Faiz Cebiroğlu
11 Mayıs 2013’te Reyhanlı’da
büyük bir katliam yapıldı. Bu katliamda, resmi olmayan rakamlara göre, 200’den fazla ölü ve onlarca yaralı var.
Yapılan tüm yorum ve araştırmalar, katliamın planlı bir katliam olduğu ve amaç,
Türkiye’yi, Suriye’ye askeri bir müdahalede bulunmasını isteyen güçler
tarafından yapıldığını gösteriyor.
Şeriat partisi AKP ve Recep
Tayyip Erdoğan, zaten, iki yıldır, Beşşar
Esad’ın devrilmesi için uğraş veriyor. Şeriat partisi AKP ve Erdoğan, El-Nüsra
cephesi ve ÖSO adını alan insanlık düşmanı
ve vatan hainlerine Türkiye’de üs olmak üzere her türlü imkanı ve
yardımı veriyor. Erdoğan, Emperyalizmin, Suriye’yi düşürme ve işgal planında, 27 ülkeden gönderilen emperyalizmin kiralık
katillerine desteğini açıktan yapıyor. Böylesi bir ortamda, Reyhanlı planlandı.
Böylesi bir ortamda, genellikle sunnilerin yaşadığı Reyhanlı seçildi. ”Esad
yanlısı aleviler, Reyhanlı’da katliam yaptı” görüntüsünü vermek ve Türkiye’yi,
Suriye’ye karşı bir askeri müdahalede bulunmak için, böylesi bir kanlı plan
yapıldı. Ama tutmadı.
Suriye’ye iki yıldır dayatılan
savaşta her türlü oyun oynandı. Suriye’nin bir çok bölge ve ilinde vahşice katliamlar yapılıp, Suriye yönetimi üzerine
atılmak istendi. Halep’te, Han Asel’de, bu insanlık düşmanı kiralık katiller,
sarin gazı ile onlarca kişiyi oldürdüler ve Suriye yönetimin sorumlu tutmaya
çalıştılar. Bu da tutmadı.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye
ile ilgili yürüttüğü araştırmada, El-Nüsra ve diğer kitalık katillerin, uluslararası hukuk tarafından yasaklanan sarin
gazı kullandığı belirtti. Birleşmiş Milletler bağımsız soruşturma komisyonu üyesi Carla Del Ponte: “Elde ettiğimiz tanıklıklara
göre, isyancılar sarin gazına başvurarak kimyasal silahlar kullandı”
açıklamasını yaptı. Bu seferde, Suriye’yi düşürme ve emperyalizmin sömürgesi
haline getirme planları ve oyunları tutmadı.
Tüm oyunlar ve planlar
tutmayınca, Reyhanlı katlimını gerçekleştirdiler. Şeriat partisi AKP hükümeti
ve Erdoğan, MOSSAD, El-Nüsra ve ve ÖSO adını alan güçlerle oynadığı tehlikeli
oyunla, Reyhanlı katliamı düzenlendi. Bu bağlamda, Reyhanlı katliamın siyasi
sorumlusu AKP hükümeti ve Recep Tayyip
Erdoğan’dır. Birinci nokta budur.
İkinci nokta şudur: Ne yazık ki,
Kürt solu ve Türk solunun bir kesimi Reyhanlı katliamı karşısında başarılı bir
sınav vermediler. Günü birlik, sahte fırsat ve faydacılıkla, Reyhanlı’da
yapılan katliamın ve faillerini örtmeye ve hatta desteklemeye kadar gittiler.
Utançtır!
Arkadaşım Demir Bilgin bir
yazısında, “savaşlar, hem tarihi, hem de insanı netleştiriyor” diye yazıyordu.
Gerçekten doğrudur. Netleşen insan, aynı zamanda, ayrışan insan da oluyor.
Reyhanlı katliamı; kim kimdir? Kim hangi taraftadır? Sorularında bir ayna
işlevi gördü.
Yıllardır, Kürt halkına yapılan
zulüm, tecavüz ve katliamlar unutulup, şeriat AKP partisi ve Erdoğan yanında
taraf olmak, tek kelime ile insanlıktan
uzaklaşmak demektir.
Nakşibendici Altan Tan gibi,
”laikliğe karşıyım, şeriat istiyorum.” diyen tiplerle aynı hatta yer almak, Kürt
kimliği ve mücadelesine ihanet demektir.
Bunlar yazmak ve belirtmek
gerekiyor.
Hepimiz tarih karısında
sorumluyuz. Bu sorumlulukla, doğru ve yanlışları birbirinden ayırmak; geçerli
olanla, geçersiz olanı görmek ve açığa çıkarmak, tüm devrimcilerin görevi
oluyor.
Bitiriyorum.
Reyhanlı katliamın siyasi
sorumlusu şeriatçı AKP hükümeti ile Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Reyhanlı katliamında, şeriatçı
AKP ve Recep Tayyip ile aynı hatta buluşanlar, bu vahşi katliamın vebalini de
üzerlerinde taşıyorlar, diyorum. Bu kadar!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder