Faiz CEBİROĞLU
Mülk sahipleri sistemi, bir sömürü sistemidir. Sömürü, bir insanın bir başka insan tarafından sömürülmesi demektir. Sömürü; kâr, kâr ille de kâr içindir. Sermayedir.
Sermaye, kâr elde etmek için, her türlü ahlaksızlığı yapmak, demektir. Sınırsızlık demektir. Kitapsızlık ve Allahsızlık demektir. Bu, artı- emek susamışlığıdır. Kapitalizm de budur. Kapitalizm, kâr, kâr ille de kâr sistemidir.
Kâr, kâr ille de kâr sisteminde insan, bir ”üründür”. Bu sistemde insan, bir metadır. Alınıp satılan ve ticareti yapılan bir meta!
Bu sistemde insan, metadır.
Değişim için, satış için üretilen “ürünlere” ekonomi politikte meta adı veriliyor. İnsan da bu toplumda budur: metadır.
Bununla uğraşan tüccarlar vardır. İnsan tüccarları vardır. Yalnız bir yılda, insan ticareti yapanların kurbanlarına uğrayanların sayısı; milyona yaklaşmaktadır. Yunanistan’da insan ticaretiyle ilgili yapılan “Konferans’ta” verilen rakamlar, gerçekten korkunçtur: 800 bin kişi, insan ticareti yapanların gadrine uğramıştır.
Burada, özellikle, kadın ve çocukların alınıp – satıldığı ve seks endüstrisinin ticari maddeleri haline getirildiğini belirtmekte yarar var.
Dahası da var.
Seks endüstrisi dışında, insanlar; ya organ bağışçısı olarak, ya da değişik yerlerde, zirai ve çiftliklerde, bir köle olarak satın alınıp, çalıştırıldıkları gerçeği vardır.
Son on yılda, insan ticaretiyle uğraşanlarn sayısı giderek büyüyor. Büyüyor, zira bu ahlaksız “insan ticaretinden” sağlanan para, gerçekten çok büyük! Milyonlara varmaktadır. Her yıl, bu utanılası insan ticaretinden, milyonlarca dolarlık para kazanılmaktadır.
Kapitalist – emparyalist sistemde insan budur; kurbandır. Açlığın, sefalatin, kısacası, sermayenin kurbanıdır.
Sermaye, kâr için yapamayacağı şey yoktur. Sınırsız, kitapsız ve Allahsız olduğu için, sermaye, her türlü ahlaksızlığı yapmaya hazırdır.
İşte insan ticareti, böylesi bir mentalitenin ve ahlakın ürünüdür.
Çocukların, bu sistemde, bir ticaret maddesi olması, böylesi bir sistemin sonucudur.
Kadınların, seks endüstrisinin aracı olması, böylesi bir sistemin ürünüdür.
İnsanın insan tarafından satın alınması, böylesi bir sistemin sonucudur.
Kurtuluş, emeğin kurtuluşundan geçiyor.
Kurtuluş, sermayenin emek üzerindeki tahakkümünü kırmaktan geçiyor.
Tek ve çözücü yol budur.
Önce insan, sonra para, ancak böyle sağlanır.
Tek yol budur; başka seçenek yoktur!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder