Serra Güneyli / guneyli.serra@gmail.com
Daha önceki yazılarımda dile getirmiştim: Anadolu’da oluşan ve şekillenen Alevilik, o dönemin köylü sosyalizmidir. İçinde sosyalist fikirler içeren bir öğretidir. Ezilen Anadolu halkların, sunni feodal Osmanlı devletine karşı bir isyan bayrağıdır!
Burada, Anadolu Aleviliğinden bahsediyoruz. Burada, Bektaşi Aleviliğinden ve çizgisinden söz ediyoruz. Bu, Bektaşi felsefesidir. Zira burada savunduğumuz Alevilik, Bektaşi Veli’nin Aleviliğidir. Bektaşi Aleviliği ile 4. Halife Ali’nin aleviliği arasında fark vardır. Fark vardır, zira savunduğumuz Bektaşi Aleviliği, islami kurallarla hiç bir ilişkisi yoktur. Yani, camiyle, nazmazla,
oruçla, hacla bir ilişkisi yoktur.
Anadolulu Alevilerin namaz tuttuğu, camiye ya da hacca gittiğini hiç duymadım. Yoktur!
Peki, bu islami vecibeleri getirmeyen Aleviliğe ”islami” demek ne kadar doğru olur?
Bu soru üzerinde herkesin düşünmesi gerekiyor.
Başka farklar da var: Cemevleri ve Cami. Biz Alevilerin toplanma yerimiz cami değil, Cemevleri’dir. Cem, toplanmak, bir araya gelmek demektir. Direnişin ve birlikteliğin sergilendiği alandır. Cemevleri’nin en önemli özelliği ”sazın” ve ”bağlamanın” olmasıdır. Alevi semahları (kadınlı/erkekli) – bağlama ve Cemevi. Bunlar iç-içe geçmiştir. Biri olmadan diğeri olmaz! Bu birliktelikteki amacın bir başka özelliği, ”Tanrı” ile buluşmak değil, hayatla, doğayla, tüm dünya insanlığı ile birleşmek ve bütünleşmek içindir.
Unutmamak gerekiyor: 4.Halife Ali döneminde kadınlı / erkekli semahın tutulduğu görülmemiştir. Yoktur. Bu, bir.
İki: 4.Halife Ali hem saza hoş bakmaz, hem de içki içmezdi…
Üç: 4.Halife Ali tüm islami kuralları benimsiyordu. İslam dinini savunuyordu.
Oysaki, Anadolu Bektaşi Aleviliği 4.Halife Aleviliği ile ilgisi yoktur. Bizimki ayrı bir öğretidir.
Anadolu’da Alevilik evrimleşerek, bugünkü halini almıştır. Bektaşi Veli’nin yolundan Kaygusuz Sultan, Kazak Abdal, Virani, Pir Sultan Abdal, Yemini ve onlarca ozan yürümüştür. Bu Alevi ozanlarla birlikte Alevilik felsefesi yayılarak şuanki aşamaya gelmiştir…
Evet; Alevilik, ezilen köylülerin sunni feodal Osmanlı devletine karşı bir isyan bayrağıdır. Bu bağlamda dünün köylü sosyalizmi olan Alevilik, bugünün şartları için de ”devrimcilik” ve ”sosyalistlik” oluyor.
Ne ilginç, insan evrim tarihinde, en ilerici söz olan: ”Okunacak en büyük kitap: İnsandır!” sözü, yine Bektaşi Veli’ye aittir.
Yazımı Bektaşi’den bir fıkra ve üç temel ”özdeyişi” ile bitiriyorum:
Önce bir fıkra:
-Hoca camide, tanrıyı anlatmaya başlamış: ”Tanrı, ne yerde, ne gökte. Ne sağda, ne solda.ne erkek, ne dişi, ne yer, ne içer… ” deyince, Bektaşi, ”Geçenlerde tanrı yoktur dedim, bana yapmadığınız kalmadı. Dinleyin hocada ”YOK” diyor. Ona bir şey söylemiyorsunuz.”
Üç temel özdeyiş:
Bir: Eline beline diline sahip olacaksın
İki: Gelme gelme, dönme dönme
Üç: Gelenin malı, dönenin canı
Bektaşi’nin dörtlüğünden oluşan tevhidi, Ruhi Su söylüyor:
”Ellerin Kabesi var / Benim Kabem insandır. / Kuran da kurtaranda/ İnsanoğlu insandır.”
İşte Anadolu Bektaşi aleviliği böyle bir dindir!
Tüm okuyuculara selamlar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder