Mustafa Elveren*
Annemin
hastalığı ve kız kardeşimin vefatı nedeniyle zamanımın önemli bir bölümünü
Ankara’da geçirmek zorunda kaldım. Yaklaşık son 5 aydır Ankara-Antalya arasında
mekik dokuyorum.
Dolayısıyla,
gerek cenaze töreninde ve gerekse baş sağlığı ziyaretinde bulunanların arasında
birçok CHP’li ve HDP’li politikacı ile görüşme imkânım oldu. Eski milletvekili,
parti meclisi üyesi, belediye meclisi üyesi… Karşılaştığım bu siyasetçilerin bazılarıyla
gündemi meşgul eden konularda bilgi alışverişinde bulundum.
Gündeme dair
tartıştığım konuları okuyucularla da paylaşmak istiyorum.
İster olağanüstü
kurultayı gerçekleşsin isterse yapılmasın, ister muhalif kanat kazansın ister
şimdiki yönetim, bence sonuç değişmeyecektir. Çünkü; mevcut iktidar tarafından MHP’ye her halükarda
bir operasyon yapılacağı anlaşılıyor.
Diğer taraftan; HDP’yi
seçim barajı altında bırakmak ve sistem dışına itmek için iktidar sözcülerinin
söylemlerinden vazife çıkaran istihbarat güçleri Türkiye’yi daha azgın bir
terör ortamına sürükleyebilir.
Ayrıca; CHP’ye
de Baykal ve benzeri kişilikler üzerinden yıpratılması için iktidarın emrindeki
istihbarat güçleri tarafından her türlü operasyon yapabilir.
Böylesi ortamda
yapılacak erken bir seçimde; AKP tek başına 367’yi aşacak sayıda milletvekili
çıkarır ve R.Tayyip Erdoğan’ı istediği yönetim modeliyle başkan yapar. Göz göre
göre bu oyuna seyirci kalmamalıyız. Bu oyun mutlaka bozulmalıdır.
Birkaç gün önce
KCK Eş Başkanı Sayın Bese Hozat bir röportajında; CHP, HDP, ÖDP ve diğer
demokrasi güçleriyle birlikte seçim işbirliğinin yapması gerektiğini söyledi. Bence bu öneri göz ardı edilmemelidir.
Suriye’de Rojawa
için koalisyon güçleriyle işbirliği yapılıyorsa, Türkiye’de neden CHP ile
yapılmasın! PKK lideri APO’nun deyimiyle, “Gerekirse şeytanla da işbirliği
yapılabilir…” Her devlet veya örgüt kendi çıkarları için birbirleriyle
işbirliği yapabilirler. Bu diplomatik bir şeydir.
“Ülkede halklar ve inançların özgürlük ve kurtuluşu örgütlü
bir direniş olmadan gerçekleşmez. (…) Evet! Büyük savaşa karşı büyük ittifak
gerek. (…) Büyük ittifak demek, halklar ve inançların büyük kazanması demek ve
Kürdü hepten kaybetmemek anlamına gelecektir. (…) Yok CHP daha dün HDP'li
vekilleri meclis dışına atmak için "evet" dedi. Yok ÖDP'nin ne kadar
oyu var ki? Yok CHP ya da HDP ile ittifak yaparsak tabanımızdan tepkiler gelir
gibi söylem ve kaygıların ne yeri ve ne de zamanıdır. (…) Bu ittifak mutlak
olarak sağlanmalı ve biz ve siyasetçiler bunu halklara anlatabilmeliyiz. (…) Özgür
Kürdistan ve Demokratik Türkiye sevdalıları taktiksel olarak bile olsa bu
ittifak için çaba göstermeliler. Yoksa büyük ama çok büyük ve inanın yüzyılın
sentezi olacak bir savaş geliyor. (Mehmet Serhat Polatsoy / Gomanweb)
Ancak; CHP Genel
Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun böyle bir seçim ittifakına cesaret
edebileceğini sanmıyorum. Sayın Kılıçdaroğlu’nun cesaretsizlik göstermesi
halinde, yapılacak ilk seçimde siyasi hayatının sonu olacağını şimdiden görmek
mümkündür.
Türkiye’de her
şeye C.Başkanı R.Tayyip Erdoğan karar verdiğine göre, böyle bir senaryoda; anayasayı
değiştirecek şekilde AKP’yi tek başına iktidar yapacak ve kendisi padişah
pardon başkan olacaktır. Hem de seçmen oyu ile bunu gerçekleştirecektir.
Birkaç gün önce
Facebook ve Twitter gibi sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan bir mesaj çok
dikkatimi çekti. Mesaja eklenen resimde şu ilginç yorum vardı. “TÜRKİYE = AKP =
R. TAYYİP ERDOĞAN”
Ne yazık ki,
Osmanlı’nın kuyucu paşalarından daha acımasız bir sistemle karşı karşıyayız.
Dün siyah
cüppeli sahte Kemalistler halklara yasak ve baskı uyguluyordu, bu gün ise takunyacı sahte Kemalistler aynı
yöntemi uyguluyorlar.
Söz konusu ittifakların
yapılması halinde, tüm ezilen halklarla birlikte en başta Türkiye kazanacaktır.
Aksi halde; kaybeden bölünmüş bir Türkiye ile karşı karşıya kalabiliriz.
Ben; hiçbir
kişinin veya örgütün etkisinde kalmadan, inandığım yolda yürümeye devam edeceğim.
Çünkü aydın ve entelektüel olmak bunu gerektiriyor.
Bundan önce “Diyalog Grubu CHP-HDP Seçim İttifakını
Gerçekleştirmelidir” başlıklı yazımda; CHP ile HDP’nin olası
bir erken seçimde işbirliği yapmaları gerektiğini yazmıştım. Bu makalem üzerine
birçok okuyucunun olumlu-olumsuz eleştirileriyle karşılaştım. Bu eleştirilerin
çoğu olumsuzdu. Bu defa da eleştirilerinizi merakla bekliyorum.
13.05.2016
*Em.
Öğrt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder