Mustafa Elveren(*)
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu nihayet Dersim
ismini kabul etti ve Dersimli olmaktan da gurur duyduğunu söyledi. Ancak, bir
türlü Kürd ve Alevi olduğunu söyleyemiyor.
Hemşerimiz olan CHP
Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun
gerçekten dürüst ve iyi niyetli bir insan olduğuna inanıyorum. Bir taraftan da
ürkek ve “güvercin tedirginliğini” taşıdığını düşünüyorum.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllar önce eski dışişleri bakanı İhsan Sabri
Çağlayangil ile yapmış olduğu röportaj Dersim soy kırımını gündeme taşınmasında
çok önemli bir katkı sağlamıştır. Hem bu röportaj ve hem de CHP Genel Başkanı
olması nedeniyle “Vatan-millet-bayrak-ezan” diyen kesimleri rahatsız etmiştir.
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu o röportajı yapmamış olsaydı ve bu gün CHP Genel
Başkanı olmasaydı Dersim soykırımı tartışması böyle yoğunluklu olarak
tartışılabilir miydi?
Eski başbakan şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın seçim
kampanyalarında soy-sop-mezhep üzerinden Sayın Kılıçdaroğlu’na yüklenmesi nedeniyle
halklar arasında tehlikeli bir hal almış ve ters tepmiştir. Bu defa Dersim
soykırımı olayı üzerinden Kemal Kılıçdaroğlu’nu köşeye sıkıştırmak istiyor.
Ancak, AKParti iktidarı kötülük yapayım derken istemeden Dersim’e iyilik
yaptığını söylemek abartılı olmaz.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendi Aleviliği, Kürtlüğü konusunda suskun kalması,
sadece adaşı M. Kemal Atatürk üzerinden siyaset yapması “güvercin Tedirginliği”nden
olduğunu düşünüyorum.
“Kılıçdaroğlu’nun
her daim yanında, cüzdanında Alevilikte kutsal bir sembol olan “pençe-i Ali
Aba” sembolü taşıyacak samimiyette bir Alevilik inancına sahip olduğunu da
biliyorum…” (A. Kenanoğlu / Gomanweb)
Bu hemşerimizi bir kaşık suda boğmak isteyen çok sayıda “vatansever-ulusalcı-milliyetçi”
CHP'lilerin olduğunu da biliyorum. Bu güruh tarafından Kılıçdaroğlu’na devamlı tezgâh
kurulmaktadır. Kendisine ulusalcı veya Kemalist olduğunu söyleyen unsurlar
Kürdlere zaten tahammül etmiyorlar. Alevilere de artık tahammül etmeyeceği
görülmektedir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu daha önce Dersim
sözcüğünü hiç kullanmamış, ancak bir süre sonra CHP Kurultay’ında “Ben Dersimli
Kemal”im demişti. Yine Sayın Kılıçdaroğlu; Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın
düzenlediği Aşure sofrasına katılan Alevi dernek ve Vakıf yöneticileri için “yedikleri
yemek haramdır” dedi. Bu düşüncelerine katılıyorum.
Ne var ki, madalyonun öteki
yüzünde farklı bir Kemal Kılıçdaroğlunu görmekteyiz.
Halk Tv.de Uğur Dündar’ın canlı olarak
sunduğu “Halk Arenası” programında CHP Genel Başkanı Sayın Kemal
Kılıçdaroğlu’nu konuk etti. Kılıçdaroğlu’nun ekonomi konusunda sorulara verdiği
yanıtların çoğu olumluydu. Ancak; CHP’nin geçmişi ile Atatürk konusunda
sorulara tutarlı yanıtlar vermediğini söyleyebilirim.
Kılıçdaroğlu bir soruyu; “Türkiye 1930’ların
Türkiye’si değil, Mustafa Kemal Atatürk’ü de bu günkü şartlarda
değerlendirmeliyiz. O nedenle yeni CHP dedik…” diye yanıtladı. Diğer taraftan
da Nutuk’tan dem vurdu. Hâlbuki Nutuk, Onuncuyıl Marşı, Atatürk’ün Gençliğe
Hitabesi gibi 1930’ların anlayışıyla hareket etmek büyük bir tutarsızlıktır.
“Allahımız bir, peygamberimiz bir, kitabımız
bir, ehlibeytimiz aynı….” Diyor Sayın Kılıçdaroğlu. Bu durumda; ibadethanemiz
de birdir anlamı çıkmıyor mu? Madem ibadethaneniz de, inancınız da bir ise; Cemevi
ve Alevilik ne oluyor?
“Alevilikten
kaçan, milletvekilliği boyunca Alevilerin sorunlarına ilişkin hiçbir çalışması
olmayan, Aleviliği siyaseten kendisine yük, engel olarak gören birisine
siyaseten “Alevi” diyerek sahip çıkılması hem bunu istemeyen kendisine, hem
Aleviliğe hem de Alevi mücadelesi veren siyasilere, Alevilik için bedel ödeyen
kimselere haksızlıktır.” (A. Kenanoğlu /
Gomanweb)
Sayın Kılıçdaroğlu kendisini mutlaka gözden geçirmelidir. TV programlarında
Kürd, Alevi ve emek konusunda sorulan sorulara cesaretle yanıt vermelidir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu öncelikle CHP’de zihniyet değişimi yapmalıdır.
Aksi halde sadece CHP genel başkanı olmakla Alevilerin önünü tıkamaktan başka
hiçbir işe yaramayacaktır.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na şu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum.
Diyarbakır'dan Şafii Kürdler Alevi bir bayanı Belediye Başkanı olarak
seçtiler. Yine 10'dan fazla alevi milletvekilini TBMM’ye taşıdılar. Tunceli'de Şafii
bir şahsiyeti belediye başkanı veya milletvekili olarak seçtirebilir misiniz?
Eğer yanıtı evet ise; Geçmişte Erdal İnönü’nün HEP ile yaptığı gibi
önümüzdeki milletvekilliği seçimlerinde HDP ile ittifak yaparak seçime
girmesini öneriyorum. Bu önerim HDP için de geçerlidir.
2015 milletvekilliği seçimi için CHP-HDP ittifak yapabilirlerse; bunun
hepimizin yararına olacağını düşünüyorum. Yani; Kürtlerin, Alevilerin, sosyal
demokratların, Kemalistlerin, sosyalistlerin, emekçilerin özgürleşmesi
açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
“CHP içinde olup da kendilerini ‘solcu,
sosyalist, demokratik solcu, sosyal demokrat’ olarak nitelendirenler, artık bu
gerçeği görmelidirler…”
Bu gün ülkemizde derinleşen siyasi krizin 2015
yılı Haziran’da yapılacak olan milletvekilliği seçiminde ancak böyle bir
ittifakla aşılacağına inanıyorum.
NOT-1: Bu önerimden
dolayı bana kızacak birçok okuyucunun olacağını tahmin etmek zor değildir.
Değerli okuyucuların ve dostların elbette eleştirileri de olacaktır. Gerek
elektronik posta ile gerekse sitede yazılan yazılar makalenin altına yorum
olarak eklenecektir. Küfürler hariç, tehditler dâhil bu eleştirilerin tümü www.gomanweb.org sitesinde yayınlanacaktır.
NOT-2: Bu satırları
yazdığım sıralarda Sayın Kemal Kılıçdaroğlunun kayınvalidesinin vefat ettiğini
üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Sayın Kılıçdaroğlu ve eşine baş sağlığı
diler, acılarını paylaşıyorum.
24.11.2014
-------
*Em. Öğrt.