Mustafa
Elveren*
Kanser taraması
tahlili yapmak üzere, kan vermek için dün Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Hastanesi, Kan Alma servisine gittim. Ancak, Samsun’da bir doktorun
katledilmesi nedeniyle sağlık personelinin %80’ı iş bırakma eylemindeydi. On
hemşirenin yerine sadece iki hemşire görev yapıyordu.
Personelin olmadığını
fark edince, girişteki müracaat memuruna şunları söyledim;
-Görüyorum ki,
personelin büyük çoğunluğu eyleme katılmıştır. Eyleme katılım çok iyi, bu
durumu takdirle karşılıyorum.
Koltukta oturmuş,
henüz kan vermeyi bekliyordum. O anda içerde bulunan erkek bir sağlık personeli
ile görevli hemşire arasında geçen şu konuşmaya tanık oldum.
Erkek Sağlık
Personeli; -Sınav nasıl geçti?
Hemşire; -sınav iptal
oldu. Aynı gün iki sınav birden yapıldı. Sorular karışmış. Hemşirelerin
soruları güvenlikçilere, güvenlikçilerin soruları ise hemşirelere verildi. Bir
sınav yapmayı bile beceremiyorlar. Başlarına bir imam koymuşlar, adam hiçbir
şey bilmiyor. Sonunda olacağı buydu.
Bu arada hemşirenin
talimatı üzerine kan alması için sol kolumu kendisine doğru uzattım. Hemşire
kolumdaki damara iğneyi tam batırdığı sırada ben şunları söyledim;
-Sadece imamları
getirmiyorlar. Kelime-i şahadet’i getirenleri bile kendilerine yakın olduğunu düşünüyorlar
ve bunları da amir yapıyorlar.
Biraz önce müracaat
memuruyla aramızdaki diyalogdan cesaret almış olmalıki hemşire, devamla şunları
söyledi;
-O en baştaki var ya,
o Müslüman değildir. O Ermenidir.
Hemşirenin bu
sözlerini duyunca şok oldum. O ana kadar sempatiyle baktığım hemşireye karşı
birdenbire yüz hatlarım değişti. Hemşirenin iğnesi kolumdaki damardan kan almaya
devam ediyordu. Bu durumda dayanamayıp hemşireye şunları söyledim;
-Ben Müslüman değilim,
Aleviyim. Ermeni de, Türk de, Kürd de… her şeyden önce insandır. Tayyip’’in
“Affedersiniz ermeni…” sözünü size hatırlatıyorum. Siz de onun durumuna
düştünüz. Ermenileri niye düşman görüyorsunuz?
Hemşire, beklemediği
bu sözlerim karşısında (biraz mahcup ve şaşkın bir şekilde);
-Aleviler de
Müslüman’dır. Hepimiz insanız.
Ben; -Alevilerin
Müslümanlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Alevilerin Müslüman olduğunu nerden
biliyorsunuz? Alevilerin Kelime-i Şahadeti bile Müslüman’dan farklıdır. Alevi’yi
Müslüman, Ermeni’yi düşman olarak size belletmişler. Her şeyden önce bu zihniyeti
değiştirmeniz gerekir. Yoksa biraz önce eleştirdiğiniz Tayip’ten ne farkız
kalır?
Bu sözlerim üzerine,
hemşire yüzü buruşmuştu ve şaşkınlığını belli ediyordu. Hiç bir şey söylemeden
kolumda kan alan iğneyi damarımdan çekti, üzerine pamuk koydu ve ben o pamuğu
bastıra bastıra oradan ayrıldım. Birkaç dakika sonra pamuğu kaldırdım. Kolumda
hala kan pıhtısı görülüyordu.
Resmi ideoloji
tarafından ülkemizde yaşayan Alevileri “İslam”, Ermenileri de “düşman” olarak
halklarımızın zihnine kazınmaktadır.
Resmi ideolojiyi
tarumar eden, o nedenle ömrünü zindanlarda geçirmiş olan değerli bilim insanı
Sayın İsmail Beşikçi’nin bu hafta internet sitelerinde yayınlanan yazısından aldığım
birkaç alıntıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Alevilik, çok yerde, çok zaman Müslümanlık sayılmaktadır.
Bu, çok yanlış bir düşüncedir. İkinci olarak da Alevilik Şiilikle
karıştırılmaktadır. Aleviliğin Şiilik olduğu veya Şiiliğin Alevilik olduğu
söylenmektedir. Halbuki Şiilik Müslümanlıktır. Alevilik ise ayrı bir dindir, inançtır.
(…) İslami ve Alevi yaşam biçimine bakarak Aleviliğin İslam olmadığını anlamak
çok kolaydır. Alevilik, elbette Müslümanlık değildir. Alevilik Müslümanlıktan
çok önceki bir inançtır. Hatta Alevilik, Zerdüştlükten de önceki bir inançtır.
Kuzey Mezopotamya kökenli bir inançtır. (…) Alevilerdeki semah, Aleviliğin
Müslümanlık olmadığını gösteren çok önemli bir ritüeldir. Bu, kadını kamuda
görünür kılan, erkekle eşit kılan bir ritüeldir. İslam’da buna benzer bir
ritüel yoktur. (…) Namaz, oruç, haç, zekat, kelime-i şahadet, İslam’ın temel
ibadet biçimleridir. Alevi ibadetinde bu kurallara riayet yoktur. (…) Alevileri temsil eden şair ise, 14. yüzyıl sonlarında ve 15. yüzyıl
başlarında yaşayan Kaygusuz Abdal’dır.
Kıldan
köprü yaratmışsın
Gelsun
kullar geçsun deyu
Hele
biz şöyle duralım
Yiğit
isen geç a Tanrı
dizeleri,
esas Alevi düşüncesini, Reya Heq düşüncesini aksettirmektedir. İslam’da böyle
bir Tanrı eleştirisi var mı?
Alevilik,
insana, doğaya değer veren, insanı, doğayı tanrı kabul eden bir inançtır.
Mazlumların yanında yer alan, mazlumların acılarını paylaşan bir inançtır.” (1)
Alevilik konusunda İsmail Beşikçi’nin, Ermeni
meselesinde ise Prof. Baskın Oran’ın cesaretine hayranım. Öğrenme konusunda bu
aydınlara çok şey borçluyum. Hepsini saygıyla selamlıyorum.
02.06.2015
*Em. Öğrt.
NOTLAR:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder