Mustafa Elveren – (Em. Öğrt.)
BDP Dersim il başkanı Sayın Şerafettin
Halis’in görevinden istifa etmesi üzerine; “kurt dumanlı havayı sever”
anlayışıyla bazı kişiler bu istifayı kendilerine göre yorumladılar.
Sosyal paylaşım medyasını çok iyi kullanan Tunceli milletvekili
Sayın Hüseyin Aygün ile Dersim-Tunceli ismiyle internet üzerinden yayınlanan
bazı web sayfaları da durumdan vazife çıkarmaya çalıştılar.
Faceboox sosyal paylaşım sitesinde; “Şerafettin Halis İstifa Etti,
Hüseyin Aygün Yorumladı” başlığı
ile paylaşılan bir mesajda
Tunceli milletvekili Sayın Hüseyin Aygün’ün Şerafettin Halis hakkında yaptığı
yorumları dikkatimi çekti.
Halis’in istifasını fırsat
bilen Aygün, Dersim’deki siyasi durumu kendi lehine çevirmek için hemen sosyal
medya üzerinden taraftarlarına şu mesajı verdi: “BDP İl Başkanı Sayın Şerafettin
Halis söylendiğine göre 'Dersim ve Alevilik' hassasiyeti nedeniyle partisi
BDP'den bugün istifa etti… BDP'ye 'Hoca' tarafından verilen 'yeni ve yine bir
uyarıdır' da...”
Aygün’ün bu mesajı üzerine Sayın
Şerafettin Halis’i telefonla arayıp, olayı bizzat kendisinden öğrenmek istedim.
Halis; “Partisinden istifa
etmediğini, gördüğü lüzum üzerine sadece il başkanlığı görevinden istifa
ettiğini, konuyu basına da bildirdiğini, bunun dışında başka bir şey yapmasının
mümkün olmadığını…” söyledi.
Şerafettin Halis’in telefonda
bana aktardıklarını internet üzerinden paylaştım. Buna rağmen, onlar Halis’in
yanıtını dikkate almadılar ve yayınlanan makalelerinden-açıklamalarından birkaç
sözcüğü cımbızla çekip BDP aleyhine kullanmaya devam ettiler.
Bu istifaya öyle çok sevindiler
ki, daha düne kadar yerden yere vurdukları Şerafettin Halis’e birden bire
methiyeler düzmeye başladılar.
Sayın Aygün ve çevresi Şerafettin
Halis’e istedikleri kadar methiyeler düzebilirler. Aygün Halis ile her ortamda
kucaklaşabilir. Hatta üyesi olduğu partide birlikte siyaset de yapabilirler.
Bana göre bu tür yaklaşımlar çok
normaldir. Ancak, bu istifa üzerinden
halklar arasında çelişkiler yaratmaya çalışmak kabul edilemez.
Tunceli Milletvekili Sayın
Hüseyin Aygün’ün sosyal medyada paylaştığı mesajının devamında; “… Munzur Festivalleri Vanlının,
Diyarbakırlının akınına uğramış, sahnedeki sunucu bile 'Vanlı' olmuştu,
festivalin 'dilini' anlayan bir Dersimli yoktu, BDP'li ‘Dersim Belediyesi’
sanki Alevi bir halkın değil de Hakkari'deki Sünni-Şafi Kürtlerin bir
belediyesi gibiydi…” Hüseyin
Agün’ün bu mesajı tüm Kürtleri
derinden üzdüğünü düşünüyorum.
Sayın Aygün’ün bu can sıkıcı ve
ırkçı mesajına karşılık ben de şu yanıtı yazdım; H. Aygün’ün Şafi dediği Kürt
halkı; Amed, Van, Muş gibi birçok ilde Alevileri milletvekili seçiyor. H. Aygün
ise, Dersimde festival sunucusu Vanlı olduğu için karşı çıkıyor. Pes yahu! (M.
Elveren-twet)
Şerafettin
Hoca’nın istifasını bahane edip, Dersimcilik ve Alevicilik oyunlarıyla “Sünni-Şafi
Kürtleri”küçümseyen Hüseyin Aygün’ü anlamakta zorlanıyorum. Böyle siyaset olmaz.
Dürüstlük bu değildir. Bu güne kadar aynı yöntemle Sayın Aygün’e saldıran bazı
BDP taraftarları olabilir. Ancak, Aygün de benzer yöntemi kullanıp aynı
seviyeye düşmemeliydi.
Bu tür yaklaşımlar başta Dersim
halkı olmak üzere tüm Kürdleri incittiğini düşünüyorum.
Kim olursa olsun, Alevi ve Şafi
halkına ırkçı ve şoven bir yöntemle yaklaşmamalıdır. Aksi halde bunların teşhir
edilmesi gerekir.
Büyük çoğunluğu Kürd olan
Dersim halkının yaşadığı onca katliamlar ortada dururken, halklar arasında
çelişkiler yaratmak acıları daha da artırır.
Bu gün Kürt Özgürlük muhalefeti
yerine “Hizbi kontra” örgütü olsaydı, Alevilerin şimdiki
durumunu aklıma bile getirmek istemiyorum. Eğer bu gün Aleviler hele hele
Dersim Alevileri bir nefes alabiliyorsa, bu Mazlum Doğan’ların sayesindedir.
Dersim katliamını unutmadığımız
gibi hiçbir zaman Gazi, Çorum, Maraş, Sivas katliamlarını da unutmayacağız,
unutturmayacağız.
Halklarımız arasında onarılmaz çelişkiler yaratmayınız.
“Ayıptır! Günahtır! Zulümdür…!”
11.04.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder