15 Haziran 2008 Pazar

DERSİM HALKI DİRENECEKTİR




Mustafa Elveren (Em.Öğrt.)

Dersim halkına her türlü baskı, işkence, ölüm ve sürgün sistemli olarak yıllardır uygulanmakta olduğunu, “Resmi Tarih”in dışındaki kaynaklardan ancak öğrenebiliyoruz. Yine “Resmi Tarih”in masallarıyla, YİBO’ların devşirmesiyle, CHP’nin resmi ideolojisiyle sürekli etkilemeye çalıştılar. Büyük ölçüde başarı da sağladılar. Bu kadar yalan ve asimilasyona rağmen, yine de Dersim halkını yok edemediler. Egemen sistemin yöneticileri tarafından bu defa kirli savaşın bir ürünü olan koruculuğu dayatmaktadırlar.

Ferhat gibi nice ozanların fışkırdığı, “Ser verip, sır vermeyen” devrimcileri bağrına basan, Pir Sultan gibi direnen Önder Seyit Rıza ile Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ı yaratan, tüm baskılara, sürgünlere ve katliamlara rağmen hala ayakta kalmasını başarmış olan bir Dersim’i koruculaştırmaya kalkışmak, Türkiye’ye ve halklarına en büyük kötülüğü yapmak demektir. Dersim halkına koruculuğu dayatmak demek, Türkiye’yi mayın tarlasına çevirmek demektir. İnsanın düşünmek bile istemediği çok acı olaylara neden olabilir.

Ülkemizin en büyük tabiat ve kültür zenginliğini taşıyan, dağları, vadileri, asi suları, direnişçileri, devrimcileri yüzlerce türkülere ve ağıtlara konu olmuş bir Dersim’i yok etmeye çalışmak, hiç bir vicdana sığmaz. Cumhuriyet’i ve Kemalizm’i (Kemalizm hala tartışma konusudur) koruma bahanesiyle Dersim’i Pir Sultancı Kızılbaşlığından ve Kürtlüğünden soyutlamak için “Tunçeli”nizle kan deryasına çevirdiniz. Dersim halkı direne direne bu zihniyeti kıracaktır.

Dersimli Hemşehirlim “İhtiyar Delikanlı” Özgür Politika Yazarı Değerli Haydar Işık’ın Dersimle ilgili yazılarından etkilendiğimi itiraf etmem gerekir. Sevgili Haydar Işık bir yazısında “Diren Dersim” diye başlık koymuştu. Ben de diyorum ki, 90’lık Pir Ali Haydar Cilesun ile 70’lik Haydar Işık gibi Dersim’in “İhtiyar Delikanlı’ları var oldukça, Dersim halkı her zaman direnecektir.

“İhtiyar Delikanlı” Sayın Haydar Işık’ın yayımladığı bildirideki şu sözlerini çok anlamlı ve barış için önemli buluyorum.“Bugüne kadar koruculuğu almayan Dersimli Kürtler onuruna sahip çıkacak ve koruculuğu namertlik görüp geri çevireceklerdir. Halkların kardeşçe yanyana yaşamaları için; koruculuk kaldırılsın, Munzur'da barajlar yapılmasın, savaş dursun. Kürtlere özgür ve özerk anayasal yönetim sağlansın.“ (14.06.2008 / Gomanweb)

Haydar Hoca çok şey mi istiyor? Aslında bunlar Türkiye’nin demokrasi açılımı için gerekli olan evrensel insan haklarıdır. O nedenle Sevgili Hocamın bu sözlerine aynen imzamı atıyorum. Diğer kürt aydın ve siyasetçilerinin de bu „Özerklik ve özgürlük“ projesine sahip çıkmaları gerekir. Projenin kimden çıktığı değil, içeriği ve olabilirliği önemlidir. Türkiye’nin Kürt, Alevi, azınlıklar ile Türk ve islam konularının çözümüyle birlikte çok geniş kapsamlı bir projedir.

Bu ve benzeri projelerle, kendi dilinden özgürlük türkülerini söyleyip, özgürleşen bir Dersim’i yaratabiliriz. Dolayısıyla Türkiye’nin özgürleşmesini sağlayabiliriz.

Halkların barış, özgürlük ve demokrasi istemlerini hala „bölücülük“ diye niteleyenler varsa; gözleri kör, kulakları sağır, dilleri lal olanlardır. (verdiğim örnekle fiziki olarak özürlü insanlarımızı kast etmiyorum, bir yanlış anlama olmaması için bu parentezi açtım) Körlerin, sağırların ve lalların tıpta tedavisinin yapılması mümkün mü? Onu da Gomanweb yazarlarından Dr.İsmet Turanlı’ya sormak lazım. Çünkü, bundan sonrası beni aşıyor.

14.06.2008 / Gomanweb

MUSTAFA ELVEREN

E-POSTA: mustafaelveren@gmail.com

WEB: www.gomanweb.com

Ekleme Tarihi: 14.06.2008 / Gomanweb

Hiç yorum yok: