19 Kasım 2009 Perşembe

DEMOKRATİK (S)AÇILIM!..



“...Tüm yapılanlar-aslında-bunların sınıf çıkarıyla ve üstünlük duygusundan başka bir şey değildir. Küçük bir örnek vermek istiyorum: GAP’ın sadece sulama hakkından Urfa_Harran, Viranşehir’de; Mardin Kızıltepe, Derik, Nusaybin’de; Diyarbakır-Silvan, Çınar, Bismil’de kamunun topraklarını-Kürt sorununu yok etmek ve asayişin berkemal olması için-her türlü dalavere ile ele geçiren büyük toprak sahipleri sadece nemalanacaktır...”


Bülent Tekin
btekin1954@mynet.com

Meclis Kürt açılımı’nı konuşmaya başladı. Sözde üstüne düşeni yapacak(mış). Partilerin ilk günde (13 Kasım’da) verdikleri manzara güvenden yoksundu. Kürt kelimesini ağzına almayan bir içişleri bakanının sunuş konuşmasını seyrederken yüz-kaş hareketlerinin bile farklı şeyler söylediğini görebiliyordum(zaten o ilk günden beri Kürt kelimesini ağzına almadı). Zorunlu bir görev devralmışlardı ve bunu içtenlikle yapmıyorlardı. CHP’nin 1937-1938 Dersim katliamına, Seyit Rıza’nın asılışına; 1925 Şeyh Sait isyanına, onun da asılışına ve bu iki isyanda katledilen-resmi rakamlar hiçbir zaman bunu vermez-yüz binlerce insanın katledilmesine terörizmle mücadele olarak bakması Hitler’e rahmet okutacak nitelikteydi. MHP’nin var olma nedeni zaten bellidir-1989 öncesinde komünizme ve sol’a, sonrasında da Kürt hak ve özgürlükleri taleplerine karşı siyaset yapmak.

AKP’ye gelince, bu aşamada vermek istediği (Kürtçe yayın yapan özel tv’ler, seçim propagandalarının Kürtçe yapılması, köylere eski isimlerinin verilmesi gibi) haklara CHP ve MHP’nin neden karşı çıktığına şaşırıyorum. Bunlar işin esasından uzak, kanmaca-kandırmaca tipi, hiçbir şeyi değiştirmeyecek olgular olacaklarıdır. Aslında yapılan, ülkede var olan oligarşinin demir ökçesinin kadifeyle saklanmasıdır. Bunlarla Türk askerlerinin ya da PKK’li militanların kanları üzerinden rant sağlayan siyaset yapma yolu kapanmayacaktır.

Daha ileri bir demokrasi, insan hakları, AB’ye tam üyelik gibi söylemlerin aksine ülkede olup bitenin büyük sanayi ve Kürt feodal ağalarının oluşturduğu büyük çarkın dışında kimsenin özgür olmayacağı şeklinde olmasıdır. Tüm yapılanlar-aslında-bunların sınıf çıkarıyla ve üstünlük duygusundan başka bir şey değildir. Küçük bir örnek vermek istiyorum: GAP’ın sadece sulama hakkından Urfa_Harran, Viranşehir’de; Mardin Kızıltepe, Derik, Nusaybin’de; Diyarbakır-Silvan, Çınar, Bismil’de kamunun topraklarını-Kürt sorununu yok etmek ve asayişin berkemal olması için-her türlü dalavere ile ele geçiren büyük toprak sahipleri sadece nemalanacaktır. Yılda 3-4 defa ürün alınan bu kutsal topraklardan, Türk egemen sistemiyle (oligarşiyle) entegre olmuş bu insanların her biri (yılda) milyonlarca TL kazanmaktadırlar. Öbür tarafta bir karış toprağı olmayan ve tarım işçiliği için Adana’ya, Sakarya’ya, Ordu’ya giden Kürt yoksulları var. Beyler, siz bu ikincilere bir şey yapmıyorsunuz, siz bunları-sadece-ağızlarına doladığınız Kürtlükle kandırmaya çalışıyorsunuz. Bu ikincilerin Kürt topraklarında tok, kendi toprağında ya da işinde mutlu olarak yaşam hakkı yok mudur? Evet oligarşi, yalandan dolandan ağzına doladığı Kürt açılımında hiç Kürt topraklarında mevcut olan toprak gaspını çözmeyi dile getirmiyor.(Hiç toprak reformundan bahsediyorlar mı?)

Kürtlük, yoksul Kürtlerin varsıl Kürtlerin sistemde daha güvenli yaşamalarını seyretmekle verilmez. Siz yaşamı olduğu gibi görmek zorundasınız. Demokrasi, eşitlik, adalet, özgürlük ve insan haklarını savunur olarak hem ezenin ve hem ezilenin safında olamazsınız. İşin içinde Genelkurmay olunca Dursun Çiçek’i (ikinci tahliyesi 43 saatte oldu) jet hızıyla tahliye eden bir sistem kanaati var bu ülkenin insanında. Başka olaylarla mukayese edilince bu tahliyesi Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının anlayacağını sanmıyorum. Ben şahsen anlayamadım! Şatafatlı sözler söyleyerek, kameralar önünde Fethullahvari gözyaşları dökerek faili meçhulleri, derin devleti, Ergenekon’u yenemezsiniz. Ceylanlar böyle ölmez. Eğer bu ülkeye gerçekten barış, demokrasi, özgürlük, adalet, insan hakları, Kürt sorununu çözme, ileri bir toplum getirmek istiyorsanız kafanızda tel mertçe olmayan bir düşünce(yi) barındıramazsınız.

Hiç yorum yok: