16 Nisan 2008 Çarşamba

Erdoğan’ın „Bismillah“ diye ilk geri adımı


Abdulkadir Ulumaskan
ulumaskan@hotmail.de



Gelişmiş tüm dünyada, herkes ileri adımlar atmaya çalışırken, Türkiye’de , başta sermaye çevreleri olmak üzere, belli başlı, sözde sivil kurum ve kuruluşlar bir araya gelmiş, nasıl geri adım atılacağının yollarını arıyor hep birlikte. Yerinde saymakta ileri değil geri sayıldığı için, zaten geri adım, „gerisin geri“ gidiliyor, demektir. Bu geri gidişin amacı ise derin devletin ilerlemesinden başka bir şey değildir.

Türkiyede toplum ve insanlar devlet için var olduğundan ve bu devletin gerçek sahibi de derin devlet olduğundan, onu ilerletmek için herşey meşru ve mübahtır.

Türkiyenin sözümona aklı-selimleri : “ Herkes bir adım geri atsın.” deyip bu geri adımın adını da koymazken, aslında derin ile yüzesel devletin uzlaşmasını istiyordu. Ve bunu başarmış gibi görünüyorlar. Ancak bu tek taraflı bir geri adım atmadır. Ergenekon yerinde saysa dahi, geri adım atan AKP’nin karşısında ilerilemiş olacaktır.

Galiba Tayyip Erdoğanın “Geri adım atmam” diye kabadayılığa başvurunca, daha işin derinliği ve vahametini kavrıyamamıştı. Yok eğer biliyorduysa, o zaman bu külhanbeyli narası geçmişteki kabadayılığının yalancı blöf alışkanlığından kalmış olsa gerek. Yoksa önce horozlanıp, bunun arkasını getirmeden, kendi kendisini rezil etmenin ne alemi vardı ? insanın başkası tarafından rezil edilmesi ayrı, ama kendi kendisini rezil etmesi başka bir rezalettir.

Ergenekon çetesinde ucu Doğu Perinçk’e kadar uzanan, ama askeri ucuna pek dokunulmayan derin devlet; derin devlet ile AKP ‘nin demokrasi mücadelesi değil çeteleşmiş derin ile derin olamayan devletin çatışmasıdır.




Bu ekonomik anlamda ise TÜSiAD ile MÜSiAD arasındaki egemenlik ve çıkar kavgasıdır. Tabiki işin arkasındaki orduyu gözardı etmemek kaydıyla..

Ak Parti kapatılma davasının açılması öfkesi ile Erdoğan ilkin Kasımpaşalı kabadayılığı ile :
“Kimse hukuku siyasete alet edemez !” derken, şimdi de : “ Hukuk kendi işini yapıyor.” diyerek imana geliyor.

Erdoğan ve partisinin derin devletin derin mahkemesi tarafından kapatılacağı ya da cezalandırılacağı ihtimali giderek ağılık kazandıkça, Türkiye’de siyaset yapma gerçeğini kavradıkça mütabakat adı altında : “ Bismillah” diyerek ilk geri adımı atmış bulunuyor.

Kapatılma durumunda AKP nin meseleyi referanduma götürme cesaretinin olacağını sanmıyorum. Çünkü % 47 değil, % 100 lük bir çoğunlukla da kazansa, derin devletin derin korkusundan buna girişemiyeceğini düşünüyorum. Buna da : “ toplumu germemek adına “ diyecektir.

İşte Tayyip Efendi’nin ilk “Bismillah” lı geri adımı böylece atılınca herhalde gerinin de gerisi gelecektir. Ancak bu geri adımlar “Bismillah” ve “Allahım izniyle” geri atılacağı için herhalde kendi tabanı da bunu yadırgamaz, hoşgörü ve mağduriyetle anlayacaklardır.

Çünkü “Bismillah” diye başlayınca, münafıklık ta yaparsa, seçmenine bunun fetvasını bularak izah edecek ve bu sadık seçmende, Erdoğan “Bismillah” dediği için kendisini mahzur ve mazlum görecek ve böylece bir parça oyu da artacaktır.

Türkiye’de siyaset artık böyle mağduriyet edebiyatı ve “Bismillah”lar ile yapılıyor ve maalesef tutuyor da. Türkiyede siyaset üretemiyenler, ya Allahın temsilciliğine soyunur ya da ordunun gücüne sarılırlar!.. 12 Nisan 2008

Hiç yorum yok: