Mustafa
Elveren*
Daha
önce de defalarca söylediğim gibi, eleştiri benim için zenginlik
kaynağıdır. Yanlışlarımızı, eksikliklerimizi ve zaaflarımızı
yapılan eleştiriler çerçevesinde en aza indirmek mümkündür.
Ancak, eleştiri kültürünü de bilmemiz gerekir. Bu kültürden
yoksun olanlar; yapılan her tür tehdidi, saldırıyı ve iftirayı
da eleştiri sanıyor.
O
nedenle şu ifadeyi kullanmak doğru olduğunu düşünüyorum;
Eleştiriye evet, suçlamaya hayır!
Buradan
hareketle, zaman zaman tanıdık bazı “aydın”ların eleştiri
adı altında HDP’ye yaptıkları saldırılara değinmek
istiyorum. Bu yazının amacı HDP’nin avukatlığını yapmak
değildir. Bu partiye çok acımasızca eleştiri maskesi altında
yapılan suçlamalara karşı yanıt olmaktır.
Suçlamayı
yapanların en önemli özelliği ise; ya sol, ya da tam tersi Kürd
milliyetçisi olarak kendisini tanımlamasıdır. Kendilerini “Kürd
Milliyetçisi” olarak tanımlayanları daha ileride yazmak üzere
şimdilik bir tarafa bırakıyorum.
Esasen
kendini HDP’li olarak tanımlayan ya da bu gelenekten gelen bazı
şahsiyetlerin de bu koroya katılmasıdır.
Bu
çerçevede basında eleştiri adı altında HDP’yi suçlayan bazı
“aydın” tanıdıkları fark edince, üzülmemek elde değil.
Eleştiri
adı altında HDP’yi yerden yere vuran, eleştiriden daha çok
suçlama içerikli mesajlar ve yazılar yazanların niyeti farklı
olabilir. Ancak; bazen eleştiri düzeyinden çıkıp, maksatlı
suçlama yapmasını da doğru bulmuyorum.
HDP’li
arkadaşlarımız, dostlarımız canını dişine takmış, il il,
köy köy dolaşıyorlar. Mitinglerde, yürüyüşlerde en önde
oldukları da bilinen bir gerçektir.
Eleştiriler
tabii ki olmalıdır. Fakat eleştiri adı altında saldırı ve
iftira yapılmamalıdır.
Eleştiriye
evet, suçlamaya hayır!
Diğer
taraftan; gün ayrışma ve çatışma günü değildir. Tam tersine
birlik ve bütünleşme zamanıdır.
Mahmut
Alınak ile Ertğrul Kürkçü Polemiği ve Hasan Kıyafet’in
Yanıtı;
“İhtiyar
delikanlı” Sayın Hasan Kıyafet Hoca’nın bunca yaşına rağmen
elindeki bastonuyla birçok etkinlikte karşılaşıyorum. Sayın
Hasan Kıyafet Hoca’nın Antalya’da HDP listesinde milletvekili
aday adayı olması birçoğumuza örnek olduğunu söyleyebilirim.
Basında
birçok dostlarımız ve arkadaşlarımız birbirleriyle yersiz ve
gereksiz polemiklere girmesini doğru bulmuyorum. Bu konuda sadece
bir örnek vermekle yetinmek istiyorum;
Bir
süre önce bazı e-posta grupları üzerinden Sayın Mahmut
Alınak’ın Ertuğrul Kürkçü ile girdiği bir polemikte; Sayın
Hasan Kıyafet, Alınak’a şu yanıtı verdi, “Sevgili
Alınak kardeşim, geçmişte çok bedeller ödemeler bile insana
gelecek için yanlış yapmak hakkını vermez. Kürkçü de siz de
bedeller ödemişlerdensiniz. Lütfen birbirinize karşı saygı
sınırını zorlamayın”
Böylesi
durumlarda Sayın Hasan Kıyafet gibi aydınların devreye girmesini
önemsiyor ve yararlı olduğunu düşünüyorum. Hele ki, uzlaşmacı
bir rol üstlenmesi de değerlidir.
Keşke
ben de Sayın Kıyafet kadar uzlaşmacı yeteneğe sahip
olabilseydim.
Sayın
Mahmut Alınak’a, Ertuğrul Kürkçü’ye ve Hasan Kıyafet’e
sağlıklı uzun ömürler, başarılar dilerim. Ayrıca bu
satırlarımdan dolayı beni bağışlamalarını istirham eder,
sevgi ve saygılarımı sunarım.
Bir
kez daha tekrarlamak gerekirse;
Eleştiriye
evet, suçlamaya hayır!
27.03.2015
*Em.
Öğrt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder