Serra Güneyli
Kürtlerin bir kaderi mi, hep baş
kaldırıyorlar, ancak mücadele perspektifleri hep geriyi gösteriyor.
Kürtlere ait bir yazgı mı, hep
mücadele ediyorlar, ancak kavgaları hep ilhakçı düzenlerle ”uzlaşma” ile
bitiyor.
21 Martta, İmralı’dan gönderilen
”tövbe ediyorum” müsveddesi bunu gösteriyor.
Bu müsvedde de ne vardı?
İmralı müsveddesi, ”Türk – İslam”
sentezi ile süslenmiş ve Kürt kimliğini reddeden bir ”tövbekârlık” itirafıdır.
Gerçekten ne garip. Türkiye’de
egemen güçlerin, yerine ve zamanına göre dillendirdiği, ırkçı, inkârcı,
ilhakçı, Türk – İslam sentezi, yıllar
sonra, İmralı’da tutulan APO tarafından, tekrar dile getirilmesi, gerçekten ne
garip!
Yükseliş ve düşüşün yarattığı bir
durum mu, bilmiyorum. Ama
bildiğim birşey var. Şudur: Yıllar sonra APO , Türk – İslam sentezini, Türkiye’nin tozlu
ambarlarından çıkarıp, biz, Alevilere, Kürtlere sunması bir küfürdür! Bu, müsvedde, özelde
Kürt halkına, Alevilere ve genelde Orta-doğu’da ezilen
tüm halklara karşı bir küfürdür.
Bu, “hepimiz müslümanız” hutbesi ile TC’nin
“karıştır – barıştır” ninnisidir!
Öcalan, İmralı’da, “hepimiz müslümanız” ninnisi
ile yatabilir. Hakkıdır. Ama Öcalan, bu
“ninni” ile bizi, Kürt halkını ve Alevileri yatırmaya, uyutmaya hakkı yoktur. Birinci nokta budur.
İkinci nokta şudur: Toprağı kaymış Recep
Tayyib’in Kürtlere yanaşması bir tesadüf değildir.
Erdoğan, İmralı’da bir koltuk değneği yarattı. Bu
da “Amerikan projesine” uygundur. Orta-doğu’da Amerikan projesi mi, kendine göre islam
yaratma projeleridir. Şu an Suriye’nin darmadağan edilmeye çalışılması bu
projenin de parçasadır. Toprağı kaymış Recep Tayyip, Kürtlere ve Kürt toprağına
yanaşması böylesi bir projenin sonucudur.
Üçüncü nokta: Tarih mi, nedense,
hep tekerrür ediyor. Şudur, a) 1877 – 1878 Türk – Rus savaşında, Hamid,
Kürtleri kullandı. ”Hamidiye Alayları”nı kurdu. Hamidiye alayları hep
Kürtlerden oluştu. Hamidiye alayları, yeniçeriliktir ve b) 21 Mart 2013. Recep
Tayyip, ”Recebiye Alayları”nı tekrar kurmaya çalışıyor.
Bunlar tesadüf mü, değildir.
Tarih mi, tesadüflere göre
kurulmaz ve oluşmaz.
Tarih mi, bir nokta operasyonu değildir.
Tarih, bir zincir halkasıdır.
Tarih, dün, bugün ve yarının sınıf
mücadelesidir.
Tarih, bu anlamda, tüm bilimlerin
anasıdır.
Tarih var. Tarih var. İmralı’dan
da ”tarih dersleri” var. 1920, 1924 gibi…
Tarih var, tarih vardır. 1920’de
tarih ve Anayasa ne? Bilen var mı? 1920 yılını biliyoruz, ama 1920 Anayasası
nerede? 1920 Anayasası Mustafa Kemal’in Nukkunda geçiyor. Hutbedir!
1924 Anayasası var mı, vardır.
1924 Anayasaında ”resmi din” islam diye yazıyor!
Dördüncü nokta mı, yoktur. Yazının sonucu vardır:
Kürtler, çok mücadele etti.
APO, Kürtlerin uyanmasında büyük
bir rol oynadı. Kürtleri uyandıran APO, şimdi Kürtleri, ”Türk – İslam” ninnisi
ile uyutmaya, yatırmaya çalışıyor.
Kürtler, İmralı’ya pirince
giderken, evdeki bulgurdan olurlar mı, sanmıyorum…
Evet, toprak kayıyor, Receb’in ve
İmralı’nın toprağı kayıyor.
Toprak kayıyor ama akan
topraklarda yeni bir Kürt yükselişi doğuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder