13 Ocak 2012 Cuma

Dersim Aleviliği’ne Operasyon...



Mustafa Elveren (Em.Öğrt.)
mustafaelveren@gmail.com


Munzur Dergisi’nin 17 Aralık 2011 tarihinde Dersim’de gerçekleştirdiği “Dersim Sempozyumu”nda Ahmet Yasevi ile ilgili sorulan bir soruya panelist Seyfi Moxundi tarafından verilen yanıt resmi ideoloji yanlısı bazı dernekleri rahatsız etti.

Tunceli Hacı Bektaşi Veli Kültürünü Araştırma ve Tanıtma Derneği ile Tunceli Üniversitesi Alevilik Araştırma Merkezi tarafından “kamuoyuna Açıklama” adı altında Panelist Sayın Seyfi Moxundi’ye yapılan saldırı kabul edilemez. Bu tür açıklamalar Alevilik adına eleştiri olmayıp, tam tersine devlet destekli Dersim Aleviliğini yok etme operasyonu niteliğindedir. Bu devlet destekli resmi ideoloji savunucuları cemaat kültürünü Dersim’e empoze etmeye çalıştıkları, yayınladıkları basın bildirilerinde açıkça anlaşılmaktadır.

Şimdi Tunceli Üniversitesi Alevilik Araştırma Merkezi’nin niçin oluşturulduğunu anlamak zor değildir. Esas amaçları; Aleviliği İslam’ın içine monte edip, eritmek ve kendine benzetmektir. İşte al sana “Alevi açılımı!” O kadar çok “açılım” aldatmacasına rağmen halen “yetmez ama yine de evet” diyen solcu ve liberal dostlara ve arkadaşlara şaşıyorum.

Dersim halkının büyük çoğunluğu kendine özgü farklı bir Alevi dini ve kültürü olduğu bilinen bir gerçektir. Genelde Türkiye’de özelde ise Dersim’de Alevi inancını İslam’ın içine monte etmek isteyen resmi ideolojinin yeni versiyonu olan AKParti zihniyeti, Tunceli’de kurulan üniversite ve bazı sözüm ona Bektaşi dernekleri vasıtasıyla Dersim halkına dayatılmak isteniliyor.

AKParti zihniyetinin üniversite ve cemaat eliyle Dersim Aleviliğini resmi devlet dini olan İslam’ın içinde eritme politikalarını kabul etmeyeceğiz. Bu güne kadar Dersim halkı çok badireler atlattı. Cemaatlerin bu girişimleri de boşa çıkarılacağına inanıyorum.

Devlet himayesinde ve devletten maaş almak için sabırsızca gün sayan sahte dedeler-pirler Dersim halkını asimile edemezler. Buna güçleri de yetmez. Çünkü Dersim halkı Pir Seyit Rıza ve çağdaş Kawa Pir Mazlum Doğan gibi büyük direnişçi önderler yaratmıştır.

“Dersimlilerin kendi anadilleriyle söylenen dualarında, gulvanklarında, deyişlerinde ne Hacı Bektaş’ın, ne de Ahmet Yesevi’nin adı geçmektedir… Dersimlilere göre bir tek Cemevi vardır, o da dünyanın tümüdür… Ne Hacı Bektaş Veli ne de Ahmet Yesevi, Dersimlilerin ataları değildirler. Bunlar, Tunceli Üniversitesi Alevilik Araştırma Merkezi’nin ve Tunceli Hacı Bektaş Veli Kültürünü Yayma ve Yardımlaşma Derneği ile bünyesinde bulunan Cemevi’nin, izinden yürüdükleri olabilir, onların ataları olabilir, buna itirazımız yok…”(1)

Sempozyumda Kırmancki ve Kurmanci dualardan örnekler verilmesi mi bunları rahatsız etti? Bu sorunun yanıtı bence evet olmalıdır.

Tunceli Üniversitesi ve Tunceli HBVKD’nin yayınladıkları bildiriye(3) karşı Munzur Dergisi ile Hollanda Dersim Vakfı’nın yukarıda kısa bir alıntısını yaptığım ortak yanıtını yerinde ve doğru buluyorum.

Sayın Başbakan diyor ki; „Ali’yi sevmek Alevilikse ben de Aleviyim. Ben Ali’yi Alevilerden daha çok seviyorum!” Başbakan’ın bu demagojisine karşı bakın Sayın Kemal Bülbül nasıl bir yanıt veriyor

Sayın Başbakan, Alevilerin sevdiği Ali ile senin „Sevdiğin Ali” aynı Ali değil!

… Alevilerin Ali’si „Uhrevi” değil, insanidir, insandır!... İnsan ise, halkın ferdi, Hakkın sureti, kâinatın resmidir. Daha da ötesi Pirim Pir Sultan Abdal der ki;

Pir Sultanım bu dünyaya
Dolu geldim dolu benim
Bilmeyenler bilsin beni
Ben Ali’yim, Ali benim. (2)

Tunceli Üniversitesi ile HBVKD Ahmet Yasevi ve Hacı Bektaş’tan önce “1980-1987 dönemlerinde Dersim’den toplanan yaklaşık 5.000 yoksul çocuğun gönderildiği Kuran Kurslarında bu çocukların akibetlerinin ne olduğu, şimdi nerelerde bulunduğu konusunda çalışmalar yapmalılar.”(1)

Ahmet Yasevi de, Hacı Bektaş da, Arap Ali de sizin olsun. Yeter ki “gölge etmeyin, başka ihsan istemez”

Hala isimlerinin önünde kocaman Prof. Yazan sözüm onlara uzman olarak Tv.lerde görüş bildiren bazı üniversite hocalarının zırvalarını izleyince insan utanıyor. Postalcısı da takunyacısı da aynı telden çalıyor.

İdam cezasını savunan kuzu postundaki prof. Unvanlı kurt Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı olursa, böyle bir meclis sağlıklı yasa çıkarabilir mi?

“40-50 kişilik gruplara füze atılsın, halk sürgün edilsin, Kürtlere doğum kontrolü uygulansın!” diyen Prof. Unvanlı ırkçı birisi Hukuk fakültesinde insan hakları dersi veriyorsa, bu ülkede hukuktan bahsetmek mümkün mü?

AKParti sisteminde her gün onlarca arkadaşımız, dostumuz ve tanıdıklarımız soruşturmalara tabi tutuluyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve mahkemelerde süründürülüyor. Bu satırların yazarına ise payına karakol, mahkemelerde sürünme ve para cezaları düştü.

Öyle anlaşılıyor ki; demokrasi mücadelesinde daha çok yol katletmemiz gerekiyor. Öyle ise; durmak yok, mücadeleye devam…

NOTLAR:

(1) http://www.gomanweb.net/index.php?option=com_content&view=article&id=12167:tunceli-hac-bekta-veli-kueltueruenue-aratrma-ve-tantma-derneine-yantmzdr&catid=61:dersim-tunceli-haberleri&Itemid=120

(2) Kemal Bülbül / http://www.gomanweb.net/

(3) http://www.gomanweb.net/index.php?option=com_content&view=article&id=11838:dersm-sempozyomu-le-lgl-aciklamalar&catid=61:dersim-tunceli-haberleri&Itemid=120

Hiç yorum yok: