1 Nisan 2011 Cuma

BEŞİKÇİ’YE SELAM

Adil Okay

okayadil@hotmail.com

“Dr. İsmail Beşikçi’nin Kürt sorunu üzerine yazdığı 36 kitaptan 32'si yasaklandı. Yazdıkları için 100 yıl ceza aldı, hapiste hayatının 17 yılını geçirdi. Beşikçi, son olarak, Çağımızda Hukuk ve Toplum dergisinin, kış-2010 tarihli sayısında çıkan Ulusların Kendi Geleceğini Tayin Hakkı ve Kürtler başlıklı yazısı yüzünden 15 ay ceza aldı.”

Birkaç gün önce İsmail Beşikçi’ye yazdığı bir yazı nedeniyle yeni bir ceza verilmesi üzerine düzenlenen imza kampanyasına destek daveti aldım. Elbette tereddütsüz hemen imzamı verdim ve yıllar öncesine sürgün yıllarıma doğru gittim. 1980’lı yıllarda bu küçük dev adama karşı birçoğumuzda olduğu gibi bende de bir hayranlık vardı. Türk kökenli bir bilim adamı “Kürtler var ve Kürtçe bir dildir” diyor, sadece demekle kalmıyor, üstelik bu konuda bilimsel yazılar yazıyordu. Mahkemelerde onu yargılamaya çalışanları yargılıyordu. Beşikçi hayatının 17 yılını zindanlarda geçirdi ve baş eğmedi. O dönemde ona (birkaç istisna dışında) ne meslektaşları, ne bu günün ‘çok demokrat’ geçinen gazetecileri - yazarları destek olmadılar. Yok saydılar. Beşikçi onların vicdanını sızlatıyor, yüzlerini kızartıyordu. O gün susan yazar ve gazeteciler, bir zamanlar yok saydıkları Kürt sorunu hakkında bu gün uzman görünerek bol maaşlı köşe kapma yarışındalar.

İsmail Beşikçi için uzun yıllar önce bir şiir yazmıştım. Sözünü ettiğim bu şiir 2000’de “Kaç kişi Kaldık” adlı Ütopya yayınevinden yayınlanan kitabımda yer almıştı. O tarihte henüz ülkeye giriş yasağım vardı ve ben Beşikçi ile tanışmıyordum. Benden önce ülkeye dönen sürgün arkadaşım Temel Demirer kitabımı Beşikçi’ye iletmiş bunun üzerine duygulanan İsmail hoca da bana uzun bir mektup yazmış teşekkür etmişti. Elbette ona asıl teşekkür etmesi gereken bendim. Bizlerdik.

İsmail Beşikçi için yazdığım şiiri okumayanlar için yeniden paylaşma zamanı geldi.

“VEFA


Seninle ne içeride kesişti yollarımız
Ne rakı sohbetlerinde ahkam kestik birlikte
Kitaplarını da okumadım
İmza kuyruğuna da girmedim
Ama sevdim seni Beşikçi
Duruşunu sevdim
Küçük mahkemelerde büyük…


Ah Beşikçi
Şimdilerde ne adın geçiyor
“Aynalı gazetelerde”
Ne görüntün “devlet” ekranlarında
“Aydınların” geyik muhabbetlerinde
Postmodernizm biraz
Biraz da globalleşme…


Sen içeride volta atarken gölgenle
Karabasanlarım yirmi yıldır Eylül
Ya onlar nasıl uyuor Beşikçi
Ya onlar
Nasıl uyuyor…
Geç kaldım bağışla Beşikçi
Yarın gidip yasak kitaplarını
Korsan alacağım…


Adil Okay

http://www.ismailbesikciyedestek.com/ sitesinde, İsmail Beşikçi'ye Destek başlıklı imza metninde şunlar söyleniyor:

"Ne yazık ki ülkemizde düşünceyi açıklamak hala suç.
Hala milyonlarca insanın kullandığı anadili yok sayılıyor.
Hala KCK davasında Kürtçe olduğu düşünülen bilinmeyen dil ibaresi kullanılarak bir dilin varlığı inkâr edilmeye çalışılıyor.
Biz,
Fikirlerin yasaklanmadığı bir ülkede yaşamak istiyoruz.
İnsana karşı devleti koruyan zihniyetin terk edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.
İsmail Beşikçi'nin şahsında, insanların düşünceleri yüzünden yargılanmasını, ceza almasını kınıyoruz.
Eğer İsmail Beşikçi'nin söz konusu yazısı suç ise, yazısının altına imzamızı atarak aynı suçu işlediğimizi bildiriyoruz."


Bu açıklama ve imzalar Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık ve Adalet Bakanlığı'na gönderilecek.

Yıllarını zindanlarda geçiren, yılmadan gerçekleri anlatmaya devam eden Dr. İsmail Beşikçi'nin yanındayız. Beşikçi'nin düşünceleri suç olamaz.

Siz de bu adresten imza kampanyasına katılabilir, Dr. İsmail Beşikçi'nin 15 ay hapisle cezalandırılan makalesini okuyabilirsiniz:
http://www.ismailbesikciyedestek.com/


http://www.adilokay.com/

Hiç yorum yok: