınlanmak üzere Sayın Dr. İsmet Turanlı tarafından gönderilen ve şu anda sitede yayınlanan "Dengir Fırat İle Kemal Kılıçdaroğlu Düeti" başlıklı yazısını okuyunca, Sayın Turanlı'nın da benzer bir hata yaptığını düşünüyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Tuncelili ve Alevi Kürt olması ile Dengir Fırat'ın da Adıyamanlı suni Kürt olması neyi değiştirir? Her ikisi de kendi çıkarları çerçevesinde Devlet'i kullanmışlarsa, al birini vur ötekisine. Mir Dengir Fırat'ın Sayın Turanlı'nın akrabası olması nedeniyle, O'nu savunmasını hoş görebilirim. Ancak; "Kemal bey Tuncelili alevi kürtlerinden. Hatta bir rivayete göre SKK genel müdürü iken yüzlerce akrabası alevi kürtlere iş vermiş, ihale vermiş,.." şeklindeki ifadelerini hoş görmek mümkün değildir. Bu mantık Kürdler arasında resmi ideoloji tarafından yaratılan çelişkilerin derinleşmesine hizmet eder.
Hırsız hırsızdır. Hırsızın Alevisi, Müslüman'ı, Hıristiyan'i, dinsizi, Kürd'ü, Türk'ü, Lazı, Çerkezi mi olurmuş? Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kürt Alevi, Mir Dengir Fırat'ın da Müslüman Kürd olmasının hiç bir önemi yoktur. Zaman Gazetesi'nin yaptığı hatayı Sayın Doktor'un da yapması, doğrusu içime sindiremiyorum. Bu tür söylemler, kürdler arasında ayrışmaya hizmet ettiğini düşünüyorum. "Yandaşlarına", "yakın çevresine", "akrabalarına" ve benzeri sözcükleri kullansaydı daha doğru olurdu. Özellikle Alevi Kürtler sözcüklerini kullanmakla, Doktor'un çok büyük bir hata yaptığını düşünüyorum.
Gomanweb yazarlarından Teman Dep ismiyle yazan Sevgili Feyzi Hoca'nın bu konuda yazdığı kısa bir yazıyı bu sayfaya aktarmak istiyorum;
"Dengir Mir Mehmet Fırat; Sünni Kürd. Ali Kemal Kılıçdaroğlu; Alevi Kürd. Biri Sayın Erdoğan'ın topuzu, diğeri Sayın Baykal'ın Çekici. Günlerdir ikisini vuruşturuyorlar. Konular da ne konu ama? Sanki Türkiye'nin can alıcı konuları! Ve Kürdler arasında mezhepsel olarak, tabi dolaylı yoldan kırgınlıklar yaratılıyor. Baykal ile Erdoğan da pohpohluyor. Tabi bunların koltukları şiştikçe şişiyor. Yani alavere dalevere KürD Mehmet ile KürD Ali nöbete. Haydi iyi nöbetler."
Sevgili Doktor İsmet Turanlı umarım Teman Dep'e hak verecektir. Aslında, Sayın Dr. İsmet Turanlı'nın bu güne kadar Tunceli yerine hep Dersim dediğini biliyorum. Bu defa Tunceli demesi sanırım unutkanlığından kaynaklıdır.
Yukarıda da açıkladığım gibi, Doktor'un bu cümleleri bilinçli olarak kullandığına inanmıyorum. Anladığım kadarıyla, iyi niyetle kurduğu cümlenin böyle kritik bir anlam taşıdığını fark etmemesinden kaynaklanmıştır.
Sayın Doktorum! Siz ki, bir çok yazılarınızda Kürdlerin birlikte hareket etmediğinden yakınıyor ve üzüldüğünü söylüyorsunuz. O zaman "Bu ne lahana turşusu, bu ne perhiz?" özdeyişini size hatırlatmak durumundayım.
Toplumsal barışa hizmet etmek istiyorsak, bu tür polemiklerden kaçınmak zorundayız. Umarım bu hataları bir daha tekrarlamayız. Sanırım bir dine inanmamak, o dinin mensuplarının bayramını kutlamaya engel değildir. Bu vesile ile emek, barış, özgürlük ve demokrasi çerçevesinde müslümanların Ramazan Bayramını kutlarım.
E-Posta : mustafaelveren@gmail.com
WEB: http://www.gomanweb.com/
29.09.2009 / Gomanweb
--------------------------------------------------------------------------------
Dengir Fırat İle Kemal Kılıçdaroğlu Düeti
Dr. İsmet Turanlı
Televizyonda bu iki siyasinin kapışması hakkında fikirleri sorulan ağır başlı vatandaşların dile getirdikleri yorumlar arasında bana da en ciddi geleni, "Dünya çok ciddi tarihi bir ekonomik kriz yaşanırken, bireysel problemler ile milyonları meşgul etmenin yeri olmadığı" kanaatıdır.
Meseleye ikinci derecede daha olumlu bakan yorumcular ise demokratik terbiye ve kültür yönünden bu karşılaşmanın faydalı ve örnek olabileceği kanaatını serdetmişlerdir.
Bana tebabet hayatım esnasında hiç de nadir olmayan bekaret muayenesi için baş vuranlar olmuştur. Çoğu kere anne ve babası ile gelen genç kızlara kızlık zarının zedelenip zedelenmediğini tesbit etmem istenmiştir. Ben evvela o genç kızlara muayene olup olmadıklarını sorar, onların rızası olup olmadığını öğrenmeğe çalışırdım. Şayet bir kızcağız muayene olmak istemiyorsa onun başından bir hadise geçtiğini tahmin etmemek zor değildi. Yok eğer muayene olmasında bir mahzur görmüyorda, hemen muayene odasına geçip soyunurlardı. Ben de o zaman daha muayene etmeden anne babaya kızlarında merak edilecek bir durum olmadığını söylerdim. Çünkü kendine güvenen bir insan muayeneden çekinmezdi. Bu tecrübemi anlatmamın sebebi Dengir FIRAT şayet bir haksızlık yapmış olsa idi iddialara cevap vermek dahi istemez, münazaraaya çıkmak cesaretini göstermezdi. Yani Dengir Fırat’ın hesap vermeyeceği bir durum yoktu.
Bu ithamlar ilk defa gazetelerde yayınlandığında FIRAT defalarca basın açıklaması yapmış, dedikoduların suiniyetli bir gümrük memurunun bilincli olarak, çarpıtılarak ortaya atıldığını ifade etmiştir. Bir milletvekili olan Kemal beyin o doğrulamaları dikkate alarak mecliste FIRAT’a şahsen sorması nezaket icabı mümkündür. FIRAT’ı ve indirekt AK partyiyi töhmet altında bırakmak gibi bir suiniyetle hareket ettiği aşikardır. Lüzumlu belgeleri de tetkik edip ondan sonra bir şüphesi varsa basına beyanatta bulunabilirdi. Öyle yapmıyor, basında ayni hataya düştü, hem suçlayan, hem de yargılayan pozisyonuna soktu. FIRAT ise sadece müdafaa pozisyonuna sokulmuş. Bu konstellasyon peşinen yanlıştır. Hala basında , hatta manşetlerde suçlayıcı, yargı infazı yapan büyük gazeteler, tabiati ile Doğan medya gurubu var. MENAS şirkeinin avukatının hakikatleri ortaya koyan belgeleri çarpıtarak, yahut eksik bir tarzda manşet yapan yüzsüz, AYDIN DOĞAN’a göbekleri ile bağlı , yalanları ortaya çıkınca ne derecede küçüleceklerini hesaba katmayan köşe yazarları var. Kemal bey hakikaten MÜFTERİDİR. Dengir Fırat’ın yaptığı hata onu mahkemeye vereceğine, ciddi ciddi karşısına alıp münazaraya girişmesidir. Hayret ettiğim o ki Kemal bey de hakaretlere boyun eğiyor ve mahkemeye müracaat etmiyor. Bana kalırsa sebebi yalancı olduğunu biliyor.
Ekletan bir misal:
Fırat dekontları göstermesine rağmen diyorki Kemal bey bu ödemelerin satış tarihinde yapılmasına rağmen hisse satışı karşılığı olduğunu nerden bilelim. Ben yüzde yüz eminim ki Fıratla satın alan arasında bir satış mukavelesi yapılmıştır. Sui niyet eseri bu dekontların satışa ait olmadığını iddia ettiği zaman neden bir basın sözcüsü ona şu suali sormuyor.Yani Fırat bedeva mı devretti hisselerini? Fırat çok zengin olduğu için, elbetteki aptal olmadığından, devrettiği kişiye hibe etmiş oalbilir. Peki bu yüzbinlerce dolara karşı ne satmış olabilir? Belki sui niyetli, Abdulhamid'in JURNALCİSİ karekterindeki şahsiyetsiz zat diyebilirki Fırat uyuşturucu karşılığında bu parayı almış olabilir. Fırat’ı hayali ticaretle sorgulayan basın mensuplarının çoğu yorumlarında Fırat’ın uyuşturcu ile alakası olamayacağını ifade ediyor ve hele hele BARON deyimini yakışıksız buluyorlar. Gerçi Kemal beyin bütün ifade tarzı polemiklerle dolu olmasına rağmen bazı zayıf karakterli köşe yazarları mal bulmuş mağribi gibi onu Baykal’a rakip olmakla da lanse etmeğe başladılar. Laiklikle, turbanla, anayasa mahkemesi ile, askeri darbe tehditleri ile bir türlü oylarını artıramıyan CHP şimdi sadece yolsuzluk dosyaları ile bir yere varacağını zannediyor ki Çankaya belediyesi ile kendi saflarında da korruption iddiaları ortaya çıkmaya başladı.
Bir yabanci trasport firmasının şöförü uyuşturucu ile yakalanıyor ve hatanın kendisinde olduğunu itiraf ediyorsa hala Fırat’ı bu çirkin hadise ile ilişkilendirmeyi yapanların ahlaksız olduğunu söylüyor ve bu ithamımı red edenin beni mahkemeye vermesini rica ediyorum.
Diğer ithamları ayni dütte Fırat’ın sarih bir şekilde açıklamaması zaafı olarak telakki edildi. Halbuki o defalarca kendisinden özür dilenmesi gerektiğini vurgulayarak hiç bir suçu olmadığına inandığını deklere etmek gayretinde idi. Ortağının, yani Menas Şirketi'nin belgelerle izah ettiği gibi Kemal Bey yalan değil, yanlış konuşmuştur. Bunu bilerek yapmıştır. Çünkü asıl maksadı CHP'nin prensip olarak yaptığı karalama taktiğini sürdürmesindendir. AK parti maalesef tarihten ders almamış. Menderes'i de çileden çıkaran İnönünün o hırçın politikasının CHP politikacıları tarafından tekerrür ettiğinin farkında değiller. CHP nin her kışkırtmasına AK partililer muhatap hissederlerse yıkımları uzun sürmez. Türkçe'de bir laf vardır…. Ürer kervan yürür demesi lazım. AK partinin ve yoluna, hizmetlere devam etmesi garekir. Türkiye'nin başinda çok ciddi problemler var. CHP bir gün olsun bir prıblem hakkında müsbet bir teklifte bulundumu? Bunun bilincinde halk. OBAMA diyorki. Şu anda USA kriz içinde iktidarla birlikte çözüm aramamız lazım. Cari açık almış yürümüş. Enflasyon tırmanmakta, büyüme tersine istikamette, dünyadaki ekonomik krizin bize yansımasının önünü nasıl alırız.? Kürt sorunu olduğu yerde duruyor. Erdoğan'ın Diyarbakır'da söyledikleri lafta kaldı. Hergün üç beş şehit cenazesi bayrağa dolalı geliyor. Bütün bunlar yanlız iktidarın yanlız halledeceği problemler değil. Muhalefetin de kafa yorması, beynine eziyet etmesi gerktiğini vatandaş söylüyor. Alevi meselesi, AB uyum yasaları,12 eylül askeri anayasanın çekilmez olduğu herkesçe kabul ediliyor.CHP nerlerde. Bir şöförün uyuşturucuya alet olması Türkiyenin büyük problemi gibi lanse edilmesi acizlik eseridir. Türkiye'nin uyuşturucu köprüsü olduğu, bununla nasıl savaşılacağını CHP teklif etse alnında öper , en yüksek oyu bu millet ondan mahrum kılmaz.
DENGİR ne demektir? DENG Kürdçe'de SES demektir. GIR da BÜYÜK anlamına gelmektedir. Yani DENGİR Kürdçe bir sözcük olup, BÜYÜK SES demektir. Adıyaman senatörlüğü yapmış olan, Adalet Partisi genel kurul üyeliği ve Demokrat parti devrinde Adıyaman milletvekilliği yapmış olan rahmetli abim Sırrı Turanlı, Dengir doğduğunda teklif etti ve babası dayım Ali Fırat’ta bu ismi verdi. İsminin yanında bir de MİR olduğunu Dengir'in milletvekili olmasından sonra ortaya çıktı. Meğer nufus cüzdanında isminin yanında bir MİR MEHMET yani büyük dedemizin ismi yazılı imiş.
Bir başka hakikat bu mevzu ile ortaya çıkmış bulunuyor. Kemal bey Tuncelili alevi kürtlerinden. Hatta bir rivayete göre SKK genel müdürü iken yüzlerce akrabası alevi kürtlere iş vermiş, ihale vermiş, SKK 7 sene zarfında düzeltmemiş bataklığa sürüklemiş. Bir takım yolsuzluklara sürüklemiş. Mersindeki gümrük memuru Fırat’ı şahsen suçlamak için gayret göstermiş. Fırat’ın evvelki beyanlarında dile getirdiği bir suçlamayı bu sefer izah etmedi. Bu gümrük memurunu niye şikayet ettiğini maalesef açıklamadı. Halbuki bu gümrük memuru sui niyetle CHP olmanın karakteri ile Fırat hakkında öküz altında buzağı arama karalama kampanyası yürütmüştür. O şahısta Diyarbakrli bir Kürttür. Dengir Fıratta bir kürt ailesinden gelmektedir. Yani asırlardır tekerrür eden bir durum ortadadır. Kürtler Türklerin oyununa gelmekte.1806 da Baban isyanından bu yana, Şeyh Sait da, Dersim isyanında kürt aşiretleri Türklerin nifak siyasetine alet olmuş bir birlerini yemişlerdir. Talabani Barzani senelerce dövüşmüş. İlk defa birliktelik sağlayınca Irakın en üst pozisyonlarını yakalamışlardır. Türkiye'de çok iyi yetişmiş kürt siyasiler, edebiyatcıları, sanatkarları, ilim adamları vardır. Maalesef birlikte hareket etmiyorlar. Birbirlerini yiyorlar. Korucular kürt kökenlidir. Kürdü kürde kırdırmağa Türk siyaseti devam ediyor. Kürtlerle alay edercesine.Birbirleri ile uğraşacaklarına ayni değerdeki Türk meslektaşları ile münasebtlerini kuvvetledirseler birlikte yaşamın formülü gerçekleşmiş olur. Bir Kamuran İnan kürtlere küskün. Sebebini sorduğumda bana şunu söyledi. Adalet partisi başkanlığına aday olduğumda Jürt delegeler bana bir tek rey vermedi Demirel'i destekledi dedi. Bu izahatlarım ne Türklerin ne de Kürtlerin hoşuna gider. Ama ben doğru bildiğimi söylemekten çekinmem.
Almanyada‚ anadilde eğitime müsade etmemk insanlık suçudur diyen Erdoğan Türkiyede Kürtlerle alay edercesine iki dilde eğitim olmaz diyor. Başbuğ dağdakilerini indiremiyoruz diyor. Sebebinin anadilde eğitim olduğunu bilmeyecek kadar aptalmı? Korkunç bir ifade Genel kurmaydan. Bayram taaruzuna geçiyoruz. Kuzey Irak'ta yani Güney Kürdistan'daki Kürtleri bombalamak, bayramlaşmak için bayram taaruzuna geçiyoruz diyorlar. Buna çok üzüldüm.
Dengir Fırat’ın yanlız Kemal beyi değil yargısız infaz yapan bütün doğan gurubu gazeteleri mahkemeye vermesi gerekir. Basın temsilcilerine izahat vermesine hiç hacet yok. Enerjisine, sinirlerine yazık ediyor. CHP’nin kışkırtmalarına Demokrat parti devrinde olduğu gibi muhatap olmaktan surati katiyyede kaçınması lazım.
Antalya,29.09.08
29.09.2008 / Gomanweb
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder