Mustafa Elveren*
“Her yıl 21 Mart
yaklaştığında karnaval havasında heyecan kuşatır Kürtlerin ve Mazlum’un ruhunu.
Demirci Kawa direniş geleneğinin Amed zindanında
bedenini ateşe teslim ederek özgürlük abidesi oldu. Zulmün kör karanlığında
aydınlığa açılan penceredir MAZLUM... (H.Yaşar
Yılmaz / Gomanlı)”
Resmi ideoloji tarafından
asimile edilip, yok edilmek üzere olan Kürtlüğümü Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’dan
Öğrendim, ben. O nedenle Mazlum Doğan’ın benim için özel bir önemi vardır.
Mazlum’u daha iyi anlamak, anısını yaşatmak ve O’na borçlu kalmamak için GOMANWEB
adıyla bir siteyi amatörce yönetmeye çalışıyorum.
Şu ana kadar 100'den
fazla yazar dostlarımızın ve amatörce yazan tanıdıklarımızın yazıları sitede
yayınlanmaktadır. Sitenin en önemli özeliklerinden ve amaçlarından biri de
profesyonel, amatör ve ilk defa kendini ifade etmek isteyen yazarları bir arada
tutmaktır. Bunu büyük ölçüde başardığımı düşünüyorum.
Benim herhangi bir illegal örgütle ilişkim yoktur. Diğer taraftan demokrat, sol ve sosyalist tüm örgütlere eşit mesafede olmaya çalışıyorum.
Benim herhangi bir illegal örgütle ilişkim yoktur. Diğer taraftan demokrat, sol ve sosyalist tüm örgütlere eşit mesafede olmaya çalışıyorum.
Ancak; MAZLUM DOĞAN’ın
köylüm, ilkokul arkadaşım olması ve devrimci kişiliği beni etkilediğini belirtmek
durumundayım. Mazlum’un; özelde Dersim, genelde ise Kürdistan ve Ortadoğu’da Çağdaş
Kawa rolünü üstlendiğini halklar arasında bilinen bir gerçektir.
Eğer bir gün
ülkemizde gerçek demokrasi inşa edilirse, Mazlum'un heykelini Pirim Seyit
Rıza'nın yanına dikmek ve Goman'ın Teman Mezrası'nda bir Anıt mezar yapmak için
ömrüm boyunca uğraş vereceğim. Bu Mazlum'a karşı benim borcumdur. Eğer bu anıtı
yapmayı başarabilirsek Delil, Rahime, Baki, Sedat, Nurhak da (ailelerinin
izniyle) bu projede yerini almaları için ayrıca çaba harcayacağım. Bir vakıf
veya dernek üzerinden bunu başarabiliriz.
Tüm zorluklara
rağmen bu işleri MAZLUM'un anısına yapmaya çalışacağım. Şayet ömrüm yetmezse
bile, en azından vicdanım rahat eder.
Son günlerde
Kürtlerin, Alevilerin, Müslümanların ileri gelenleri, bazı siyasi parti
liderleri ve köşe yazarları tarafından “Mazlumun
yanında olmak” söylemi sıkça dile getirilmektedirler. Bu söylem Sevgili
Mazlum Doğan’ı çağrıştırdığı için benim de hoşuma gidiyor ve önemsiyorum.
Çünkü Mazlum Doğan;
gâh güvercin olup dağlarda barış bildirisini hazırlar, gâh kartal olur mazlumlara
zülüm eden zalimlere karşı mücadele eder. İşte Mazlum’un çizgisi budur.
Mazlum Doğan’dan
sonra Mehmet Artan Hoca’dan da politik mücadele kültüründen çok şey
öğrenmiştim. Tabii ki arkadaşım Şair Adnan Yücel’in katkılarını da unutmam
mümkün değildir.
Elazığ-Karşıyaka
Lisesi Almanca Öğretmeniyken sendika çalışmalarından dolayı birlikte sürgün
kaderini paylaştığım Arkadaşım Mehmet Artan “bölücü terör örgütüne yardım ve yataklık..“
suçlamasıyla ceza almıştı. Tutsak bulunduğu Elazığ Ceza evinde kitap okuduğu
bir sırada geçirdiği kalp krizi sonucunda hayatını kaybettiğini bazı
makalelerimde dile getirmiştim. Bu acıları unutmak mümkün mü?
“Evet O; Deniz Gezmiş’in, Mazlum
Doğan’ın, Mehmet Fatih Öktülmüş’ün ‘yine çiçekteyiz işte, yine meyvedeyiz...’
diyen ozan yoldaşıdır… (T.Demirer)” “Ey herşey bitti diyenler/ korkunun
sofrasında yılgınlık yiyenler./ ne kırlarda direnen çiçekler/ ne kentlerde
devleşen öfkeler/ henüz elveda demediler./ bitmedi daha sürüyor o kavga/ ve
sürecek/ yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! (A.Yücel)”
Bu vesileyle demokrasi
mücadelesinde hayatını kaybeden arkadaşlarımdan Sevgili Mehmet Artan’ı ve Adnan
Yücel’i saygıyla anıyorum.
Pir Sultan ve Seyit Rıza direniş geleneğini sürdüren Mazlum
Doğan’ın mücadelesini yükseltmek ve devam ettirmek için Dersim ve Ortadoğu’nun
mazlum halklarının aydınları Çağdaş Kawa’ya sahip çıkmalıdırlar.
Çünkü; artık Mazlum
gençler (asker-gerilla) bu kirli savaşta ölmesinler. Kürd halkına dayatılan bu
kirli savaşa karşı direnip, halkların barışı mutlaka sağlanmalıdır.
Bu konuda yaşanmış
çok acıklı bir olayı burada paylaşmak istiyorum;
“20 yıl önce dağa çıkmış gerilla olmuş evli bir köylü evine gider,
evinde kalır ve eşi hamile kalır. Bunu duyan askerler köye gider kadını gözaltına
alırlar. Kocasını sorarlar, bilmiyorum der. Bu karnındaki nerden peydahladın?
derler ve köyü yakarlar. Aile Adana’ya yerleşir, kadın doğum yapar, erkek bir
çocuk dünyaya getirir, babası devlet tarafından öldürülür. Ve o çocuk büyür,
taş atma suçundan 26 yıla yargılanır, tahliye olur. Şimdi babasının yolunda ve
dağlarda. Bir süre önce Dersim’de çatışma esnasında yakalanmamak için el
bombasını bedeninde patlatan taş atan çocuklardan mazlum erenciyi hatırlarsınız…”
(Arif Akkaya / ÇİAT mail grubu)
Yerel seçim
çalışmaları nedeniyle birçok yerde HDP-BDP’ye yapılan saldırıları göz önüne
aldığımızda; Facebook’ta paylaşılan şu mesajın anlamını çok iyi anlamak gerekir.
"ELLERİNDE ÇİÇEKLERLE AYAĞINIZA GELİP 'ÇOCUKLARIMIZ
ÖLMESİN' DİYENLERİ TAŞLARSINIZ, 'OĞLUNUZ ÖLDÜ' HABERİNİ VERMEK İÇİN KAPINIZA
GELEN ASTSUBAYLARI KUCAKLARSINIZ..." (S.Önder)
Geçmişte Newroz
kutlamaları etkinliklerinde yaşadığımız devletin o kahredici saldırılarıyla bu
gün de zaman zaman karşılaşmaktayız.
Örneğin; “Diyarbakır’da
devlet 500 bin Kürd’e Newroz’u yasaklarken sokağa dökülenlere “siz de bir gün
sonra kutlasaydınız” diyenlere; Kürdler “siz de 29 Ekim’i bir gün sonra
kutlasaydınız” demediler… hiçbir gerekçe göstermeden yasakladılar, yetmiyor
copladılar, gazladılar, tutukladılar…
Geçmişte laik Kemalistler Kürdleri eziyordu; bugün AKP, ne farkı var?
Dün “hayata dönüş” katliam yapıldı. Bugün aynı planın tekrarı ya da yüzlerce
ölümden endişe ediliyorsa ne değişti? (M. Latif Yıldız / gomanweb)
Tüm baskılara ve
yasaklamalara rağmen eğer bu gün ülkemizdeki halklar Newroz bayramını coşku içinde
kutlayabiliyorlarsa, bu coşkuda Mazlum Doğan’ın mücadelesi görmemezlikten
gelinemez. O nedenle, her Newroz’da Çağdaş Kawa Mazlum Doğan’ı daha
iyi anlamak gerekir.
Başta Sevgili
Mazlum Doğan olmak üzere inandığı değerler uğruna hayatını kaybeden tüm devrimcileri,
sosyalistleri ve demokratları saygıyla anıyor, halkların NEWROZ’unu kutluyorum.
-----------
*Emekli Öğretmen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder