Mustafa Elveren*
Er veya geç Kürdler kendi kendilerini
yönetecek bir yönetim modeline kavuşacaklardır. Kendi
topraklarında özgürce yaşamak uğruna çok ağır bedeller
ödediler ve hala da ödemeye devam ediyorlar.
Genelde Ortadoğu’da, özelde ise
Kürdistan’da; bağımsızlık, konfederalizm, federalizm,
“Demokratik Özerklik” gibi birçok yönetim modeli önerilebilir.
Kürdistan için en kolay uygulanabilir olanı “Demokratik
Özerklik” modeli olduğunu düşünüyorum.
“Demokratik Özerklik” sisteminden
halklar memnun kalmazlarsa, ileride referandum ile yukarıda
sıraladığım modellerden herhangi birini uygulamak mümkündür.
Çünkü “ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı” evrensel
bir kazanımdır.
Buradan hareketle; bugün içinde
bulunduğumuz durumu göz önüne alarak bazı tespitleri yapmak
faydalı olacağını düşünüyorum.
Eğer; AKParti iktidarı Rojava ve
Kobani’ye karşı uyguladığı düşmanca tavırlarından dolayı
o bölgelerde bir soykırım yaşanırsa, Kürd Özgürlük Hareketi
iktidarla tekrar görüşme ve müzakerelere devam edemez.
Eğer; Sayın Abdullah Öcalan’ın
taraflara önerdiği “Demokratik Özerklik” modeli
gerçekleşmezse, başta Irak olmak üzere, Suriye, Türkiye ve
nihayetinde İran’ın parçalanması kaçınılmaz olur.
Eğer; IŞİD diğer adıyla DAİŞ ya da
İD (İslam Devleti) ve benzeri kanlı örgütlerin saldırıları
önlenemezse, Türkiye’nin dış saldırıların yanında iç
çatışmalarla yüz yüze kalacağını söylemek için kâin olmaya
gerek yoktur.
Eğer; “Bizi PKK ile IŞİD arasına
sıkıştırmak istiyorlar. Bizim
için IŞİD de PKK de bir! Ne
halleri varsa görsünler…” diyen AKParti iktidarına Kürdler bu
günden sonra güvenirlerse, tarihte en büyük hatayı yaparlar.
Yazara, bilim insanına, sanatçıya
tahammül etmeyen AKParti iktidarı zihniyeti Ortaçağ’dan daha
geridedir.
Leman Sam'ın
"Benim için IŞİD ile bıçağını masum bir hayvanın
boğazına dayayan aynı duygudadır" dediği için Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç tarafından “edepsiz” olarak
nitelendirildi. Daha önce Başbakan ve Cumhurbaşkanı da bazı
gazeteci ile sanatçılar için bu tabiri kullanmıştı.
Artık gün başta
Kürd halkı olmak üzere tüm ezilenlerle birlikte mücadele etme
günüdür. Kürd
halkının özgürlüğünü savunmak için Kürd olmak gerekmez.
Maddi ve manevi
olarak her çeşit yardımlar yapılabilir. Örneğin; Çeşitli
kuruluşların açtığı hesaplara nakit yatırılabilir. Çeşitli
yardım kuruluşları vasıtasıyla giyim, yiyecek ve ilaç yardımı
mümkündür. En azında cep telefonu olanlar birkaç destek SMS
yapabilir. Bunların dışında hiçbir şey yapamıyorsan akşam
yastığa başını koyduğun anda “Ne yapmalıyım” diye kendi
kendimizi sorgulayabiliriz.
Bu itibarla başta
Kürdler olmak üzere tüm ezilen halkların ve emekçilerin
özgürlüğü için katkı sunan herkesi saygıyla selamlamak
gerekir.
Bu gün en acil
görevimiz; Kobani’de, Rojawa’da halkları katleden İslamcı
kafaları değiştirmek ve bunlara karşı demokrasi güçleriyle
birlikte mücadele etmek olduğunu düşünüyorum.
06.10.2014
*Em. Öğrt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder