7 Mart 2012 Çarşamba

Kadın: Eylem, daha fazla eylem!



Fadıl Ölmez
fadilolmez@gmail.com

Dünyanın hiç bir yerinde, ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelelerinin kadınların katılımı olmaksızın başarıya ulaştığı görülmemiştir. Ulusal ve toplumsal kurtuluş yoluna girmiş bütün ülkelerin tarihlerine bir göz attığımızda gerçekten de savaşımın önemlice payının kadınlara ait olduğu; onların omuzları üzerinde yükseldiği rahatlıkla görülür.

Artık, günümüzde, milyonlarca kadın, ezilmenin, sömürülmenin, bir meta gibi alınıp satılmanın nedeninin kapitalizm olduğu; tek kurtuluş yolunun, işçi sınıfıyla birlikte, sömürücü kapitalist düzeni ortadan kaldırmakla ancak mümkün olabileceğini kavramış bulunmaktadır. Zira kapitalizmin gelişmesi, sermayenin uluslararası-laşması ve bilimsel – teknik devrim, kadınların ekonomiye katılmalarındaki artışı yükseltti. Artık kadınlar, çalıştıkları alanlarda diğer tüm işletme ve fabrikalarda, emek-güçlerini kapitalistlere satarak bizzat sömürünün, ezilmenin ve bir meta gibi alınıp satılmanın nereden kaynaklandığını pratikte yaşayarak görmektedirler. Artık kadınlar, aynı çalışma alanlarında diğer erkek işçilerle birlikte, gerçek anlamda kurtuluşun, emeği sömürenlere karşı birlikte savaşımı gerektirdiğini bizzat yaşayarak görmektedirler.

Tek tek ülkelerdeki devrimci partilerin önderliğinde, örgütlü kadın militanların, faşizme, sömürgeciliğe, emperyalizme, şovenizme ve her türlü ırk ayırımına karşı, büyük direniş ve kahramanlık örneklerini sergilediklerini; adlarını tarihe kızıl harflerle yazdırdıklarını biliyoruz. Örnekler çoktur. Bunlardan bir kaç örnek vermek gerekirse;

- İşte, 18 yaşında Sovyet Partizanı, ”ser verip sır vermeyen” kahraman Tanya!

- İşte, Almanya, Bulgaristan, İspanya, Uruguay, Şili, Nikaragua ve diğer ülkelerde faşizme ve ulusal baskıya karşı direnişin sembolu haline gelen kadın militanlar…

- İşte Güney Afrika’da, apartheid, rasist, ırkçı rejime karşı en ön saflarda yer alan kadın ve kadınlar…

- İşte, 1985 yılında Orta-Doğu’daki tüm Arap halklarının dillerinden düşürmediği ve âdeta aynı anda efsaneleşen, 17 yaşındaki kız, Lübnan’lı Sena(*)

- Ve işte Kürdistan’da sömürgeciliğe yorulmak bilmez bir mücadele sürdürën Kürt kadın gerillalar…

- Ve işte, Kürdistan’da, Filistin’de ve tüm Orta-Doğu’da, işgale, ilhaka, şeriata ve emperyalizme karşı mücadele eden binlerce Sena’lar…

Sena’lar… Her ülkden Sena’lar, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü, bu yılda da ”intifada” altında kutlayacaklar. Sena’lar, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe en iyi yakışan ”eylem, daha fazla eylem!..” şiarı ve bilinciyle kutlayacaklar.

Biliniyor; Sena’lar olmadan devrim olmaz!

Biliniyor; Sena’lar olmadan kadın şiddeti, erkek egemenliği, ırkçılk ve her türden kadına yönelik baskı ve zulüm yok olmaz!

Biliniyor, kadınların katılımı olmadan devrim de olmaz!

Bu bilinçle; 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde, erkeklerin, kadınların direnişlerinden dersler çıkarmalarıyız, diyorum.

Bu bilinçle de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu olsun diyorum!

------------

(*) Sena: 200 kilo TNT’yi arabasına yükleyerek, İsrail konvoyuna saldırarak ölmüştü. Bu eylemde 50’ye yakın işgalci İsrail askeri ölüyordu.

Hiç yorum yok: