"İskenderiyeli Hypatia (MS 370-415) güzelliği ve bilgililiğinin yanında tarihin bildiği ilk kadın filozoftur. Aritmetik alanında 13 ciltlik bir yapıtı (şerhleri) vardır. Ünlü filozof ve matematikçi Theon’un (335-405) kızıdır..."
Bülent Tekin
bulenttekin47@gmail.com
Erkek: “Bir şey mi oldu?” Kadın: “Nasıl anlatsam?” Erkek: “Çekinme canım, söyle.” Kadın: “Senden ayrılmak istiyorum.” Erkek: “Başka biri mi var?” Kadın: “Evet.” Erkek: “Çok mu seviyorsun?” Kadın: “Onsuz bir ölüyüm.” Erkek: “(Sevinçten zıplar) Yaşasııın!” Kadın: “(Yüzünü buruşturur)Yoksa seviniyor musun?” Erkek: “Hem de çok!” Kadın: “(Ağlamaklı)Demek beni sevmiyorsun?” Modern toplumda (kapitalist modernite’de) kadının ve erkeğin yalanı üzerine basit bir giriş yaptım.(Kadın vamp rolünü oynayamaz, erkek tipik kurnazlığını gösterir.)
Her 8 Mart’ta klişe laflar edilip durulur. Ben kutsal Ana-tanrıça’dan (ev) mutfak kölesi haline gelmiş bugünkü kadın için en önemli amacın Kadın Özgürlüğü olduğunu düşünüyorum. Ne erkek kadının yanında çömelecek ne de kadın. Sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal bir eşitliğin cinsler arasında bir sevgi (belki aşk?) yaratabileceğini söyleyebilirim.
İskenderiyeli Hypatia (MS 370-415) güzelliği ve bilgililiğinin yanında tarihin bildiği ilk kadın filozoftur. Aritmetik alanında 13 ciltlik bir yapıtı (şerhleri) vardır. Ünlü filozof ve matematikçi Theon’un (335-405) kızıdır.[Theon’un kızının yardımıyla matematikçi Euclid’in (MÖ 330-275) eserlerine şerh yazdığı söylenir.] Yeni-Plâtoncu okulların etkisinde olan Hypatia, Museion’da (Müze) konferanslar ve dersler verdi. Onun dinsiz ve büyücü olduğu söylentileri yayıldı ve halk (o dönem Hıristiyanlık-Yahudilerin işini bitirmiş-etkin din olmuştu) kışkırtıldı. 415(414?)yılında, Lent Bayramında(Büyük Perhiz) Okuyucu Petro’nun önderliğindeki Cyril’in keşişleri Hypatia’nın ders verdiği Museion’un önünde toplandılar. Arabasını durdurup giysilerini zorla çıkardılar. Onu bir kiliseye sokup sunağın başına götürdüler. Kadın onların her türlü suçlamasına yanıtlar veriyordu. Petro’nun darbesi işin başlangıcı oldu, yere yıkıldı ve diğer keşişler üstüne çullandılar. Taş ve kırık çömlek parçalarıyla öldürüldü. Cesedi sokaklarda sürüklendi, midye kabuklarıyla eti kemiklerinden sıyrıldı ve parçalanmış cesedi yakıldı.
İlk Hıristiyanlar Hypatia’ya “Sen bizim yasalarımıza karşı geldin,” demişlerdi. Kadın onların şiddetine felsefeyle yanıt veriyordu. Onlar saldırdıkça o felsefeye sarılıyor, felsefeyle yanıtlıyor, (Hıristiyan dogmacılığına karşı)kendi felsefesini ortaya koyuyordu. Ve etrafında toplanan gençlere “Siz bana faydacı, kaba cinsellik temelinde yaklaşıyorsunuz, ben bunu kabul edemem!” diyor. İşte kadın böyle söylediği için taşlarla linç ediliyordu. Hypatia’nın linç edilmesi, antik bilimlerin ve putperest (çoktanrılıcılık) felsefesinin sona erdiği dönemde yaşanmıştır. Hypatia’nın trajik sonu Yeni-Plâtonculuk okullarının da sonu anlamına gelir.[414(415?) yılından(Hypatia’nın ölümünden)tam 1500 yıl sonra (1914 yılında) bu kez Hıristiyan devletlerin başlattığı bir dünya savaşının olması oldukça ilginçtir.]
Hazreti Zeynep, Hazreti Ali ve Hazreti Fatma’nın kızıdır. Kocasının tüm baskı ve telkinlerine karşın Hazreti Hüseyin’i yalnız bırakmadı. Çocuklarıyla ona yoldaşlık etti. O günün koşullarında bir kadının kocasının sözünden çıkması olanaksız gibidir. Ama Zeynep iradesini ortaya koymuştur. Ve Kerbela katliamında(10 Ekim 680) Hüseyin’le birlikte katledilenler arsında Zeynep’in evlatları da vardır.
Kutsal ana kültüründen baba kültürüne (ataerkil) geçen kurnaz adam görkemli bir hayat yaşamıştır. Kurnaz adamın bugün ahlak olarak dayattığı aslında özgürlüğü gerektirir. Özgürlüğü olmayanın ahlakı olabilir mi? Kurnaz adamın yeryüzü devleti [asker-yönetici-rahip(din adamı) ittifakı] kadının biyolojik farklılığı ileri sürülerek evde bir “aile devleti” olarak sürmektedir. Aile, bir aile devleti olarak anlı şanlı uygarlımızın bir başarısıdır(!) Baba, kral olarak yöneticidir ve aynı zamanda başkomutandır. Erkek çocuklar, iktidar yönetiminin ortakları olarak babaya vekâlet ederler. Kız çocukları ve özellikle anne (erkek çocukları ve babaya hizmet eden) modern kölelerdir.[Modern dünyamızın geldiği uygarlık düzeyi, modernlik (modernite) budur.] Kocaya bağlılık (eve kapatılma, haremlik-selamlık uygulaması) namus adı altında din görevi görmektir. Cinsiyetçilik, ayrımcılık ve kadının modern köle edilmesine karşı Hypatia-Zeynep direnişleri aslında kadının vücudunun istismar aracı olarak kullanılmasına ve meta tutulmasına karşı yapılmışlardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder