1 Şubat 2010 Pazartesi

YASAKLANAN KİMLİĞİ SAVUNMAK




Mustafa Elveren (Em. Öğrt.)
mustafaelveren@gmail.com

Dünya’nın her ülkesinde insanlar bireysel kimliklerini korumak ve serbestçe kullanabilmek için mücadele ederler. Buradan hareketle, bireysel kimliklerden oluşan o ülkedeki toplumların da kolektif kimliklerini yasaksız olarak kullanabilmek için aynı zeminde ortak mücadelenin içine girerler.

Şöyle ki; sahip olduğu dini inanç, savunduğu siyasi görüş gibi farklı kimliklerini düşünceyi ifade etme özgürlüğü çerçevesinde kullanmak için bireysel ya da grupsal demokratik eylemler yapabilirler. Bununla birlikte Türk, Kürt, Rum, Ermeni ve benzeri ortak kimliklerini de serbestçe kullanmak için mücadele verirler.

Örneğin; benim Kürt, Kızılbaş ve Komünist olarak üç kimliğim mevcuttur. Kızılbaş ve Komünist kimliklerim bireyseldir. Kürt ise, ortak kimliğimdir. Çünkü; Müslüman, Hıristiyan, Kemalist ya da ülkücü olan her hangi bir kişi, bu bireysel kimliklerinin yanında benim gibi Kürt kimliğine de sahip olabiliyor. Dolayısıyla, Kürt kimliği ikimiz için ortak kimlik oluyor. Bu durum aynı şekilde Türk, Ermeni, Rum vb. kimlikler için de geçerlidir.

Bu itibarla, yasaklanan bir kimliği savunmak, onu serbestçe kullanabilmek için mücadele etmek, yasak ve baskılara karşı birlikte hareket etmek hiçbir zaman kimlik siyaseti olamaz. Bunu tamamen evrensel insan hakları çerçevesinde değerlendirmek gerekir.

Başbakan her fırsatta “kimlik siyasetini yapıyorlar” söylemini sürekli tekrarlamaktadır. Ülkenin dağlarına ve taşlarına “Ne Mutlu Türküm” diye yazanlar sanki kimlik siyasetini yapmıyorlar da, yasaklanan kimliğini savunanlar mı kimlik siyasetini yapıyorlar? Birazcık insaflı olan bir başbakan böyle konuşmaz.

“..eğer dili örgütlemezseniz, dili kullanmazsanız, dili eğitmezseniz, gazete, radyo, televizyonlarda her gün işlemezseniz, eğitimde kullanmazsanız dili nasıl geliştireceksiniz? Nasıl yaşayacak bu dil? Toplumsuz birey olmaz. Birey ancak toplumla varolabilir.” (26 Ağustos 2009 tarihli Görüşme Notlarından) “..Kendi çocuklarımızı kendi kültürümüzle, kendi dilimizle yetiştiremiyoruz. Bu çok korkunç ve kabul edilemez bir yaklaşımdır. Binlerce insan şehit düştü, yaşamlarını yitirdi, hala insanların kanı akıyor, binlerce insan tutuklandı, bunlar bireysel haklar için midir?” (A. Öcalan-23.12.2009 Görüşme Notlarından) Bu kadar açık ve net bir açıklamaya; “Kimlik Siyaseti” ya da “ırkçılık yapıyorlar” demek gerçekçi değildir.

Bireysel ve kolektif haklar bir bütün olarak ele alınmalı ve birbirlerini tamamlayan parçalar olduğu gerçeği kabul edilmelidir. Birini diğerinden ayırmaya kalkışmak, şiddet kültürünü geliştirmeye hizmet eder.

Türkiye’de Kürt sorununun tüm sorunların anası olduğunu hep söyledik ve söylemeye de devam edeceğiz. Çünkü, Kürt sorunu çözülmeden ne Alevilerin, ne de diğer etnik ve sosyal grupların sorunlarını çözmek olası değildir. Bu güne kadarki yapılan deneyimler bunu kanıtlamıştır.

“Devlet Projesi” olarak önümüze konulan “açılım” paketleri ve oluşturulan çalıştaylardan bu güne kadar gerçekçi hiç bir sonuç alınmadığı görülmektedir. Yeşil cübbeliler ile siyah cübbelilerin iktidar kavgasında ülkemizin yakıcı sorunlarının çözümünü beklemek saflık olur.

Bence üçüncü bir siyasi alternatif yaratmak gerekir. Yani, devletin aldatmacı “Açılım” projelerine ve Ak Parti’nin “İslamcı çözüm” mantığına karşı “Demokratik Cumhuriyet” projesini üçüncü bir alternatif olarak ortaya koymak mümkündür.

Çünkü, cumhuriyetin demokratikleşmesiyle sorunların çözüleceğine inanıyorum. Bence, cumhuriyetin demokratikleştirilmesi olayı zaten sosyalist devrimin yarısı demektir. Her şeye rağmen demokrasi mücadelesine kesintisiz devam etmek durumundayız.

Biliyorum, Ak Parti’ye göbekten bağlanmış bazı Kürt siyasetçilerin ve yazarlarının bana içinden küfrettiklerini duyar gibiyim. Aynı şekilde her zamanki gibi bazı İslamcı geçinenler ile sahte Kemalistlerin de küfürlerine maruz kalacağımı söyleyebilirim.

Varsın küfürler ve saldırılar bana yapılsın. Benim açımdan hiç bir önemi yoktur. Önemli olan ülkemin bir an önce demokratik çözümlerle esenliğe kavuşmasıdır. Ülkemin esenliğe kavuşması için de “iki gözüm” Ahmet Kaya’ların çoğalmasını temenni ederim.
----------------
WEB : http://www.gomanweb.com/

Hiç yorum yok: