Mustafa Elveren*
7 Haziran’da Milletvekili seçimi için Türkiye’de
tüm siyasi partiler yüzde on seçim barajı ayıbıyla sanki bu ülkede demokrasi
varmış gibi birbirleriyle yarışıyorlar.
İktidardaki AKParti başta olmak üzere, CHP
ile MHP’nin Devletin kasasından milyonlarca Lira yardım aldıklarını, buna
karşılık Mecliste grubu bulunduğu halde bir tek kuruş yardım verilmeyen HDP de
bu yarışa katılmak zorunda kaldı. Bu kadar eşitsizlik, hukuksuzluk olur mu?
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti kuruluşundan bu güne kadar bir türlü hukuk devleti olamadı.
“Önce vatan, sonra insan” mantığı hâkimdir. O nedenle yargıçlar genellikle hukuka göre
değil, devletin çıkarlarını gözeterek karar veriyorlar. Hep kanun
devleti oldu ve halen de devam etmektedir.
Böyle bir sistemde
demokrasi ve hukuk yerine ancak baskı, yalan ve talan zihniyetli bireyler ya da
toplumlar yaratılır.
“Gazi Mustafa Kemal” ile “Hazreti Muhammed
Mustafa”yı ve “Allah’ın Kelamı Kuran”ı referans gösterenlerin demokrat olması
mümkün müdür?
Her şeyden önce yüzde on seçim barajı
uygulamasıyla bu sistemin ürettiği iktidarlar demokrat olabilirler mi?
Bu sistemde toplumun da demokrat olması mümkün
değildir. Çünkü Türkiye’nin mevcut eğitim sistemi insanlarımızı insan olarak
değil, “önce vatan” mantığıyla yetiştirmektedir.
Türkiye’de
tüm seçimler ve yargılamalar hep bu zihniyetin gölgesinde yapılmaktadır.
Bu
zihniyeti kırmak mümkün mü?
Yıllar önce de yazmıştım;
·
Önce Türkiye sol partileri, gurupları, işçi
sendikaları, dernekleri ve benzer örgütler arasında ilkeli ittifak oluşturmak.
·
Sonra, Aleviler başta olmak üzere sistem
tarafından dışlanan diğer inanç grupları ile azınlıkları buluşturmak.
·
Daha sonra demokrat liberallerin ve aydınların
desteğini sağlamak.
·
Öbür taraftan ise; Kürt Özgürlük Hareketi başta
olmak üzere diğer tüm Kürd siyasi oluşumlar arasında stratejik işbirliğini
sağlamak.
·
Ve en son olarak da; Kürdistan ve Türkiye
demokratik oluşumları bir araya getirmek, sisteme karşı birlikte mücadele
etmektir.
Çok zor bir iştir. Zaten önemli olan da zoru
başarmak değil mi?
Çok zor olmasına rağmen HDP’nin bu yolda epey
mesafe aldığını söyleyebiliriz. O
nedenle hepimizin HDP’nin etrafında kenetlenmesi gerekir. HDP’nin yaptığı
ilkeli büyük ittifaklarla zoru aşabiliriz!
HDP’nin Kürdler ile Türkiye solu ve sistem dışına
itilmiş azınlıklar arasında ittifaklar yaratmasını çok önemsiyorum. Bu
işbirliğinin çok değerli ve yerinde bir çalışma olduğunu düşünüyorum.
Kürt siyasetiyle işbirliği yapmayan hiçbir siyasi
partinin tek başına AKPartiye karşı iktidar olması mümkün değildir. O nedenle
Kürt siyasetinden uzaklaşıp, seçim sonrasında uğrayacakları yenilgiyi hiçbir
kişi ve parti HDP’yi sebep olarak artık gösteremez.
Her türlü baskıya, yalana ve talana rağmen
HDP’nin bu seçim yarışına girmesi bence Türkiye’de demokrasi mücadelesini
hızlandıracaktır.
Hukukun ve demokrasinin olmadığı bir ülkede seçim
yarışı olur mu? Olmadığı bilinen bir gerçektir. Ancak sistemin çivisini
gevşetmek için bu tür yöntemler de uygulanabilir.
İster göstermelik, ister baskı altında yapılsın.
Tüm sosyalistlerin, devrimcilerin ve demokratların evrensel hukuku ve demokrasiyi
inşa edinceye kadar bu tür siyasi alanlardan yararlanmaya ve mücadeleye devam
etmesi gerekir.
Oylar HDP’ye, HDP meclise, Halklar iktidara!
24.05.2015
*Em.
Öğrt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder