15 Ocak 2011 Cumartesi

Birleşmiş Milletler ve Çocuklar



Faiz Cebiroğlu

Çocuklar, bizim çocuklar, Ortadoğu’da, tüm dünyada tehdit altındadır!

Ortadoğu’da, Afrika, Latin Amerika ve dünyanın bir çok yerinde çocuklar, bizim çocuklar, yaşam / kalım savaşı vermekte; dünyanın bir çok yerinde milyonlarca çocuk savaş, işgal, açlık ve yoksulluk sınırlarının altında yaşamaktadır.

Çocuklar, bizim çocuklar tehdit altındadır!

Evet, yanlış okumadınız, milyonlarca çocuk yaşadığımız bu emperyalist dünyada her türden tehdit altında yaşıyor!

Çocuklar, bizim çocuklar tehdit altındadır: Savaş tehdidi. İşgal. Yeterince beslenememe. Hastalık…

Çocuklar, bizim çocuklar tehdit altındadır ama Birleşmiş Milletlere bakılırsa, dünya, çocuklar için, her taraf güllük / gülistanlık!

Birleşmiş Milletlere bakılırsa, çocukları korumak için gece / gündüz uğraşılıyor, uğraş veriliyor(!)
Verilen uğraş nerde, nerede?

Eyyy Birleşeşmiş Milletler, yıllardır ”çocukların haklarını koruyacağız!” nakaratını tekrarlamaktan bıkmadınız mı?

Sizlere soruyorum: Çocukların haklarını hangi tarihte, nasıl ve nerede korudunuz?

Eyyy Birleşmiş Milletler Cemaatı, çok gerilere gitmek istemiyorum, 1989’lardan başlayarak sizlere hatırlatarak soruyorum: ”Çocuklarımızı her türden tehlikeye karşı koruyacağız” vaazınız üzerinden 21 yıl geçmiş! Peki, nerede, nasıl, hangi bölgede çocuklarımızı korudunuz?

Çocuklara dair ve şu anki görünen tablo ”kurumunuz” adına içler acısıdır. Afrika’da durum, içler acısıdır. Filistin, Haiti, Filipinlerde.. çocukların yaşam durumları, içler acısıdır.
Bakın, Kürt çocukları, yıllardır hem fiziki, hem de psikolojik tehdit altında yaşamakta; Menekşe’lerimiz, Uğur Kaymaz’larımız… domdom kurşunlarıyla oldürülmektedir!
Eyyy Birleşşmiş Milletler Cemaatı; tüm bunlar açıkken, yıllardır ”çocukların haklarını koruyacağız!” nakaratını tekrarlamaktan bıkmadınız mı?

Ne korkunç bir tablo: 1990’dan bu yana 3,6 milyon insan emperyalist savaş koşullarında öldü, öldürüldü; ama bunların yarısından fazlasını çocuklar oluşturuyor!

Yalnız bu kadar mı, hayır. Dahası da var; son verilen istatistiklere göre dünyada 1 milyon çocuk, tehlike sınırları içinde yaşadığını gösteriyor. Bu şu demek oluyor; dünyada 6 çocuktan biri tehlike sınırlarının altında yaşıyor.

Peki, çocukları, çocuk haklarını korumak bu mu oluyor?

Yukardaki tablonun anafikri var. Şudur: Çocuklarımız, aslında, dünya cezaevi’nde acı, işkence, işgal v.b. duygularla yaşıyor, büyüyor.

Bu bağlamda, dünya cezaevi’nin adı: Emperyalizm ve buna bağlı ülkeler, oluyor.

Bu bağlamda, dünya cezaevi’nin markası: Ölüm, oluyor! Bu oluyor.

Elimize ulaşan sonuçlar var.

Elimize, emperyalist dünya cezaevi’nden gelen sonuçlar var, sarsıcıdır:

Bir: Dünyada 1 milyar çocuk, fiziki işkenceler dışında, onlara ”yetişkin” muamalesi yapılmakta ve onların çocuk olduğu / çocukluk devreleri aşamasında oldukları görmezden gelinmektedir!

İki: Dünyada 20 milyondan fazla çocuk, savaş, işgal ve başka siyasi / toplumsal nedenlerle ülkelerinden, yurtlarından, coğrafyalarından göç etmek, bırakmak zorunda barakılmıştır.

Üç: Dünyada 640 milyon çocuk evsiz, barksız yaşamakta, kalacak ilkel bir menzili dahi bulunmamaktadır.

Dört: Dünyada 500 milyon çocuk, en asgari yaşam koşullarının çok ama çok altında yaşamaktadır.

Beş: Dünyada 400 milyon çocuk temiz sudan yoksun olarak yaşamaktadır.

Altı: Dünyada her 6 çocuktan biri aç ve dünyada 90 milyon çocuk ölümle karşı karşıya olduğu gerçeği durmaktadır…
İşte, emperyalist dünya cezeevi’nin çocuklarla ilgili tablosu budur. Gerçekten insanlık adına utanç vericidir.

Bu, insanlık adına utanç verici, dünya çocuk cezaevi’ne karşı çıkmak, Aşık İhsani’nin dediği gibi:
”Türkiye’de (Dünyada) zindanlar var / Zindanları yıkmak gerek!..” söylemiyle taraf tutmaktan geçiyor.

Taraf tutuyor ve birlikte söylüyoruz:

”Şu dünyada zindanlar var / zindanları yıkmak lazım!”

Aşık İhsani
’nin bu türküsel çağrısını rehber ediyor ve diyorum ki;

Çocuklarımızı korumadan, devrim yapamayız.

Çocuklarımızı korumadan, dünyamızı ”çocuk bahçesine” çeviremeyiz.

Çocuklarımızı savunuyoruz. Umutluyuz. Mutluyuz.

Çocuklarımıza inanıyoruz: Umutluyuz!

Çocuklarımıza inanıyoruz: Mutluyuz!

Hiç yorum yok: