Mustafa Elveren (Em. Öğrt.)
mustafaelveren@gmail.com
Dersim’de bu yıl onuncusu düzenlenecek olan Munzur Kültür ve Doğa Festivali 29-30-31 Temmuz ve 1 Ağustos 2010 tarihlerinde gerçekleşecektir.
Dersim Belediye Başkanı Sayın Edibe Şahin’in 11 kişilik festival komitesi adına yaptığı açıklamada; “Festivalimizin konseptini tarihimizin, kültürümüzün, inancımızın ve doğamızın ön plana çıkarıldığı farklı kültürlerle buluşturacağı bir organizasyonla gerçekleştireceğiz” şeklinde özetledi.
Dersim Belediye Başkanı ile festival komitesinin ortak mesajlarını önemsiyor ve bu görüşlere aynen katılıyorum.
Festival komitesinin görüşleri çerçevesinde Dersim’in birer simgesi haline gelen Pirim Seyit Rıza ve Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ın bu festivale renk katacaklarını umuyorum.
Pirim Seyit Rıza ve Mazlum Doğan’ın mücadelesi olmasaydı, belki de bu gün Dersim Kürtleri diye bir halk olmayacaktı. O nedenle bu festivalde Pirim Seyit Rıza’nın yanında sevgili Mazlum Doğan unutulmamalıdır.
Dersimli bazı okuyucular; “Dersim dışındaki şehirlerde ve yurt dışında ikamet ediyorsunuz, üstelik festivale de katılmayıp, dışarıdan ahkam keserek festivalimize müdahale ediyorsunuz” diye çok haklı bir eleştiriyi yöneltebilirler. Böyle bir eleştiriyle karşılaşacağımı düşünerek şimdiden yanıtlamak istiyorum.
Uzun süredir prostat tedavisini görmekteyim. O nedenle uzun yolculuklarda çok sıkıntı yaşayacağımı doktorlarım tarafından bana gerekli açıklamalar yapılmıştır. Bu sağlık sorunumu gizlemeden sizlerle paylaştığım için beni bağışlamanızı diliyorum. Bu sorunumdan dolayı yurt içinden ve yurt dışından davet edildiğim bir çok TV ve panel programlarına da katılamamaktayım.
Dersim’den ayrı kaldığım doğrudur. Ancak, her gün hatta her anımı tüm kalbimle Dersimle birlikte yaşadığımı inanmanızı istiyorum.
Ayrıca, şunu da belirteyim ki; Geçmişimden bu güne kadar elbette TKP, TİP, SHP-DEP İTTİFAKI, DEHAP gibi bir takım siyasi çizgilerim olmuştur. Bunlarla birlikte KÜRT-KIZILBAŞ-KOMÜNİST kimliklerimi de hiç bir zaman inkar etmedim ve bu kimliklerimi hala savunuyorum. Ancak, hiçbir zaman CHP ve benzer çizgide (ittifaklar hariç) olmadım.
Mazlum Doğan’ın hem köylüm ve hem de ilkokul arkadaşım olmasını bir yana bırakıyorum. Sevgili Mazlum Doğan’ın seyitliğinin, sosyalist kişiliğinin önemini ve daha birçok özelliklerini iyi biliyorum. Böylesi sosyalist bir önder sadece bir örgütün kurucusu olarak dar çerçevede değerlendirilmemelidir. Zaten böyle bir çerçeveye sığmayacak kadar da büyüktür.
Pirim Seyit Rızaya “eşkıya”, Sevgili Mazlum Doğan’a “terörist” diyenler çok yanılıyorlar. Bu yalan ve yanlış söylemlerinden dolayı bir gün çok utanacaklardır. Fakat, iş işten geçmiş olacaktır.
Munzur Kültür ve Doğa Festivali’nin yapacağı etkinlikler çerçevesinde Mazlum Doğan’ın unutulmamasını hatırlatıyor, bu vesileyle iki önder seyidimizi saygıyla anıyor, festivalin başarılı geçmesini diliyorum.
Web : http://www.gomanweb.com/
16 Temmuz 2010 Cuma
15 Temmuz 2010 Perşembe
ANAYASA, ARILAR, KOVAN’LAR
8 Temmuz’da Samanyolu Haber’de katıldığım “Endaze” programında Prof.Dr.Mümtaz’er Türköne’nin benden, Ertuğrul Özkök’ün söylediği, Türklerle Kürtler beraber yaşamaya mecbur mu? görüşüyle ilgili düşüncelerimi sordu. Özkök’ün tahammülsüzlük ve kolaycılık içeren sözleri bu ülkede saf bir ırkın belki de-kim bilir?-salt Beyaz Türk’lerin huzurlu yaşayacağı bir ülkeyi tanımlamış olabilirdi (Mümtaz’er Türköne’nin söylediği gibi burası sadece İstanbul ve çevresi de olabilir). Aklıma “Arı”larla ilgili bir örnek geldi: Herbert J.Spiro’nun Alman Yasaları ile ilgili verdiği örneklerden söz ediyorum. Eşya Hukuku’nda taşınır mallarla ilgili şöyle bir örnek verir:
Madde 961: Eğer bir arı kümesi göçer ve maliki hemen aramaya koyulmaz ve aramadan vazgeçerse o zaman arı kümesi sahipsiz olur.
Madde 962: Arı kümesinin sahibi arama sırasında başkalarının taşınmazına girebilir. Eğer küme başka bir arı kovanına giderse kümenin maliki, kümeyi yakalayabilmek gayesiyle, kovanı açabilir ve kümeyi alabilir, petekleri çıkarabilir ve kırabilir. Ortaya çıkacak zararı ödemek zorundadır.
Madde 963: Eğer çeşitli maliklerin kaçan arı kümeleri birleşirse, kümelerini arayan malikler yakalandıkları birleşmiş kümenin müşterek maliki olurlar; paylar aranan kümelerin sayısına göre belirlenir.
Madde 964: Eğer arı kümesi başkasına ait dolu bir kovana göçmüşse; dolu bulunan kovandaki arılar üzerinde mülkiyet ve diğer haklar, yeni göçmüş kümeyi de kapsar. Yeni göçülmüş küme üzerindeki mülkiyet ve diğer haklar son bulur.
Türkler-Kürtler, göçler, ayaklanmalar, kaçmalar, TSK, PKK, sınır ötesi takip bu maddelerin içeriğine ne kadar benziyor? Bir an için Kürtlerle Türkleri birer arı kümesi olarak kabul etsek bile bu vatanın toprak ve insan mülkiyetini(?) nasıl açıklayacağız? İstanbul’a çeşitli nedenlerle yerleşmiş Kürtler kimin malı sayılacak? Anadolu’nun çeşitli yerlerine dağılmış Kürtler ne olacak? Yani o arıları kim, nasıl toplayacak? Diyarbakır’da, Urfa’da, Malatya’da, Muş’ta yaşayan Türkler kimin mülkiyetinde? O Türk arılar kimin malı olacak? Ya, uzun sözün kısası, eğer Ertuğrul Özkök “Arıcılık” yapmış olsaydı örneğini verdiğim arıları kovma işini nasıl kodifiye ederdi? Anlaşılan bu ülkede kovma fermanlarından bıkmayanlar var!
Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesi ile ilgili referanduma götürme kararı herkese bir motivasyon sağlamalıdır. 12 Eylül Anayasası baştan sona değiştirilmelidir. Toplumun birlikte yaşama sözleşmesi yeniden imzalanırken ülkenin insanlarının eşit olduğu vurgusu en önemli olanıdır. 66. Madde’deki “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür.” ibaresi “Türkiye Cumhuriyeti devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.” biçiminde olması Kürt Sorunu’nu (esasen bu bir Türkiye sorunudur) çözümleyecek düzeyde olacaktır. Böylesi bir düzenleme diğer maddelerde (toplumsal adalet) düzenleme yaptıracaktır. Toplumsal adalet, arı ve insan kovma özkök’üne dayanan fantezilere dünya ile uyumu öğretebilecektir, ne dersiniz?
12 Temmuz 2010 Pazartesi
Ömrün Çetelesini Tutan Ve Kayıp Atlasa Ağıt Yakan Şair
Adil Okay
adilokay@hotmail.fr
“Söyler misin be devran/ Kayıp atlas hasretinde/
Kaç ayrılık şarkısı yiter/ Kaç şiir tutunur örsünde“[1]
Sessiz sedasız yaşadığı sanılır kimi insanların. Konuşurken iddiasızlardır. Az konuşur çok dinlerler. Eğer o kısa cümlelerindeki felsefi derinliği, entelektüel birikimi sezmezseniz, suskun bir âdemoğlu deyip geçersiniz. İşte bu sessiz yanardağlardan biri de, insanlığın kaybettiği atlasları şiir feneriyle arayan Mustafa Akyürek’tir. Kimi, ‘şairim’ diye ortaya çıkan büyük kent insanlarının ‘ses’te, ‘söz’de varmayı hedefledikleri doruğa o çoktan çıkmış ve İstanbul dukalığına, Mardin’in bir köyünden nanik yapmaktadır.
Akyürek, 2009 yılında Phoenix yayınlarından çıkan, ‘Ömrün Çetelesi Tutulmaz’ adlı şiir kitabıyla önemli bir çıkış yaptı. Mardin’in bir köyünde öğretmenlik yapan Akyürek, yaşadığı coğrafyanın yakıcı ikliminde, hayat kavgasında, iş−aş−eş−çocuk dörtgeninde pusulayı şaşırmadı. Kimi zaman gündelik hayatın telaşları arasında bitap düşmesine rağmen ısrarla yazdı. Yazdı. İnsanı slogan atmaya, slogan yazmaya sürükleyen o coğrafyada, Akyürek, toplumcu şiiri −estetik boyutları ihmal etmeden− yeniden yüceltti.
Akyürek’in şiirlerini ilk keşfeden ve keyifle okuyan sadece ben değilim elbette. Araştırmacı yazar Müslüm Kabadayı benden çok önce onun ilk kitabı, ‘Ömrün Çetelesi Tutulmaz’ hakkında şunları yazmış: (Akyürek’in şiirleri) “İnce duyarlılıkla imgelerin saçaklarında biçimlendiği gibi okuru zorlayan felsefi bir bakış da içermektedir. ‘Haziran Ayrılıkları’ şiirindeki ‘Kekeme zamanların/ utangaç anıları/ yelken açar/ çivit mavisi okyanuslarda’ dizeleri gibi, ‘Kırılgan izlek’ başlıklı kitabın birinci bölümündeki birçok şiirde bunu görmek mümkün. Özellikle ‘Küçümen Serzenişler’ adlı ikinci bölümdeki dörtlüklerin, ‘Rubai’ geleneğinden esinlenen, ancak çarpıcı söyleyişlerle derinleşen felsefi şiir özelliği taşıdığı söylenebilir; ‘Mor yılları da eskitip/ Acılara kırağı çaldık/ Takvim yapraklarına sarınıp/ Eflatun sabahlara uyandık’ta olduğu üzere.”[2]
Akyürek, sanatın tüm olanaklarından yararlanır. Kendini bir kalıba sokmaz. Yüzyıl önce Dadacıların denediklerini kopyalayıp, allayıp pullayıp modern üstü şiir yazdım diye ortaya çıkmaz. Marcel Dücahmp’ın eskimiş ‘sidik ördekleri’ni yeni bir akım keşfettim diye duvara asmaz. Eğretilemeleri usta işidir. Çağrışımları kulaklarınızı çınlatır. Ancak onun kullandığı imgeler −en yalın ifadeyle söylersek− dolaylı ve/veya dolaysız anlaşılır imgelerdir. O, harfleri ve sözcükleri rastgele ak kâğıda serpiştirip, gizemli şair havasına girmez. Önce insan der. Ve elinde şiir feneriyle insanlığın kaybettiği değerleri, dünyanın kaybettiği renkleri arar. Unutmaya, unutturmaya inat. Bu anlamda folklorik bir değeri de vardır şiirlerinin.
Akyürek geleneksel şiirden, yeni şiire geçişi de ustaca yapar. Onun şiirlerinde destan havası ve rubai−koşma biçimi sezilebilir. Yeni şiirde, sözcük ekonomisi yapmak ve imgeleri yerli yerinde kullanmak gerektiğini iyi bilir. Kimi zaman üç mısraıyla yüzlerce sayfanın yaratacağı çağrışımları başarır.
Şimdi elimde Mustafa Akyürek’in taze, sıcak, yeni bir şiir kitabı var: ‘Kalaylı Pusu’. Akyürek Mart 2010’da yayınlanan bu ikinci kitabında da imge yaratıcılığına ve sözcük türetmeye devam ediyor. Okurken beni yer yer duraklatan, düşündüren yeni sözcüklerden−imgelerden seçtiklerim: Düzgen, senbahar, öğüntü, aybasan, pusu çengelek, çengi çalpara, çağcıl divan, işkilli dem, ertesilere sarmak, kevsere ermek, paslı telaş, kalaylı pusu, gövcelenmek, kekmeli sevda, zelzele çelengi, arşın ekmek, yokla açmak. Birçok şair gibi Akyürek’in de sık kullandığı imgeler−sözcükler var. Örneğin kitaba adını veren ‘pusu’ imgesi birçok şiirinde farklı öneklerle karşımıza çıkıyor. Yine ‘zaman’, Akyürek’in çok kullandığı bir sözcük. Ancak bu bir tekrar−imge yoksulluğu değil. Bilinçli bir seçenek. ‘Eski deyimle: Anıştırma.’ Akyürek’in beni yolculuklara çıkaran şiirlerinden seçtiğim birkaç kıtayı aktarıyorum:
‘Atımı şahladım/ Geç sayılsa da/ Yılkı dönüşüm’
“Kaçıncı pusudur süren/ Bozgun sonrası şafakta/
Hangi çiçek pörsümez/ Dibine yabancı saksıda…”
“Burası sabra şatilla/ Değil robin/ Kır objektifini…”
“Mezopotamya/ Eski bir yosma/ Bereketi el kapısı/ Saçları zelzele çelengi…”
“Bekareti gözlerinde/ O evli kadınlar ki/ Bakışları sızı eyler/ Tuz eker çıra biçerler…”
“Yanağını uzat da/ Tekil sofralara/ Çoğul bereketin dolsun… “
“Ve nicedir/ geçit vermez yollara/ Yolak açarım…”
Sonsöz: Size önerim bu şiirleri okumanızdır. Belki mısralar arasında siz de yitirdiklerinizi bulursunuz. Ya da onun imgeleri ile geçmişe ve geleceğe kanat çırparsınız. Şiir öldü tartışmalarının yapıldığı, şiiri öldürmek için kampanyaların açıldığı günümüzde Akyürek’in şiirleri içimizi serinletiyor. Şiire ve şaire olan inancımızı tazeliyor.
Künye: Mustafa Akyürek. Kalaylı Pusu. Phoenix yayınevi. Mart 2010. Ankara.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Mustafa Akyürek. Kayıp atlasa ağıt. Kalaylı pusu. Şiir.
[2] Müslüm Kabadayı. Ömrün çetelesi tutulmaz. Mustafa Akyürek. Phoenix y. 2009. Arka kapak yazısı.
http://www.adilokay.com/
adilokay@hotmail.fr
“Söyler misin be devran/ Kayıp atlas hasretinde/
Kaç ayrılık şarkısı yiter/ Kaç şiir tutunur örsünde“[1]
Sessiz sedasız yaşadığı sanılır kimi insanların. Konuşurken iddiasızlardır. Az konuşur çok dinlerler. Eğer o kısa cümlelerindeki felsefi derinliği, entelektüel birikimi sezmezseniz, suskun bir âdemoğlu deyip geçersiniz. İşte bu sessiz yanardağlardan biri de, insanlığın kaybettiği atlasları şiir feneriyle arayan Mustafa Akyürek’tir. Kimi, ‘şairim’ diye ortaya çıkan büyük kent insanlarının ‘ses’te, ‘söz’de varmayı hedefledikleri doruğa o çoktan çıkmış ve İstanbul dukalığına, Mardin’in bir köyünden nanik yapmaktadır.
Akyürek, 2009 yılında Phoenix yayınlarından çıkan, ‘Ömrün Çetelesi Tutulmaz’ adlı şiir kitabıyla önemli bir çıkış yaptı. Mardin’in bir köyünde öğretmenlik yapan Akyürek, yaşadığı coğrafyanın yakıcı ikliminde, hayat kavgasında, iş−aş−eş−çocuk dörtgeninde pusulayı şaşırmadı. Kimi zaman gündelik hayatın telaşları arasında bitap düşmesine rağmen ısrarla yazdı. Yazdı. İnsanı slogan atmaya, slogan yazmaya sürükleyen o coğrafyada, Akyürek, toplumcu şiiri −estetik boyutları ihmal etmeden− yeniden yüceltti.
Akyürek’in şiirlerini ilk keşfeden ve keyifle okuyan sadece ben değilim elbette. Araştırmacı yazar Müslüm Kabadayı benden çok önce onun ilk kitabı, ‘Ömrün Çetelesi Tutulmaz’ hakkında şunları yazmış: (Akyürek’in şiirleri) “İnce duyarlılıkla imgelerin saçaklarında biçimlendiği gibi okuru zorlayan felsefi bir bakış da içermektedir. ‘Haziran Ayrılıkları’ şiirindeki ‘Kekeme zamanların/ utangaç anıları/ yelken açar/ çivit mavisi okyanuslarda’ dizeleri gibi, ‘Kırılgan izlek’ başlıklı kitabın birinci bölümündeki birçok şiirde bunu görmek mümkün. Özellikle ‘Küçümen Serzenişler’ adlı ikinci bölümdeki dörtlüklerin, ‘Rubai’ geleneğinden esinlenen, ancak çarpıcı söyleyişlerle derinleşen felsefi şiir özelliği taşıdığı söylenebilir; ‘Mor yılları da eskitip/ Acılara kırağı çaldık/ Takvim yapraklarına sarınıp/ Eflatun sabahlara uyandık’ta olduğu üzere.”[2]
Akyürek, sanatın tüm olanaklarından yararlanır. Kendini bir kalıba sokmaz. Yüzyıl önce Dadacıların denediklerini kopyalayıp, allayıp pullayıp modern üstü şiir yazdım diye ortaya çıkmaz. Marcel Dücahmp’ın eskimiş ‘sidik ördekleri’ni yeni bir akım keşfettim diye duvara asmaz. Eğretilemeleri usta işidir. Çağrışımları kulaklarınızı çınlatır. Ancak onun kullandığı imgeler −en yalın ifadeyle söylersek− dolaylı ve/veya dolaysız anlaşılır imgelerdir. O, harfleri ve sözcükleri rastgele ak kâğıda serpiştirip, gizemli şair havasına girmez. Önce insan der. Ve elinde şiir feneriyle insanlığın kaybettiği değerleri, dünyanın kaybettiği renkleri arar. Unutmaya, unutturmaya inat. Bu anlamda folklorik bir değeri de vardır şiirlerinin.
Akyürek geleneksel şiirden, yeni şiire geçişi de ustaca yapar. Onun şiirlerinde destan havası ve rubai−koşma biçimi sezilebilir. Yeni şiirde, sözcük ekonomisi yapmak ve imgeleri yerli yerinde kullanmak gerektiğini iyi bilir. Kimi zaman üç mısraıyla yüzlerce sayfanın yaratacağı çağrışımları başarır.
Şimdi elimde Mustafa Akyürek’in taze, sıcak, yeni bir şiir kitabı var: ‘Kalaylı Pusu’. Akyürek Mart 2010’da yayınlanan bu ikinci kitabında da imge yaratıcılığına ve sözcük türetmeye devam ediyor. Okurken beni yer yer duraklatan, düşündüren yeni sözcüklerden−imgelerden seçtiklerim: Düzgen, senbahar, öğüntü, aybasan, pusu çengelek, çengi çalpara, çağcıl divan, işkilli dem, ertesilere sarmak, kevsere ermek, paslı telaş, kalaylı pusu, gövcelenmek, kekmeli sevda, zelzele çelengi, arşın ekmek, yokla açmak. Birçok şair gibi Akyürek’in de sık kullandığı imgeler−sözcükler var. Örneğin kitaba adını veren ‘pusu’ imgesi birçok şiirinde farklı öneklerle karşımıza çıkıyor. Yine ‘zaman’, Akyürek’in çok kullandığı bir sözcük. Ancak bu bir tekrar−imge yoksulluğu değil. Bilinçli bir seçenek. ‘Eski deyimle: Anıştırma.’ Akyürek’in beni yolculuklara çıkaran şiirlerinden seçtiğim birkaç kıtayı aktarıyorum:
‘Atımı şahladım/ Geç sayılsa da/ Yılkı dönüşüm’
“Kaçıncı pusudur süren/ Bozgun sonrası şafakta/
Hangi çiçek pörsümez/ Dibine yabancı saksıda…”
“Burası sabra şatilla/ Değil robin/ Kır objektifini…”
“Mezopotamya/ Eski bir yosma/ Bereketi el kapısı/ Saçları zelzele çelengi…”
“Bekareti gözlerinde/ O evli kadınlar ki/ Bakışları sızı eyler/ Tuz eker çıra biçerler…”
“Yanağını uzat da/ Tekil sofralara/ Çoğul bereketin dolsun… “
“Ve nicedir/ geçit vermez yollara/ Yolak açarım…”
Sonsöz: Size önerim bu şiirleri okumanızdır. Belki mısralar arasında siz de yitirdiklerinizi bulursunuz. Ya da onun imgeleri ile geçmişe ve geleceğe kanat çırparsınız. Şiir öldü tartışmalarının yapıldığı, şiiri öldürmek için kampanyaların açıldığı günümüzde Akyürek’in şiirleri içimizi serinletiyor. Şiire ve şaire olan inancımızı tazeliyor.
Künye: Mustafa Akyürek. Kalaylı Pusu. Phoenix yayınevi. Mart 2010. Ankara.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Mustafa Akyürek. Kayıp atlasa ağıt. Kalaylı pusu. Şiir.
[2] Müslüm Kabadayı. Ömrün çetelesi tutulmaz. Mustafa Akyürek. Phoenix y. 2009. Arka kapak yazısı.
http://www.adilokay.com/
10 Temmuz 2010 Cumartesi
EŞEĞE BİR ÖZÜR!
Bülent Tekin
bulenttekin47@gmail.com
Size Hakkari yöresinden bahsetmiştim, değil mi? Hakkari yöresinin sarp dağlar, vadiler, boğazlarlarla paramparça edilmiş bu vahşi ama o derece de büyüleyici coğrafyasında yaşamanın zorluklarından söz etmiş olmalıyım. Bu dağ sislilerini büyük bir azimle delip geçen Zap suyu biraz aşağılarda Dicle’ye dökülür. Zap suyu bu vahşi dağları derin boğazlarla kesiyor ve karşıdan karşıya geçişler kaya ve kavak ağaçlarından imal edilmiş köprülerle yapılıyor(du). Zirvelere tırmanan patika yollarda katırlar, eşekler, koyunlar, keçiler iyi yol alırlar. Âdeta doğuştan alışıktırlar. İşte bu topraklarda yaşayan Tiyari adlı bir Nasturi aşireti nedense eşeğe karşı bir önyargısı vardır. Oysa eşeğin bu vahşi diyarlarda diğer hayvanlara göre kullanım avantajı oldukça fazladır. Nedense bizim Tiyarilerin geleneğinde eşek-adı anılmaz-“iyba”dır(ayıptır).
Ya, “iyba” biraz açıklama isteyen bir adettir ve sözcük anlamı ayıp’tır. Her neyse zavallı eşek iyba’dır ve hiçbir dağlının eşeği yoktur. (Kulakların Efendisi’ne ne ayıp, değil mi ya?) Bu yörelerde her şey dörtdörtlük işlemez, siz bilirsiniz bunu. Kalıbının adamı bir Tiyarili bir zamanlar bir eşek sahibi olmaya cesaret etmişti. Bu durum çok ayıptı ve kabul edilemezdi. Akrabaları onu öyle bir alaya alıp yaşamını çekilmez hale getirdiler ki sonunda talihsiz eşeği köprülerin birinden Zap suyuna fırlattı. Bu adam kendini bile atabilirdi, çok şükür ki bunu yapmamıştı!
Adam bunu böyle yapmakla en azından alay edilmekten kurtulmuştu. Bu yörelerde bir katırınız varsa, itibarlı birisiniz demektir. Nasturiler yine de katır gibi bir melez adını anarken de kendi dillerini kullanmaz, Kürtçe’yi kullanırlar. Adabımuaşeretten olsa gerek! [Ben yine de katır’la ilgili bir Kürt hikâyesini anlatayım. En azından bu, Nasturilere (karşı) Kürtlerin katırla ilgili bir yanıtı olur. Bizler bu konularda tarafsız olmalıyız, değil mi ha? Katıra sormuşlar: “Baban kim?” Katır biraz duraksamış ama yanıtını da vermiş: “Dayım at’tır!” Yani anlayacağınız babasının eşek olduğunu söyleyememiş, utanmış. Kürtlerin katır ve eşekle ilgili böyle bir öyküsü var.]
Bakarsınız-belki bir başka zaman-Tiyarilerin eşek’e bakışlarını anlatabiliriz. Daha fazla da eşeğe haksızlık etmek istemiyorum, siz de beni anlayın! Biz bu kez de gelelim Türkiye siyasetine: Ne kadar sınıf hikâyeleri anlatsak, kabile asabiyelerinden bahsetsek politikada bir yerimiz olmuyor! Politika sanatını ırkçı, faşist, dinci, komprador ve feodal düzenin temsilcileri yapıyor. Ahlakı bunlar bize öğretecek. AKP’li Rize Belediye Başkanı, Kürt kadınlarına tecavüz edin, (Kürtlerin) nesli(ni) melezleştirin böylece Kürt sorunu biter, dedi. Cinsiyetçi, ırkçı, tecavüz kültürünü temsil eden bu görüş doğrusu AKP’ye çok yakışıyor! Çokeşliliği (4 kadınla evlenmeyi) helal gören bu çağdışı anlayış, kadını zorla kapatarak sadece erkeğin yatak odasına (haremine) saklıyor. Ve ne yazık ki demokrasi, özgürlük, insan hakları söylemlerini ağızlarından düşürmeyen İslami faşistler (İslam asla faşist değildir!) gerçek yüzlerini maskeliyorlar. Oysa onlar insan haklarını, özgürlüğü, demokrasiyi salt kendileri için istiyorlar. Onların dışındaki herkes (ötekiler) murdardır. Akıl, ahlak, özgürlük sanatı ve politika bu tip adamların işi! Eşeğe ayıp oluyor!
1 Temmuz 2010 Perşembe
ÖLDÜRMENİN İTİBARI
Bülent Tekin
bulenttekin47@gmail.com
Bir oryantalist gözüyle bakmazsan, Ortadoğu’yu, Mezopotamya’yı çok küçük görmezsin. Dünyaya medeniyetin (uygarlığın) dağıtıldığı bu coğrafyada yediğin, içtiğin, konuştuğun her şeye dikkat edersin. Bu kadim uygarlıktan çıkaracağınız çok dersler vardır. Hakkari’nin dağlarında yaşayan hayvanların çokluğu, çeşitliliği genelde esastan bir delikanlıya bir çeşit silah taşıma zorunluluğu veriyor. (Hakkari burada “il” gibi bir yerleşim alanından çok bir coğrafi yöreyi belirtir.) Bu durum-eskiden de-güneye, doğuya doğru uzanan coğrafyada, Kürt ve Nasturi köylerinde yaşayanlar için de geçerliydi. Kadirşinas dağların daimi meskûnları (oturanları) güçlü kuvvetli ayılardan korunmak isteyen insanların bu belayla ilgili bir hikâyesini anlatmak istiyorum.
1900’lü yıllarda Quadşanis Köyünde-bir Nasturi köyüdür-esaslı bir adamın kendine özgü, doğuştan bir avlanma yeteneği vardı. Adam ayıyı her iki ucu sivri 20 santimlik bir değnek ve bir hançerle avlıyordu. Kullandığı yöntem daha çok, gizliden gizleye ayıya bir kol kadar yaklaşmak ve sonra da bir şokla onu uyandırmaktı. Bu davranış ayının bir an için-korkudan veya şaşkınlıktan!-ağzının açık bir şekilde avcıya bakmasına neden olur. Cesur Nasturi elindeki değneği o anda ayının ağzına sokar ve alt üst çeneleri birbirinden ayırır. Ne yapsın masumcuk? Bu durumdan kurtulmak için mutlaka pençelerini kullanmaya çalışacaktır ve deneyecektir. Böylelikle ayının bu çabası avcıya kolaylıkla hançerleme fırsatı sağlayacaktır.
Bu anlattığımız avlanma yöntemi bu kadim coğrafyada kesinlikle olmuştur. Bu avlanma biçimi bir kuvvet ya da cesaret kullanmaktan çok bir sporcu yöntemiydi. Esaslı adam bu işten epeyce nam saldı ve sattığı derilerden çok para kazandı. Başarısı ona büyük itibar kazandırmıştı ve kesinlikle hak etmişti. Ne-var-ki her zaman olduğu gibi, yine de bir şeylerin ters gittiği de olur. Ateşlenebilen her türlü silah varken bir çakı boyunda hançer ve bir avucu biraz aşan bir değnekle baş belası ayıları avlamak sıradan bir iş olmamalıydı. Gerçektende öyle bir gün gelip çattı. Aslında ne olup bittiği bugün bile bilinmiyor: O esaslı oğlan, yiğit avcı yine tek başına ayı avına gitmiş ve bir daha geri dönmemişti. Ne olup bitmişti, bu kez işler yolunda mı gitmemişti, nasıl başarısız olmuştu? Tüm bunlar hiçbir zaman öğrenilemedi.
Pek çok ırk, din, dil, kültürün yaşadığı bu coğrafyada kadim bir uygarlık geçmişi var. Hayvandan bitkiye, insana; vahşi, heybetli, güçlü, kadim bu varlıklar harika geçmişlerinin mirasçılarıdır. Bu bir meşe ağacı için de geçerli; ya da bir vahşi şahin, bir Nasturi köylüsü, bir Kürt genci! Küçümsemek sizin bakış açınıza bağlıdır; sadık bir kız kardeşinin yardımını göremeyen ve başkasına bir emaneti olmayan, yolsuz, yavan, köksüz karanlıklar gibi. Bu sizin bileceğiniz bir iştir: Bir bembeyaz Ermeni kızının, Süryani gelinin bir Kürt kızına benzediğini görmeyebilirsiniz. Ve belki de bir Türk’ün de bir Kürt’ü andırdığını görmek istemeyebilirsiniz. Bu salt bakış açınıza bağlıdır, dedik ya!
Bugün de Hakkari dağlarında ölümler oluyor. (Hoş, her gün bir başka karakola saldırılıyor ve hatta daha yeni, İstanbul-Halkalı’da asker servis otobüsüne saldırı yapıldı ya!) 18-19 Haziran gecesi Şemdinli Tekeli Karakolu’na (Tekeli Jandarma Sınır Taburu Sınır Bölüğü’ne) yapılan saldırıda 11 askerimiz şehit düştü. O dağlara çocuklarını askere gönderen anneler-babalar onların bir gün dönemeyeceklerini de bildiler artık. O dağlara çıkan PKK militanlarının da dönmediğini anneleri-babaları görüyor. Bu nasıl bir avdır ki objesi insandır. O dağlarda şehit düşen askerlerin tabutları yoksul evlere gönderilir. Lüks bir villaya ya da doğru dürüst bir apartmana Türk bayrağının asıldığını görmedim: Onların çocukları hiş şehit olmadı. Çünkü onların çocukları o dağlara askere gitmiyor. Bir şekilde bedelli’yle bu işi kıvırıyorlar. Dağa çıkan PKK militanları da toprak ağası, şeyh, bey çocukları değildir. Onlar da yoksul Kürt ailelerin çocuklarıdır. Bu savaşın kimseye kazandıracağı bir şey olamaz! Hakkari dağlarında artık insan avı var!
Biz yine hikâyemize dönelim: Bu coğrafyayı, bu coğrafyadaki insanları, kültürleri küçümsemek; bu coğrafyadaki bitki örtüsünü ve hatta hayvanlarını kolay av sanmak gafletinde bulunmak da mümkündür. Gaddarlar sürüsü olarak, vahşi kişiliklerinde her şeylerini kaybetmişlerin kan dökme seanslarına da alışabiliriz. Belki de bir sürek avı da sanabiliriz. Fakat en doğrusu, ayının postundaki delik sayısı katilimizin gaddarlığını betimler.
bulenttekin47@gmail.com
Bir oryantalist gözüyle bakmazsan, Ortadoğu’yu, Mezopotamya’yı çok küçük görmezsin. Dünyaya medeniyetin (uygarlığın) dağıtıldığı bu coğrafyada yediğin, içtiğin, konuştuğun her şeye dikkat edersin. Bu kadim uygarlıktan çıkaracağınız çok dersler vardır. Hakkari’nin dağlarında yaşayan hayvanların çokluğu, çeşitliliği genelde esastan bir delikanlıya bir çeşit silah taşıma zorunluluğu veriyor. (Hakkari burada “il” gibi bir yerleşim alanından çok bir coğrafi yöreyi belirtir.) Bu durum-eskiden de-güneye, doğuya doğru uzanan coğrafyada, Kürt ve Nasturi köylerinde yaşayanlar için de geçerliydi. Kadirşinas dağların daimi meskûnları (oturanları) güçlü kuvvetli ayılardan korunmak isteyen insanların bu belayla ilgili bir hikâyesini anlatmak istiyorum.
1900’lü yıllarda Quadşanis Köyünde-bir Nasturi köyüdür-esaslı bir adamın kendine özgü, doğuştan bir avlanma yeteneği vardı. Adam ayıyı her iki ucu sivri 20 santimlik bir değnek ve bir hançerle avlıyordu. Kullandığı yöntem daha çok, gizliden gizleye ayıya bir kol kadar yaklaşmak ve sonra da bir şokla onu uyandırmaktı. Bu davranış ayının bir an için-korkudan veya şaşkınlıktan!-ağzının açık bir şekilde avcıya bakmasına neden olur. Cesur Nasturi elindeki değneği o anda ayının ağzına sokar ve alt üst çeneleri birbirinden ayırır. Ne yapsın masumcuk? Bu durumdan kurtulmak için mutlaka pençelerini kullanmaya çalışacaktır ve deneyecektir. Böylelikle ayının bu çabası avcıya kolaylıkla hançerleme fırsatı sağlayacaktır.
Bu anlattığımız avlanma yöntemi bu kadim coğrafyada kesinlikle olmuştur. Bu avlanma biçimi bir kuvvet ya da cesaret kullanmaktan çok bir sporcu yöntemiydi. Esaslı adam bu işten epeyce nam saldı ve sattığı derilerden çok para kazandı. Başarısı ona büyük itibar kazandırmıştı ve kesinlikle hak etmişti. Ne-var-ki her zaman olduğu gibi, yine de bir şeylerin ters gittiği de olur. Ateşlenebilen her türlü silah varken bir çakı boyunda hançer ve bir avucu biraz aşan bir değnekle baş belası ayıları avlamak sıradan bir iş olmamalıydı. Gerçektende öyle bir gün gelip çattı. Aslında ne olup bittiği bugün bile bilinmiyor: O esaslı oğlan, yiğit avcı yine tek başına ayı avına gitmiş ve bir daha geri dönmemişti. Ne olup bitmişti, bu kez işler yolunda mı gitmemişti, nasıl başarısız olmuştu? Tüm bunlar hiçbir zaman öğrenilemedi.
Pek çok ırk, din, dil, kültürün yaşadığı bu coğrafyada kadim bir uygarlık geçmişi var. Hayvandan bitkiye, insana; vahşi, heybetli, güçlü, kadim bu varlıklar harika geçmişlerinin mirasçılarıdır. Bu bir meşe ağacı için de geçerli; ya da bir vahşi şahin, bir Nasturi köylüsü, bir Kürt genci! Küçümsemek sizin bakış açınıza bağlıdır; sadık bir kız kardeşinin yardımını göremeyen ve başkasına bir emaneti olmayan, yolsuz, yavan, köksüz karanlıklar gibi. Bu sizin bileceğiniz bir iştir: Bir bembeyaz Ermeni kızının, Süryani gelinin bir Kürt kızına benzediğini görmeyebilirsiniz. Ve belki de bir Türk’ün de bir Kürt’ü andırdığını görmek istemeyebilirsiniz. Bu salt bakış açınıza bağlıdır, dedik ya!
Bugün de Hakkari dağlarında ölümler oluyor. (Hoş, her gün bir başka karakola saldırılıyor ve hatta daha yeni, İstanbul-Halkalı’da asker servis otobüsüne saldırı yapıldı ya!) 18-19 Haziran gecesi Şemdinli Tekeli Karakolu’na (Tekeli Jandarma Sınır Taburu Sınır Bölüğü’ne) yapılan saldırıda 11 askerimiz şehit düştü. O dağlara çocuklarını askere gönderen anneler-babalar onların bir gün dönemeyeceklerini de bildiler artık. O dağlara çıkan PKK militanlarının da dönmediğini anneleri-babaları görüyor. Bu nasıl bir avdır ki objesi insandır. O dağlarda şehit düşen askerlerin tabutları yoksul evlere gönderilir. Lüks bir villaya ya da doğru dürüst bir apartmana Türk bayrağının asıldığını görmedim: Onların çocukları hiş şehit olmadı. Çünkü onların çocukları o dağlara askere gitmiyor. Bir şekilde bedelli’yle bu işi kıvırıyorlar. Dağa çıkan PKK militanları da toprak ağası, şeyh, bey çocukları değildir. Onlar da yoksul Kürt ailelerin çocuklarıdır. Bu savaşın kimseye kazandıracağı bir şey olamaz! Hakkari dağlarında artık insan avı var!
Biz yine hikâyemize dönelim: Bu coğrafyayı, bu coğrafyadaki insanları, kültürleri küçümsemek; bu coğrafyadaki bitki örtüsünü ve hatta hayvanlarını kolay av sanmak gafletinde bulunmak da mümkündür. Gaddarlar sürüsü olarak, vahşi kişiliklerinde her şeylerini kaybetmişlerin kan dökme seanslarına da alışabiliriz. Belki de bir sürek avı da sanabiliriz. Fakat en doğrusu, ayının postundaki delik sayısı katilimizin gaddarlığını betimler.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Bir Kitap: 'Eylemsel Yetke"-Faiz Cebiroğlu
Kitap
BİYOGRAFİM
Faiz CEBİROĞLU:
1959 Hatay / Antakya - Dursunlu Köyü doğumlu. Liseyi Antakya’da bitirdi. Lise yıllarında şiire ve Halk müziğine eğilim gösterdi. Halk müziği ağır bastı. Bağlama çalmayı öğrenerek, türküleri kendine özgü bir tarzla yorumlamaya başladı. İlk kasedi “ Şafağın Gülleri” oldu. Yasaklandı. 2.kasedi “Yağmur Çiseliyor” çok az kesime ulaştı.1986 da Danimarka’ya geldi. Danimarka’da müzik çalışmaları yanında, pedagojiye ilgi gösterdi. Pedagoji (çocuk eğitimcisi) bölümünü bitirdi. Halen Danimarka’da pedagog, “çocuk yetiştirme sanatçısı” olarak çalışmaktadır. Türkiye’de, Dönem Yayıncılık tarafından basılan “TOPLUMSAL KURTULUŞ NOTLARI” (İstanbul 1991) isimli bir kitabı bulunmaktadır. Türkçe, Arapça, Danimarkaca (Danca) ve İngilizce bilmektedir. Değişik site, gazete ve dergilerde her konuda yazılar yazmaktadır. Türkiye’de, Ocak 2005 te yayın hayatına başlayan, ”Sanat, Edebiyat ve Eğitim’de YOĞUNLUK dergisinin Danimarka sorumlusudur. Ayrıca bu derginin de yazarıdır.
1959 Hatay / Antakya - Dursunlu Köyü doğumlu. Liseyi Antakya’da bitirdi. Lise yıllarında şiire ve Halk müziğine eğilim gösterdi. Halk müziği ağır bastı. Bağlama çalmayı öğrenerek, türküleri kendine özgü bir tarzla yorumlamaya başladı. İlk kasedi “ Şafağın Gülleri” oldu. Yasaklandı. 2.kasedi “Yağmur Çiseliyor” çok az kesime ulaştı.1986 da Danimarka’ya geldi. Danimarka’da müzik çalışmaları yanında, pedagojiye ilgi gösterdi. Pedagoji (çocuk eğitimcisi) bölümünü bitirdi. Halen Danimarka’da pedagog, “çocuk yetiştirme sanatçısı” olarak çalışmaktadır. Türkiye’de, Dönem Yayıncılık tarafından basılan “TOPLUMSAL KURTULUŞ NOTLARI” (İstanbul 1991) isimli bir kitabı bulunmaktadır. Türkçe, Arapça, Danimarkaca (Danca) ve İngilizce bilmektedir. Değişik site, gazete ve dergilerde her konuda yazılar yazmaktadır. Türkiye’de, Ocak 2005 te yayın hayatına başlayan, ”Sanat, Edebiyat ve Eğitim’de YOĞUNLUK dergisinin Danimarka sorumlusudur. Ayrıca bu derginin de yazarıdır.
Etiketler
- Bülent tekin in yeni kitabi
- terörist - bülent tekin
- 1 mayis ütopyasi
- 1. dünya savasi - adil okay
- 12 ceset - bülent tekin
- 12 eylül 1980 - faiz cebiroglu
- 12 Eylül Cunta Anayasası - mustafa elveren
- 12 Eylül Darbesinin Edebiyatta İzdüşümü - Murat Altunöz Haberi
- 12 Eylül dershane ve yaris atlari - adil okay
- 12 haziran 2011 secimleri - faiz cebiroglu
- 12 haziran milletvekili - mustafa elveren
- 12'ler üzerine - bülent tekin
- 15 16 Haziran - adil okay
- 15 agostus - bülent tekin
- 15- 16 Haziran - M. Sehmus Güzel
- 2 ci misir devrimi - faiz cebiroglu
- 2014 - adil okay
- 21 yüzyilin baslangici ve ittihatcilarin sonu - nadir nadi celik
- 24 e 24 - bülent tekin
- 33 kursun - ahmed arif
- 33 kursun ahmet arif ve sonrasi - m sehmus güzel
- 551 vekil - bülent tekin
- ab bayrak islam -mustafa elveren
- abdüko yumusama ve baris - bülent tekin
- Abidin Dino - M. Sehmus Güzel
- acik savas tezkeresi - faiz cebiroglu
- Aciklama 2 - eylemsel yetke
- aciklama1 - eylemsel yetke
- acilim politikasi ve sivil darbe anlayisi - ismail besikci
- acilis ve kapanis - hasan bildirici
- adalet bakanina acik mektup - adil okay
- adi özgecan - adil okay
- adil okay
- adil okay dan yeni kitap
- adil okay ile soylesi
- adilos bebem - ahmed arif
- ahlakli devlet - bulent tekin
- ahlaksiz erdogan - ali emin ileri
- ahmet altan ve kürtler - hasan bildirici
- ahmet kaya anisina - mustafa elveren
- ahmet kaya ve ferhat tunc - mustafa elveren
- ahmet türk'ün istifasi - hasan bildirici
- akdeniz multeci mezarligi - adil okay
- akilsiz aklin serüvenleri - nadir nadi celik
- akilsiz aklin serüvenleri3 - nadir nadi celik
- aklinizdan cikmayanlar - bülent tekin
- akp cözüme yanasmiyor - abdullah öcalan
- akp fasizmi - hasan bildirici
- AKP Halk iradesi - yener orkunoglu
- akp halk iradesi 2 - yener orkunoglu
- akp ile chp - mustafa elveren
- akp ile chp nin irkcilik yarisi - mustafa elveren
- akp kapatilmadi - turgut kocak
- akp ordu ve abd - yener orkunoglu
- akp ve kürt sorunu - ismail besikci
- AKP’li Geçinen Sarhoşlar - mustafa elveren
- AKP'nin Degirmenine Su Tasimak - Abdulkadir Ulumaskan
- aksam olunca - adil okay
- aleviler
- alevilerde kafa karisikligi - ismail besikci
- alevilerin büyük sirri - ismail besikci
- aleviligin islamla hicbir iliskisi yoktur - ismail besikci
- Aleviligin sunni diktatörlüge karsi direnisi - hasan bildirici
- alevilik bir insan sevgisidir - serra güneyli
- alevilik dünün sosyalizmidir - serra güneyli
- alevilik müslümanlik midir - devran asmen
- aleviliki dersim ve cumhuriyet - mustafa elveren
- ali yüce - muslum kabadayi
- alin size amerikan usakligi - turgut kocak
- Alintilar ve Yorumlar - Mustafa Elveren
- allah kuran bayrak - mustafa elveren
- alt üst kimlik meselesi - mustafa elveren
- altta kalanin - adil okay
- Amik'te Bir Yaz Yolculugu ve Dostluklar - Müslüm Kabadayi
- ana tanricadan - bülent tekin
- analiz ve yorum üzerine - fadil ölmez
- anarsizm nedir - faiz cebiroglu
- anarşik sistemdir - faiz cebiroglu
- anayasa - turgut kocak
- anayasa arilar kovanlar - bülent tekin
- anma - adil okay
- anma - mihrac ural
- anneler de ölür - bülent tekin
- Anneme - Mahmud Dervis
- antakya adi degil hatay adi silinsin - demir bilgin
- antakya da 14 gözalti
- aramice dili - murat altunöz
- asik ishsani
- asimetrik asklar - bülent tekin
- asimilasyon bitti aldatmacasi - mustafa elveren
- askere gitmeyin-mustafa elveren
- Askin isterik cigliklari - bülent tekin
- avukat - bülent tekin
- ayak izlerindeki yazilar - halil ibrahim özcan
- azinligin cogunluga tahakkümü
- baglar belediyesi - bulent tekin
- bahar operasyonlari - hasan bildirici
- bahcelievler katliami
- balon erken patladi - hasan bildirici
- baris ve demokrasi - mustafa elveren
- barzani semaya bak - serra güneyli
- bas kim ayak kim - turgut kocak
- Baskin Oran'in AKP'si - Yener Orkunoglu
- basörtüsü... - fikret baskaya
- Başın öne eğilmesin – Turgut Koçak
- baykal amerikan in ve fasizmin truva ati - faiz cebiroglu
- ben dersimli kemal - mustafa elveren
- besikciye mail - abdulkadir ulumaskan
- besikciye selam - adil okay
- bir adim ileri iki adim geri - abdulkadir ulumaskan
- Bir amblem ve bir not - faiz cebiroglu
- bir erkek bir kadin - bülent tekin
- bir heykel - adil okay
- bir mayis üzerine düsünceler - m.sehmus güzel
- bir proresörün evhamlari - faiz cebiroglu
- Bir Ressam - Serpil Odabasi
- bir ressam bir kitap - adil okay
- bir sairden - adil okay
- bir tekme bir yumruk - faiz cebiroglu
- bir yazardan - adil okay
- bir yazi hirsizi - faiz cebiroglu
- Bir yorum: Reyhanlı katliamı - faiz cebiroglu
- biraz ahlak -faiz cebiroglu
- birey laik olmaz devlet laik olur - yener orkunoglu
- bireysel gelisim 1 - faiz cebiroglu
- bireysel gelisim 2 - faiz cebiroglu
- bireysel gelisim 3 - faiz cebiroglu
- birlesmis milletler ve cocuklar - faiz cebiroglu
- birlik ve beraberlik - abdulkadir ulumaskan
- bismillah diye ilk geri adim - abdulkadir ulumaskan
- biutiful - adil okay
- biyikli göbekli - serra güneyli
- biz nasil insanlariz - bülent tekin
- bombalar patlarken - bülent tekin
- bonzai - m kabadayi
- bozkurt sembolu calintidir - sevra kurtulus
- bölücülük ve yandaslik - mustafa elveren
- börü dizisi - bülent tekin
- bu basbakanla - mustafa elveren
- bu hoca beni dinsiz yapacak - mustafa elveren
- bu kalp seni unutur mu - adil okay
- bu sistemde katliamlar - mustafa elveren
- bu telas niye - turgut kocak
- bu yaziyi okumayin - bülent tekin
- bulent tekin
- bulmaca - bülent tekin
- buyuk kafalar - bulent tekin
- büyükler sokakta dans etmeye utaniyor
- Büyüklerimiz Devlette Görev Almamızı İstiyorlardı - mustafa elveren
- cagdas egitim yalani - mustafa elveren
- cagdas kawa - mustafa elveren
- cakal cukal edebiyeti - bülent tekin
- cakallarin ulumasi - emine engin
- calismak üzerine - faiz cebiroglu
- Can Yücel i anarken - bülent tekin
- cek - müslüm kabadayi
- cellatlarin ölümü - hasan bildirici
- cephede ebu nidal - faiz cebiroglu
- cetelesmenin boyutu - murat altunöz
- Che yasiyor - Faiz Cebiroglu
- chp ve secim ittifaklari - mustafa elveren
- chp ve secim ittifaklari 2 - mustafa elveren
- cinsel fasizm - hasan bildirici
- cocuk cigliklari - adil okay
- cocuk ve okuma kültürü sempozyomu - müslüm kabadayi
- cocukluk isgal altindadir - faiz cebiroglu
- cocukluk ve edebiyat -müslüm kabadayi
- cok mutluyuz - bulent tekin
- cukurova kitap fuari - müslüm kabadayi
- cumartesi anneleri / mustafa elveren
- cumhurbaskanligi - faiz cebiroglu
- cumhuriyet ve atatürk - mustafa elveren
- danimarka da ´secim - faiz ceniroglu
- Dar Sokak - Dergi
- Dar Sokak - Sayi 2
- darbeler
- Darbeler Ve Resmi İdeoloji - mustafa elveren
- degistirilmis kuran - mustafa elveren
- deli dumrul - bülent tekin
- deliler akillilar cocuklar - bülent tekin
- delirmis krallar - bülent tekin
- demokrasi - mustafa elveren
- demokrati acilim - bülent tekin
- demokratik özerklik - mustafa elveren
- deneyin isterseniz - bülent tekin
- denge - halil ibrahim özcan
- Deniz gezmis yasasaydi - Abdulkadir Ulumaskan
- deniz ve basbakan - bülent tekin
- denizden isiklanmak - muslum kabadayi
- dershaneler - bülent tekin
- dershaneler 12 eylül elstiriler ve yanitlar - adil okay
- dersim aleviligine operasyon - mustafa elveren
- dersim den antakya ya - adil okay
- dersim halkini tümden suclamak - mustafa elveren
- dersim katliami - mustafa elveren
- dersimizden caktik - bülent tekin
- dersimliler - mustafa elveren
- deveye sormuslar - turgut kocak
- devin trajedisi - bülent tekin
- devlet patron - adil okay
- devletin agalari - ismail besikci
- devletin kemal burkay acilimi - mustafa elveren
- devletin ömrü - bülent tekin
- dijle tv - bulent tekin
- dil ve aile - faiz cebiroglu
- dillerin ölümü - faiz cebiroglu
- din ahlak - mustafa elveren
- dinci ile ateist arasindaki fark - mustafa elveren
- dis mihraklar - abdulkadir ulumaskan
- diyarbakir seni sevmiyor - bülent tekin
- DKÖ lerin gücü - mustafa elveren
- dogrular gibi yalanlama - abdulkadir ulumaskan
- dokuz köyden kovuldum - bülent tekin
- dönülecek ev yok - hasan bildirici
- dönüsü olmayan yol - hasan bildirici
- dövüs kulübu ve posmodern sinema - adil okay
- dtp kapatilamaz
- dursunlulu ressam fehmi - faiz cebiroglu
- ebu cehil - faiz cebiroglu
- ece ayhan'la düsünmek - m.sehmus güzel
- egitim - adil okay
- Ekin Van - Adil okay
- el rakka dan rojava ya - adil okay
- elde var ayten - bülent tekin
- ele alinmasi geciken sorun - fadil ölmez
- elestiri kültürü - mustafa elveren
- elestiri üzerine - faiz cebiroglu
- elestiri üzerine bakis - faiz cebiroglu
- elestiriye evet - mustafa elveren
- elezig daki safii ve kizilbas - mustafa elveren
- ellerimiz kirilsaydi da - turgut Kocak
- emperyalizm - faiz cebiroglu
- emperyalizm hersey kâr icindir - faiz cebiroglu
- emperyalizm terör egemenligidir - faiz cebiroglu
- emperyalizm vandalizmdir - faiz cebiroglu
- emperyalizm ve anti emperyalizm üzerine - fikret baskaya
- emperyalizm ve dil - faiz cebiroglu
- emperyalizme karsi savas - ismail besikci
- emperyalizmin usagi arap bilrligi - turgut kocak
- en iyi patron - adil okay
- enternasyonal 120 yasinda - m.s. güzel
- erdal ölümsüzdür - faiz cebiroglu
- ergenekon cetesi - abdulkadir ulumaskan
- ergenekon dan yesil ergenekon a - bülent tekin
- ergenekon istisna degildir - prof. fikret baskaya
- ergenekon tarzi - bülent tekin
- ermeni sempozyumu - adil okay
- ermenilerden özür diliyorum - adil okay
- ermenilerle sürgünde kesisti yollarim - adil okay
- ermeniýe düsman - mustafa elveren
- esege özür - bülent tekin
- esekten utanmayanlar - bülent tekin
- esitlik
- eti senin kemigi benim - mustafa elveren
- etnik kimlik - faiz cebiroglu
- evet hayir - mustafa elveren
- Ey isa - Macid Ebu Gosh
- Eylemsel Yetke - Faiz Cebiroglu
- eylemsel yetke - hasan bildirici
- eylemsizlik karari ve sonrasi - mustafa elveren
- facebook üzerine - faiz cebiroglu
- ferhat tunc - mustafa elveren
- ferhat tunc - mustafa elveren
- ferhat tunc u - mustafa elveren
- feslegene agit - halil ibrahim özcan
- fikret baskaya - adil okay
- Filistin - adil okay
- filler - bulent tetkin
- fotograflar - bülent tekin
- gazeteciler ayakta - müslüm kabadayi
- gerekirse seytanla isbirliyi yapilabilir - mustafa elveren
- gerileme sonun baslangicidir - abdulkadir ulumaskan
- gezi direnisi - adil okay
- gomanweb sitesi - mustafa elveren
- görülmüstür ama cözülmemistir - selma akkaya
- görülmüstür sergisi - adil okay
- göstermelik demokrasi - mustafa elveren
- Grup Yorum Antakya'da - Murat Altunöz
- gunay aslan ve ben - hasan bildirici
- gurbette bile gökyüzü varmis - adil okay
- günesin sürprizleri - müslüm kabadayi
- hak arama yürüyüsü - murat altunöz
- hakki devrim e cevap - abdulkadir ulumaskan
- halic te yasayan simonlar - bülent tekin
- halis in istifasi - mustafa elveren
- halkin yarattigi simgeler - mustafa elveren
- halklarin kardesligi - adil okay
- halklarin ya da din kardesligi - mustafa elveren
- hapishane mektuplar 2 - adil okay
- hapishane mektuplari - adil okay
- hasan gülbahar dan mektup - adil okay
- hasan mantici - adil okay
- hasta tutsaklar - adil okay
- hatay sorunu - sevra kurtulus
- hayaldi gercek oldu - mustafa elveren
- haydutluk - hasan bildirici
- haziran direnisi - adil okay
- hdp ile ak parti - serra güneyli
- hdp ve linc ordusu - adil okay
- hdp ve selahattin demirtyas -bülent tekin
- her sey para icin -bülent tekin
- herkesi iceriye mi atacaksiniz - turgut kocak
- HIRSIZ VE POLİS - Bülent Tekin
- hirsiz ve yalanci - bülent tekin
- hizli siyaset teknikleri / bülent tekin
- hortlaklar - m sehmus güzel
- hukuk
- hukuksuzluk iddianame ve savunma - mustafa elveren
- hukukun olmadigi yerde - mustafa elveren
- hypatia - bülent tekin
- ic savas politikalari - bülent tekin
- icimde kuslar göcüyor - murat altunöz
- icimizdeki niyet - bülent tekin
- icisleri bakani istifa etmedilir - bülent tekin
- icraatlarda terörizm fantazileri - bülent tekin
- ifade özgürlügü ve yargi - ismail besikci
- ifade vermek - adil okay
- iki mustafa - mustafa elveren
- iktidarin kürt yazarlari - hasan bildirici
- ileri demokrasi aldatmacasi - mustafa elveren
- ilgili makama - bülent tekin
- iman gücüyle siyaset - abdulkadir ulumaskan
- inan - faiz cebiroglu
- inanarak mücadele etmek - bülent tekin
- insallah kazanirsiniz - bülent tekin
- insan birazda düsündügüdür - bülent tekin
- İnsan Nasıl İnsan Olur - ismail besikci
- insanciklar karincalar krallar - bulent tekin
- insanliga mukavemet
- internet - mustafa elveren
- intikam sözcügü - faiz cebiroglu
- ipotek krizi - fikret baskaya
- iran - nadir nadi celik
- irkci sovlar - abdulkadir ulumaskan
- irkcilik-prof.dr.m.sehmus güzel
- irklar ve inanclar - mustafa elveren
- isid nedir - faiz cebiroglu
- isid veya öso - adil okay
- isimiz gücümüz - bülent tekin
- islam
- islam kardesligi - ismail besikci
- israil yine - adil okay
- ittihat ve terakki - bülent tekin
- ittihatcilarin soykirim refleksleri - nadir nadi celik
- iyiler ve kötüler - bülent tekin
- jet fadil - hasan bildirici
- kâbemiz dünyadir - serra güneyli
- kadin eylem daha fazla eylem - fadil ölmez
- kahraman türkler ve kürtler - bülent tekin
- kalkinma bir efsanenin sonu - prof. fikret baskaya
- kandil e telgraf - faiz cebiroglu
- Kapitalizm
- kapitalizm emperyalizm barbarliktir - sevra kurtulus
- kapitalizm: önce para sonra insan - faiz cebiroglu
- kardeslik
- kardeslik ve dostluk üzerine - mustafa elveren
- karsi saldiriya karsi saldiri - canan ates
- kasabalilar - müslüm kabadayi
- kastelli canina kiydi
- katil kerpic - bülent tekin
- Kawa heykeli - bülent tekin
- kayiplar haftasi - adil okay
- kazim icin bir film
- kazim koyuncu
- keklik ve sahin - bülent tekin
- kemal burkay in iddialari - hasan bildirici
- kemal karkajier - adil okay
- kemalist ve anti-kemalistlerin uzlasmasi - abdulkadir ulumaskan
- kemalizm renk degistiriyor - mustafa elveren
- kenan evren'e mektup - ali emin ileri
- kent - m sehmus guzel
- kic devlet - adil okay
- kiniyorum - bülent tekin
- kirilgan zamanlar - murat altunöz
- kiskancligin daniskasi - bülent tekin
- kitap - eylemsel yetke
- kitap tanitimi - adil okay
- kitasal bilivarci hareket - canan ates
- kitasal bolivarci hareket in manifestosu
- kitasal bolivarci hareket kurulus kongresi
- kizilay da bir hayalet dolasiyor - sibel özbudun
- kobane rojeva - adil okay
- kolombiya da toplu mezar - canan ates
- kongreler sürecinde Egitim Sen
- Kosova bagimsizlgi - Ali Emin ileri
- kromsanin zehirli varilleri - adil okay
- kurd1 - abdulkadir ulumaskan
- kurnaz adam piyasada - bülent tekin
- Kutlu olsun - bülent tekin
- Kültür Düsmanligi - Yener Orkunoglu
- kültürel yabancilasma - faiz cebiroglu
- kürd kimligi - faiz cebiroglu
- kürd ordularinin basarisi - hasan bildirici
- kürt acilimi - turgut kocak
- kürt devleti - faiz cebiroglu
- kürt dili ve edebiyati - ismail besikci
- kürt edebiyati ve ben - hasan bildirici
- kürt edebiyeti üzerine - ismail besikci
- kürt güvenligi - hasan bildirici
- kürt sorunu degil - hasan bildirici
- kürt ve türk sorunu - yener orkunoglu
- kürtaj hakkinda - adil okay
- Kürtler Aleviler ve Raporlar- ismail besikci
- laiklik milli birlik - ismail besikci
- Laiklik elden gidiyor mu - fikret baskaya
- latife tekin'e yanitlar - bülent tekin
- Lazlar da ayni oyuncaktan istiyor - nadir celik
- lenin - yener orkunoglu
- lenin 3.bölüm
- lenin 4.bölüm
- lenin 5.bölüm
- lenin 6.bölüm
- lenin 7.bölüm - yener orkunoglu
- liberal kontrgerilla - bülent tekin
- liberal teorilerin cöküsü - yener orkunoglu
- liberalizm ve demokrasi
- liberalizmin hegel düsmanligi - yener orkunoglu
- Liberalizmin muhafazakarlik ile evliligi - yener orkunoglu
- liberalizmin yükselisi - yener orkunoglu
- linc ve baris - adil okay
- makale - faiz cebiroglu
- makale - fikret baskaya
- makale - ismail besikci
- mamak mektuplari - adil okay
- marks'i asanlar - faiz cebiroglu
- marks'in önemi - yener orkunoglu
- marksi asanlar - faiz cebiroglu
- mayis 1968 in getirdikleri I - m sehmus güzel
- mayis 1968 in getirdikleri II - m sehmus güzel
- mayis 1968 in getirdikleri III - m sehmus güzel
- mazlum dogan - mustafa elveren
- mazlum dogan i övmekten ceza almak - mustafa elveren
- mazlum dogan icin ne yaptin - mustafa elveren
- mazlum dogan in kabrine - mustafa elveren
- mazlumlarin diyari yasaklanamaz - mustafa elveren
- mecburuz - hasan bildirici
- medaya baskısı - faiz cebiroglu
- medlerin dönüsü - hasan bildirici
- mehmet metiner in 10 yil marsi - mustafa elveren
- memleketin silivri manzaralari - bülent tekin
- merhaba dostlar - sevra kurtulus
- merkel sarkozy'yi sevmiyor - m.sehmus güzel
- mert dayanir - turgut kocak
- metin can ve hasan kaya anisina - mustafa elveren
- metin can ve hasan kaya nin anisina mustafa elveren
- midesel egitim - müslüm kabadayi
- mihrac ural a ne oldu? sevra kurtulus
- mihrac ural muammasi - sevra kurtulus
- mihrac ural yanitladi - bülent tekin
- milli birlik ve kardeslik destani - bülent tekin
- milli irade - bülent tekin
- minareler süngü mü - bülent tekin
- minna - faiz cebiroglu
- mit in cinayet aciklamasi - hasan bildirici
- modern köleler - bülent tekin
- morglar yine doldu - hasan bildirici
- muhammed ataturk erdogan uclusu - mustafa elveren
- muhterem insanlar - bulent tekin
- munzur festivali - mustafa elveren
- musa agacik - mustafa elveren
- musa agacik 2 - mustafa elveren
- musluman aleviler -mustafa elveren
- mustafa balbay - adil okay
- mustafa balbay hakkinda - adil okay
- mustafa önal - müslüm kabadayi
- muzaffer tansu dan mektup - adil okay
- mücüzevi özlemler - bülent tekin
- müslüm kabadayi dan acik mektup
- narrativ - faiz cebiroglu
- Nazim Hikmet'ten Kamuran Bedirxa'na Mektup
- nefret söylemi- adil okay
- nelson mandela - adil okay
- nereden nereye - hasan bildirici
- newroz - faiz cebiroglu
- newroz kutlu olsun - faiz cebiroglu
- newroz mektubu - faiz cebiroglu
- newrozdaki mesajlarin algilanmasi - abdulkadir ulumaskan
- newrozlasan mazlum - mustafa elveren
- newrozlasan mazlum dogan - mustafa elveren
- noel yemekleri - faiz cebiroglu
- NTV de yazi isleri - bülent tekin
- nükleer cöplük olmayin - adil okay
- olümün 2. yildinömü ali yüce - müslüm kabadayi
- on kisilik imza - bülent tekin
- operasyon isleri - bülent tekin
- ortak aciklama
- osman turanli nin celiskisi - mustafa elveren
- osmanlica - adil okay
- osmanlica nedir - faiz cebiroglu
- oyunlar - bulent tekin
- ozgur gundem - hasan bildirici
- ozgur ve lorin bebek - adil okay
- ozgürlük - bülent tekin
- Oztin Akguc'un miliyetcilik tanimi - demir bilgin
- Öcalan - Türk’e saldırı tesadüf değildir
- öcalan erdogan'a cözüm cagrisi yapti
- öcalan: imrali diyarbakir cezaevi'ne dönüstü
- ögrenirken ögretenler - müslüm kabadayi
- öldürmenin itibari - bülent tekin
- ölmek ve öldürmek - mustafa elveren
- ölü bedenimiz - adil okay
- ölüm adasi - bülent tekin
- ölümün 1. yildönümünde ali yüce
- ölümün ardindan dersim de olmak - mustafa elveren
- ömrün cetelesi - adil okay
- önce insan ol - adil okay
- önce insan olmak gerekir - mustafa elveren
- özel ordu mu - bülent tekin
- özgür basin - bülent tekin
- özledigimiz erudi insandir - faiz cebiroglu
- pamuk iplikler - bülent tekin
- patlama - bülent tekin
- payanda ya da takla - bülent tekin
- pedafoli ve fasizm - adil okay
- pedagoji
- pedagojik metodlar - faiz cebiroglu
- piponya - bülent tekin
- pkk nin adalet ve hukuk anlayisi - hasan bildirici
- pkk ve bdp nin erdoga beklentisi -hasan bildirici
- polat alemdar demokrasisi - bülent tekin
- postalcilar - mustafa elveren
- postmodernizm ve osman sahin - adil okay
- postmodernizmin fikir babasi - yener orkunoglu
- Raif Dikçe'de gitti! - Faiz Cebiroglu
- rejimin niteligini tartisabilmek - fikret baskaya
- resmi ideoloji - ismail besikci
- resmi ideoloji - mustafa elveren
- roboski - adil okay
- rojawa dan sesleniyoruz - sevra kurtulus
- rolatindeyiz - hasan bildirici
- ruh halimizin tedirginligi - mustafa elveren
- Ruhi Su: Bir Komünist Ozan - Faiz Cebiroglu
- ruyalarim - bulent tekin
- saatleri bir ömür ileriye aldilar - adil okay
- sagir ölüm - halil ibrahim özcan
- sair adnan yücel - adil okay
- sair kapilari - adil okay
- saka gibi bir sey - bülent tekin
- sallanan parmaklar- bülent tekin
- salyangoz davasi - adil okay
- samimiyet testi - bülent tekin
- sanal alem - adil okay
- sanal sevgililerim - bülent tekin
- sanat - adil okay
- savas ahlakinda örselenmeler - bülent tekin
- savasta tecavuze ugrayan - adil okay
- secimler ve hainler - serra guneyli
- sehid kavrami - demir bilgin
- sempatik fasistler - bülent tekin
- seni oldugum gün- bulent tekin
- serafli sampiyonlar - bülent tekin
- serdar yesilyurt - bülent tekin
- sermaye birikimi ve özgürlükler - ismail besikci
- serpil odabasi'ndan yeni calismalar
- sessiz devrim demogojisi - mustafa elveren
- sevda kusun kanadinda - bulent tekin
- Sevgi ve Aşk Üzerine - Adil Okay
- sevgililer gününde aski tanimlamak - faiz cebiroglu
- sevmeme sucu - abdulkadir ulumaskan
- seytani saldirilar - faiz cebiroglu
- siddet - faiz cebiroglu
- siir - mahmud dervis
- siir üzerine - faiz cebiroglu
- sil bastan - bülent tekin
- simdi ne olacak - turgut kocak
- sinemardin - bülent tekin
- sinif kimlik ve dil - adil okay
- sinirlari zorlamak - bülent tekin
- sira akp de - turgut kocak
- sise cam iscileri - adil okay
- sistem - mustafa elveren
- Sitki Öner - Müslüm Kabadayi
- sivas katliami - müslüm kabaday
- siyasi haklar taninmadan - ismail besikci
- siz hic mülteci oldunuz mu - adil okay
- sokaklar - hasan bildirici
- sol dersim ve alevi örgütleri - mustafa elveren
- sol ici siddet - ali emin ileri
- sol liberalizm ve ulusal solculuk
- soma - muslum kabadayi
- soma devlet patron - adil okay
- somali den ingiltereye - adil okay
- son dakika haberi - faiz cebiroglu
- son ürece iliskin - murat altunöz
- son yagmur - murat altunöz
- sorgulanan tahliyeler - bülent tekin
- sorumlu amerikadir - turgut kocak
- sovenizmin bombalari - abdulkadir ulumaskan
- suriye de bahar olacak mi - bülent tekin
- suriye de kadin - demir bilgin
- suriye secimleri - faiz cebiroglu
- suya sabuna - adil okay
- sürgündasim sivan - adil okay
- sürgünlerde - mustafa elveren
- sürüler dünyasinda insan - demir bilgin
- tahir elci - bulent tekin
- Taksim Direnişi - mustafa elveren
- takunycilar ile posyalcilar - mustafa elveren
- tanriya degil - mustafa elveren
- tarihi mektup - fadil ölmez
- tarihte provokasyonlar - mustafa elveren
- tayyip ve gap - abdulkadir ulumaskan
- tc nin cumhurbaskanligi - serra güneyli
- te goti ci goti - bülent tekin
- tek tanrili dinler - mustafa elveren
- tek tip elbise - bülent tekin
- tek yol diyalogdur - abdullah öcalan
- Temel Demirer e selam - adil okay
- temel demirer le dayanisma - adil okay
- terbiye - bülent tekin
- terörle depresen deprem - bülent tekin
- Teyze amca savas basladi - adil okay
- tilkiler savasi - bülent tekin
- tini rakisiyla büyüdük 2 - gaiz cebiroglu
- tini rakisiyla büyüdük ve yürüdük - faiz cebiroglu
- tokatla gelen özgürlük - bülent tekin
- toplumdaki celiskiler - r.yürükoglu
- toplumsal kurtulus notlari - faiz cebiroglu
- tövbekârlik ve itirafcilik - demir bilgin
- trafik cezasi - bülent tekin
- tunceli savciligi - mustafa elveren
- turkiye kurdistan - bulent tekin
- tüfek icat oldu - bülent tekin
- tüm anti emperyalist gücler - abdullah öcalan
- türban - fadil ölmez
- türban - m.sehmus güzel
- türban sorunu - yener orkunoglu
- türk egitim sistemi - mustafa elveren
- türk hanceri - hasan bildirici
- türk islam paketi - serra güneyli
- türk kökenli kelaynaklar - mustafa elveren
- türk modernlesmesinde iktidar kavgasi - yener orkunoglu
- türk yargi sistemi - mustafa elveren
- Türkiye - Suriye yazarlari arasindaki iliskiler
- türkiye de siyaset - mustafa elveren
- türkiye soluna soldan bakmak - fikret baskaya
- Türkiye’de 12 Eylül Filmi Yapılamamıştır - Murat Altunöz
- türkler icin yeni anayasa - hasan bildirici
- ucu birden gitti - temel demirer
- ucube insanlik - bülent tekin
- uludere den agrimisken - adil okay
- unesco - demir bilgin
- usta er den - bülent tekin
- utancin fiyaskosu - bülent tekin
- utangac kapitalizm - adil okay
- uzun yürüyüslerin yönü - müslüm kabadayi
- Üç ayda üç can - faiz cebiroglu
- üfürükten teyyare - bülent tekin
- ülkemiz ates ve kan gölü olmadan - mustafa elveren
- ütopya toplantilari - yenerorkunoglu
- vahsilige wikileaks ayari - bülent tekin
- vatan millet diyarbekir - bülent tekin
- vicdani tahliyeler - bülent tekin
- yagma savasi - faiz cebiroglu
- yakindogu nun imhasi - ismail besikci
- yalan cemberi - yener orkunoglu
- yalanci peygamber - bülent tekin
- yalanci yazar - bülent tekin
- yalanlar - bulent tekin
- yalcin usta - m sehmus güzel
- yargitay muhtira - abdulkadir ulumaskan
- yasaklanan kimligi savunmak - mustafa elveren
- yasama bakisim - bülent tekin
- yavuz un torunlari - mustafa elveren
- yaz izlenimleri - adil okay
- yazar aziz tunc - mustafa elveren
- yazboz - bülent tekin
- yazgimiz demokrasi - bülent tekin
- yazi hirsizlari - faiz cebiroglu
- yazismalar - faiz cebiroglu
- yeni chp - mustafa elveren
- yeni yil - müslüm kabadayi
- yeniden trafik cezasi - bülent tekin
- yerel secim - adil okay
- yesil ergenekon - bülent tekin
- yesil ordu - bülent tekin
- yeter artik - hasan bildirici
- yilmaz güney ve aydin - m.sehmus güzel
- yine israil dsevleti yine terör - adil okay
- yirmialti yildir türkce konusmuyor
- ysk ve akp - bülent tekin
- yuksekler - bulent tekin
- yuzlesme - bulent tekin
- yükselis ve düsüs mu - serra güneyli
- yürüyüs devam ediyor - faiz cebiroglu
- zalimler ve mazlumlar - bülent tekin
- zamani vardi artik - m sehmus guzel
- zar tutmak - bülent tekin
- zenginlerin dünyasi - fikret baskaya
- zigzaglar - bülent tekin
- zindanda acan cicekler -adil okay
- zor zamanlardi - adil okay
- zorbaligin böylesi - turgut kocak
- إلـى أمّــي
- غزّة ليلا - Gazze Geceleri
- ناظم حكمت NÂZIM HİKMET - macid ebu gosh