Faiz Cebiroḡlu
Türkçede ” ع” harfi yok. Minna derdik.
Minna (مناع) Cebiroḡlu. Amcaoḡlu. Temmuz ayında, yıl 1979. ”Fevzi, iş buldum. Kahramanmaraş yakınlarında.
Sen ve Muhammed Haydar’da geliyor. Tek kireç ocaḡı, yeter.
Tamam dedim. Bir gün sonra iş
elbiselerimizi hazırladık ve otobüse bindik. İş yerine ulaştık, daḡ eteklerinde
bir yerdi, taş var ama ocak yoktu.
Kazdık, kazdık ve kazdık: Ocak oldu.
Yakıcı güneş altında çalışırken, Muhammed
Haydar, aniden: ”Fevzi, Maraş’a git, bir şişe şarap getir, iyi gider…” dedi. Aynen, öyle yaptım.
Geldiḡimde, Muhammed Haydar, kireç ocaḡını oymuş, bitirmiş.
Arapça ile merhaba dedim. Merhaba,
merhaba dedi. Şişeyi verdim. Şişeyi de bitirdi.
Bana: ”Yarın, kireç ocaḡı örülecek ve
yakılacak” dedi.
Gerçekten öyle oldu.
Ateş verdik.
Odun yoktu. Patlamış kamyon
lastiklerinden verdik.
Verdik….
Kireç ocaḡı patladı.
Üstü açık, altı kireç oldu.
Bir kamyon geldi. Alttaki kireçi
yükledi.
Muhammed Haydar: ”Fevzi, çok fazla
lastik vermişsin yahu” dedi.
Ben de, ”Evet, lastik, kamyon lastiḡi,
fazla vermişiz dedim…”
Sonra tekrar Antakya, Dursunlu Köyü. Eve geldik. Minna Cebiroḡlu, babamla konuştu. ”Yahu
iki deliyi aldım, yalnız ocaḡı deḡil, gökyüzünü de yakmışlar. Ne taş kalmış, ne
de kireç…”
Muhammed Haydar ile sonradan, Kireçdaḡların
kahvesinde buluştum. Bana, ”Minna Cebiroḡlu paramızı vermedi. Verir mi?”
Ben de ”verir, verir! Kireç ocaḡını ve
Maraş’ı yakmışız! Ne parası?..
Sonra yıllar geçti. Ben de Suriye’ye geçtim
ve böylece irtibatlarımız kesilmiş oldu.
Evet…Aradan yıllar geçmiş ve ben Damscus’tayken
Muhammed Haydar’ın ölüm haberini vermişler. Köydaşım, iş ve sohbet arkadaşım Muhammed
Haydar’da gitti, sessizce ve hüzünce.
Köydaşım, iş ve sohbet arkadaşım Muhammed
Haydar, mekanın gülistan olsun. Seni Sevgiyle anıyorum…