Faiz Cebiroğlu
Gerçekten, üzerimizde yalnız
polis baskısı değil, medya baskısı vardır. Medya baskısının en önemli özelliği,
insanları manipüle etmektir. Manipüle etmek , ya da manipülasyon, gerçekleri
yalanla değiştirmek oluyor. Medya, Türkiye’de budur. Bir fabrikadır. Bu
manipülasyon fabrikasının en önemli görevi,
insan belleğini silmek için uğraş vermektir. Gerçekleri bilerek, açıkça
çarpıtmak, medyanın en önemli özelliğidir.
Hatay / Reyhanlı katliamı, Taksim
/ Gezi intifadası ve son Lice’de medya,
büyük bir manipülasyon ile, gerçekleri büyük bir ahlaksızla çarpıtması
ve polisi haklı göstermesi medyanın özelliği oluyor. Türkiye’de medya budur.
Türkiye’de medya baskısı, polis baskısı ile iç-içe geçmiştir. Türkiye’de medya
budur.
Medya mı, latincedir ve tam
ortada, merkezde olmak demektir.
Medya mı, iktidarı elinde tutan
sınıfın merkezinde ve ortasında olmak demektir.
Merkezdeki medya, göndericidir.
Gönderenin alıcıları vardır. Halk vardır.
Medya fabrikasında yazılı, sözlü
ve görsel iletişimler üretilir ve
bizlere sunulur. Medya fabrikası, tüm
kanalları kullanarak, insanları yanıltmak için uğraşır. Görevi budur.
Medya fabrikasında en az üç alanda üretim yapılır:
Birinci iletişim: Gazeteler,
magazin ve reklamlardır.
İkinci iletişim, birden fazla
iletişim kanalları: Televizyon, filim, radyo ve sahip oldukları siteler.
Üçüncü iletişim: Bireysel ve
sosyal iletişim kanalları: SMS, mail, blog, facebook ve twitter.
Parentez açıyorum. Sosyal
paylaşım medyalarında, başka kesimlerin de olması ve bu teknoloji iletişimi
kullanması, bizleri sürüye çevirmek isteyen bu medya baskısına karşı, önemli
bir duruş olmuştur. Medyayı kendi ellerinde tutan bu manipülasyon fabrikasından
bizlere sürekli tehdit gelmektedir. İletişim alanlarımızı kısıtlamak için her
türlü yolu deniyorlar. Bu medya fabrikası, facebook, twitter’de kendi
düşüncelerini yazan vatandaşları ihbar etmesi bunun küçük örneği oluyor.
Devam ediyorum.
Evet, takip ediliyoruz. Her
alanda sansür var. Yazdıklarımızdan dolayı değişik cezalara çarptılıyoruz.
Medya, budur. Ortadadır. Medya, bizi görüyor. Merkezde oturan medya, tüm iletişlerimizi polise veriyor.
Türkiye’de medya budur. Medya
baskısı ve polis baskısı budur.
Türkiye’de ve tüm dünyada, medya
baskısı ve polis baskısı iç-içe geçmiş derken, bunu ifade ediyoruz.
Bir parentez daha açıyorum:
Türkiye’de ve tüm dünyada, medyanın en önemli merkezlerine MİT elemanları
yerleştirilmiştir.
Evet…Sol yanımızı, gelişim
damarımızı, yani yayın yaşamızı, yani ileri gelişim tarihimizi yok etmek ve
engellemek isteyen gerici hakim sınıfların medya baskısına, medya manipülasyon
fabrikasına karşı, herkes el-ele vermeli ve bu ”medya mezbaha fabrikasına”
hayır demelidir. ..
Medya merkezde, polis’te merkezdedir.
Bizler de merkezdeyiz.
Merkezimiz, bizlere örülen ve
inşa edilen bu manipülasyon fabrikasını dağıtmaktır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder