1 Mayıs 2013 Çarşamba

Yazar Aziz Tunç’un Tutsaklığı Ve Kitabı Üzerine




Mustafa Elveren (Em.Öğrt.)
Yazar Aziz Tunç “KCK” adıyla yapılan operasyonlar sonucunda uzun süredir Silivri 2 No.lu L tipi cezaevinde tutsaktır. Tutsak olmadan önce onlarca makaleleri ve bir de kitabı yayınlanmıştı.
 Sevgili Aziz Tunç’la yüz yüze hiç görüşme imkânım olmadı. Ancak, internet üzerinden MSN ile birkaç kez görüşmelerim oldu. Zaten bu görüşmelerimiz devam ederken değerli Aziz kardeşimin “KCK operasyonu” adı altında yapılan operasyonla tutsak alındığını basından öğrenince şaşırmış ve çok üzülmüştüm.
 MSN ile dostluğunu kazandığım yazar Aziz Tunç ile ilgili basında okuduğum bir-iki haberin dışında tutsak olduğu günden beri hiç haber alamadım. Ancak birkaç gün önce oğlu Feyzullah’tan Aziz’in yazdığı kitap ile ilgili bir mesaj aldım ve çok memnun oldum. (1)
 Sayın Aziz Tunç’un zindana tutsak olmasına neden olduğunu düşündüğüm(üz) “Maraş Kıyımı, Tarihsel Arka Planı ve Anatomisi” isimli kitabın 4. baskısını yaptığını Feyzullah’ın mesajından sevinçle öğrenmiş bulunmaktayım.
 Bulunduğum şehirde kitabı temin edemedim. O nedenle Gomanweb Sitesi yazarlarından Sayın Ali Erdoğan’ın kitapla ilgili yaptığı değerlendirmeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sayın Erdoğan’ın bu uzun değerlendirmesini özetlemeye çalıştım;
 “Kalesi özgürlük, amacı adalet olan yazar kardeşimiz Aziz Tunç de, Türkiye’nin değişik bölgelerinde yaşayan Kürt Alevilere yapılan / yapılmakta olan soykırımı dile getirmek için, “Maraş Kıyımı, Tarihsel Arka Planı ve Anatomisi” isimli bir kitap yazmıştı. Kitap okuyucunun ilgisini fazlasıyla çekmiş olacak ki, kısa zamanda bir, iki ve üçüncü baskıları tükenmiş, dördüncü baskısını okuyacağınız kitabın yazarını susturmakiçin, ‘Sen kitap mı yazarsın, bizleri deşifre mi edersin dercesine’ KCK yaftasıyla cezaevine aldılar.
 Dikkatinizi çekmiştir sanırım, kitapta “Neden Maraş?” diye çok önemli bir bölüm var. Tekrar tekrar okumanızı öneririm: “... Aleviliğin tarihsel özelliği, her zaman düzene muhalif olmaları; Alevilerin henüz, devletin ve sistemin denetimine tam olarak girmemiş olmaları, düşünsel ve inançsal dünyalarının egemen ideolojisiyle barışık olmaması; asimilasyona direnç göstermeleri devletin çözmesi gereken sorunların başında gelmekteydi. Bu nedenle Aleviliğin yok edilmesini veya asimile edilmesi gerekmekteydi. O yıllarda Maraş’ta Kürt Aleviler, kitlesel olarak devrimcilerin yanında yer alıyorlardı. Kürt Alevilerin siyasallaşmasının, Kürt halkının gelişen Ulusal Özgürlük talepleriyle buluşma ihtimali çok güçlüydü. Ve bu ihtimal, egemen güçleri fena halde korkutmaktaydı. İşte soykırım bu halkanın oluşmaması için yapılmıştı....” diyor yazar. Bu kanıya her duyarlı insan, aydın ve demokrat imzasını atar...” (2)
 Sayın Ali Erdoğan’ın bu tespitlerine ben de aynen imzamı atıyorum. Bu kitabın yazarı Sayın Aziz Tunç şu anda çok ağır bedel ödemektedir. Sayın Tunç’un bu direncini selamlıyorum.
 -Önce vatan sonra insan- diyen bir sistemin tornasından üretilen kişiler insanlık konusunda ne kadar sağlıklı düşünebilirler? Sağlıklı karar verebilirler mi?
 Daha 4 yıl önce “Terör örgütünü övmek” gerekçesiyle ceza alan öğretmen arkadaşım Mehmet Artan Elazığ E Tipi Kapalı cezaevinde kitap okuduğu sırada kalp krizinden hayatını kaybetmişti. Bu acı hala yüreğimdeyken başka arkadaşlarımın cezaevine konulmasına yüreğim artık taşıyamıyor. Şu anda birçok dostum ve arkadaşım ne yazık ki cezaevlerinde tutsak edilmişlerdir.
 Alevi felsefesinin öznesinde “önce insan” vardır. O nedenle Kızılbaş olmak zordur. Kızılbaş Kürt olmak daha da zordur. 3K’li (Kürt-Kızılbaş-Komünist) olmak ise, hepsinden daha çok zordur ve bedeli de o kadar ağırdır.
 Dostum Aziz Tunç gibi binlerce insanın tutsak edilmesi ülkemizde barışın ve özgürlüğün oluşmasına en önemli engellerden biridir. Bu tür tutuklamalar ülkemizin yararına değil, tam tersine zararınadır.
 Bu baskılardan kurtulmak için Alevilerin, tüm ezilen halkların ve emekçilerin oluşturdukları demokratik örgütlerle birlikte siyasi zeminde mücadele etme düşüncesini benimsemeleri gerekmektedir.
 "Siyasi partilere bağımlı kalmadan gücümüzü birleştirelim, örgütlenmemizi geliştirelim. Adil ve yaşanılır bir dünya, demokratik, laik, eşit yurttaşlığa, barış ve demokrasiye dayalı bir Türkiye projesinde yerimizi alalım" (3)
 Yarın 1 Mayıs. Emekçilerin Birlik-Dayanışma-Mücadele Günü. Bu vesileyle başta dostum Aziz Tunç olmak üzere; zindanlardaki tutsakların, ezilen halkların, emekçilerin 1 Mayıs Bayramı’nı kutlar, barış ve dostluk temelinde tüm siyasi tutsakların bir an önce özgür olmalarını dilerim.
30/05/2013
 NOT: Bu yazının bir kopyası Silivri Cezaevi’nde tutsak bulunan Sayın Aziz Tunç’a tarafımdan posta ile gönderilecektir.
 ------------- 
KAYNAKLAR:
(1) – Feyzullah Tunç’un e-posta ile bana gönderdiği mesaj
(2) - Ali ERDOĞAN-gomanweb.org
(3)  Kemal Bülbül–PSAKD Gn. Bşk.


Hiç yorum yok: