19 Ağustos 2010 Perşembe

DENEYİN İSTERSENİZ…


Bülent Tekin
bulenttekin47@gmail.com

Kimse heveslenmesin: PKK ne mayına bastırarak ne de askere, polise tuzak kurup öldürmekle Kürt sorununu çözemez. Devlet de her gün daha fazla PKK’li öldürüp bu işin sonunu getiremez. Kimse umutlanmasın, kimse plan kurmasın, salt silah kullanıp adam öldürmekle bir dostluk-kardeşlikten vazgeçtim!-bir arkadaşlık ortamı oluşturamaz, insanları mutlu edemez. Deneyin isterseniz, daha fazla deneyin: Bakın, elinize daha fazla kan, ölüm, mutsuzluk, umutsuzluktan başka geçecek olacak mı? İsterseniz deneyin, tabii ölü sevici değilseniz!..

Deneyin isterseniz: Bin bir çeşit pusu, operasyon; bin çeşit mermi, mayın, roket; binlerce dul-yetim; mezar(lar)a giren-binlerce-çocuk yaşta genç bu ülkeye, Türk’e, Kürt’e, hepimize mutluluk, moral, daha güzel günler getirecek mi? Deneyin bir? Yetmedi herhalde denedikleriniz, öldürün, vurun, kırın, yakın, kör edin, paramparça edin! Yetmedi(yse) sürün, kırın, boşaltın, toplu kırın, toplu gömün! Bakın, ne güzel günler gelecek! Ne büyük zafer kazanacağız! Ne çok mutlu olacağız!

Ya renkler, dinler, diller, ırklar neden çok abartılır? Birinin diğerinden üstünlüğü ne ki? Doğuştan gelen bu özelliklerde insanoğlunun (kişinin) bir belirleyeceği var mıdır? İster doğa, ister Allah yarattı deyin, kimse doğduğu yer, ırk, dil ve renkten sorumlu değil. O halde neden ben senden üstünüm, beyaz siyahtan, erkek kadından, Türk Kürt’ten ya da Kürt Türk’ten? İstediğiniz kadar deneyin, yok edin, kırın, dökün; bir İngiliz’den İngiliz, bir Fransız’dan Fransız ve bir Türk’ten Türk doğacak! Bu insanlar, bu diller bir arada yaşayacak, gülecek, sevinecek! Eğer bir övünç olacaksa bu bir tek’e ait değil, herkese olacaktır.

Bu ülkede çoğu (kimse), doğuştan gelen özelliklerinden dolayı imtiyaz istiyor. Ben Türk’üm! Ben Kürt’üm! Ben Müslüman’ım! Ben Peker’in oğluyum! Ben Çakıcı’nın yeğeniyim! Ben Bucak aşiretindenim! O halde dokunulmazlığım olmalı; herkes benden korksun, tırssın! Bu ihale, şu arazi, şu arsa benim! Ben milliyetçiyim, o halde her türlü imtiyaz benim olmalı! Bunlar bu tür doğuştan gelen özelliklerden dolayıdır; yani filanca kabadayının oğluyum, yani ben Yeşil’in oğluyum, Mardin’den falanca egemen (zorba) ailenin çocuğuyum! Ben filanca milletvekilin, bakanın yakınıyım!

Tüm bu doğuştan gelen özellikler bizlere imtiyaz (farklılık) sağlamamalıdır. İmtiyazı ancak bir insan olarak düşünsel veya maddi üretime katkın oluyorsa bekleyebilirsin. İnsanlık için önemli bir düşünce veya teori üretebilmişsen eğer. Büyük bir keşif yapmışsan belki! Uçağı, interneti, bilgisayarı bulmuşsan. İyi bir buğday tohumu elde etmişsen! İdeal bir yönetim biçimini bulmuşsan! İşte bu iki farklılık [ düşünsel (teorisel) ve maddi üretim] sana farklı bir beklenti verebilir.

Deneyin isterseniz, bir hışımla saldırın birbirinize, yok edin insanlıktan arda kalanları. Bakın kazancınız ne (çok) olacak? JİTEM; Ergenekon, kontrgerilla artıklarıyla ya da PKK’nin kanlı stratejisiyle nasıl bir gelecek bizi bekleyecek! Deneyin, bin defa, on bin defa, milyon defa deneyin isterseniz. Dökülen kandan ve masum, kimsesiz, baldırıçıplak insanların ölümünden başka ne kazanacağız? Bütün beklentimiz buysa, istemiyorum!

Hiç yorum yok: