Faiz Cebiroğlu
Kapitalist sistem, aynı zamanda
bir anarşik sistemdir. Anarşik sistem, özel üretim anarşisine dayanır. Plansız
toplumsal üretim demektir. Bu anarşist üretim, işçi sınıfı ve müttefikleri
için, bir numaralı sosyal hastalık oluyor.
Üretim anarşisinin yarattığı bu sosyal hastalık, işsizlik, sefalet,
açlık ve bunalım oluyor.
Emperyalist / kapitalist
ülkelerde, iki de bir kendini gösteren
finans bunalımın bir yanı da, bu sistemlerdeki üretim anarşisinden,
plansız ekonomiden kaynaklandığını söylemek mümkündür.
Üretim anarşisi, üretim araçları
sahipleri ile bu araçlardan yoksun sınıf ve tabakalar arasındaki uzlaşmaz
çelişkinin sonucudur. Üretim anarşisi, başka bir ifadeyle, sermaye ve emek arasındaki uzlaşmaz
çelişkilere dayanır. Bu uzlaşmaz çelişkinin sonucu, bugün, kendini tekrar gösteren tüm Emperyalist
/ kapitalist ülkelerdeki finans krizi, işsizlik, açlık, sefalet ve bunalımdır.
Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz ve İngiltereye kadar, halk, temel gıda maddelerini, temel gereksinimlerini
karşılıyamaz duruma gelmiştir. İşsizlik parasının giderek yok edilmeye
başlanması ve işsizlik parası alabilme koşullarının zorlaştırılması, böylesi
bir üretim anarşisinin yarattığı durumdur.
Bugün, İngiltere 2.dünya
savaşından bu yana, en büyük ekonomik
bunalımını yaşıyor. Halk, açtır. Kızıl Haç, açlar için, ihtiyac sahibi
İngilizler için, yiyecek dağıtımı yapmaya başladı. Açlık ve sefaletle iligili,
Kızıl Haç’ın verdiği rakamlar korkunçtur:
” - İngiltere’de, 5,8 milyon kişi
temel gıdalarının sağlanması için ölüm-kalım mücadelesi veriyor.
-
İngiltere’de 4 milyon çocuk, yoksulluk ile açlık
sınırında yaşıyor…”
Tüm bunlar, tesadüfi değildir. Tüm bu
gerçekler, emperyalist / kapitalist sistemin dayandığı özel mülkiyetin,
anarşist üretimin bir sonucudur.
Emperyalist / kapitalist sistemde, üretim
anarşisinin hakim olduğu sistemde bu sorunları kökten çözmek, mümkün mü?
Elbette, hayır!
Hayır, zira emperyalist / kapitalist üretim
ilişkilerini ortadan kaldırmadan, sömürüden, işsizlikten, açlıktan, bunalımdan,
savaştan kurtulmak olmaz. Mümkün değildir.
Kurtuluş mu, tek başımıza da
kurtulamayacağız…Tek başına kurtuluş yoktur. Zira mücadelemiz, doğuşu ve
istemleri gereği enternasyonalisttir.
Mücadelemiz, enternasyonel bir mücadeledir.
Çünkü, işçi sınıfı enternasyonalist bir
sınıftır. Dünyanın neresinde olursak olalım,
sermayenin emek üzerindeki tahakkümünü kırmak için objektif koşullara
sahibiz. Dünyanın her tarafında, bizlere karşı tekleşen sermayeye karşı, bizler
de, yaşadığımız ülkenin işçi / emekçi sınıfıyla birlikte, her yerde…tüm
dünyada, uluslararası sermayeye karşı,
sosyalizmi / komünizmi kurmak için birlikte mücadele ediyoruz ve etmeliyiz.
Evet… Emperyalist / kapitalist ülkelerde, bugün
kendini tüm çıplaklığı ile kendini gösteren bu açlık – sefalet belası,
gerçekten, insanlık için bir felakettir. Bu felakete karşı savaşmak, bu sosyal
hastalığa karşı mücadele etmek, artık bir zorunluluk olmuştur. Zira bu sosyal
hastalığın tedavisi, emperyalist / kapitalist sistemde mümkün değildir.
Artık daha net görüyoruz: Emperyalist /
kapitalist üretim ilişkilerini ortadan kaldırmadan, sömürüden, işsizlikten, açlıktan,
bunalımdan, savaştan kurtulmak, mümkün değildir
Çare, özel
mülk sahiplerinin bu plansız üretim
anarşisine alternatif olan planlı
ortakça düzendir.
Planlı ortakça sistem, sosyalizm / komünizmdir.