Kumral bir çocuğun “yas” öyküsü: "Kazım için bir film"
Deniz LODOS
“yürüyor/ yalnız gidiyor/ hayat soluğunu esirgedi ondan/ kalbini dinledi/ gel, dedi ona/ dağ, deniz ve nehir/ düşündü/ gideyim…” (igzas/yürüyor)
Ümit Kıvanç tarafından yapılan ve Kazım Koyuncu’nun ardından yapılmış en iyi çalışmalardan biri olma niteliği taşıyan “Şarkılarla Geçtim Aranızdan/ Kazım İçin Bir Film” Kazım Koyuncu’yu kendi dilinden bir kez daha dinleme olanağı sunuyor. Ümit Kıvanç’ın yoğun emek ve özveriyle yürüttüğü çalışma, sinematografik teknik yeterliliğinin yanı sıra, başından sonuna kadar insani duyarlılığın bir örneği olarak da karşımızda duruyor. Üç DVD’den oluşan 3 saat 34 dakikalık çalışma “belgesel sinema” olma iddiası taşıyor. Ümit Kıvanç’ı “Kazım İçin Bir Film” yapmaya iten en önemli neden, Kazım Koyuncu’yu “bu memleketin en çok ihtiyaç duyduğu insan tipinin harika bir örneği” olarak görmesi. Ve tabii ki Ümit Kıvanç gibi daha birçok insanın da, Kazım’ın kaybının ardından tarif edilemez bir duygu olarak yaşadığı acı, Kıvanç için böyle bir çalışmayı olmazsa olmaz kılıyor. Öyle ki trajik bir şekilde çalışmanın büyük bir bölümünü oluşturan tamamlanmış 2 saat 15 dakikasının evinden çalınmış olması bile onu yıldırmıyor.
Kimi eski görüntü ve ses kayıtlarının, yeni kayıtlarla kurgulanmasıyla oluşan belgesel filmin neredeyse tamamında Kazım Koyuncu’yu kendisinden dinliyoruz. Eski görüntü kayıtlarının büyük çoğunluğunu, Kazım’ın kendi amatör kamera kayıtları oluşturuyor. Yine çalışmanın önemli bir bölümünü de, müzikler oluşturuyor. Çocukluğundan ilk gençlik yıllarına, Hopa sevdasının İstanbul’la harmanlanmasına, müzikal yaşamının ilk enstrümanı olan mandolinin gitarla birlikte rock sounduna ve akustik yerel enstrümanlarla solo albümlere evrilmesine kadar Kazım Koyuncu’ya dair daha birçok ayrıntı yer alıyor çalışmada. İlk müzik grubu olan Dinmeyen’den Zuğaşi Berepe’li günlere, solo albümlerden yer aldığı farklı çalışmalara, Koyuncu’nun müzikal yaşamını ayrıntılarıyla izlemek mümkün. Bunlara yön veren en önemli olgu olarak Kazım Koyuncu’nun dünyayla kurduğu ilişkisi her yönüyle, tarifsiz bir duygu olarak yaşanıyor izleyenler tarafında. Belgeselin ardından 3,5 saate doyamayanların yanı sıra, neden bu kadar uzun sorusuna cevabı da yine en güzel Ümit Kıvanç veriyor: “Kazım maalesef sadece 34 yıl yaşadı. Ben 52. İkimizden 3,5 saat çıkmaz mı? “
“Müziğin tılsımını ustalıktan çok hareket ve izleyiciyle ilişkide arayan” Kazım Koyuncu, kendi filminde bir kez daha bunu başarıyor. Ve bu tılsım, dinleyicinin-izleyicinin boğazında uzun süre gitmeyecek bir düğüme dönüşüyor. Bunları ve daha fazlasını izleyicisine hissettirmeyi başaran Kıvanç, “Şarkılarla Geçtim Aranızdan/ Kazım İçin Bir Film”iyle yapmak istediğini başarıyor ve Kazım Koyuncu’nun “geçip gitmediğini” hepimize tekrar tekrar hatırlatıyor. 10 Mart 2008
---------------------------------------
kaynak: mavidefter.org
---------------------------------------
kaynak: mavidefter.org
---------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder