Bülent Tekin
Demokratikleşme Paketi’nin
hiçbir çevreyi tatmin etmemesi, AKP’lileri dahi yetmez ama evet tavrına sokması
düşündürücüdür. Burada en fazla düşünmesi gerekecek olan da başbakan ve AKP
hükümetidir. Yaklaşık sekiz aydır ölümler durmuştu(r). PKK sınır dışına
çıkışları durdurmasına karşın çatışmasızlık iki taraflı olarak devam
etmektedir. Eğer paketler bu anlayışlarla ardı sıra gelecek olurlarsa
cumhuriyetin (sistemin) yapısında köklü bir değişimi hedefle(n)miyor. Kürt ve
Kürtlük doğal ve kurnaz bir asimilasyonla devam edecek ve yaklaşık-benim
tahminimdir!-elli yıl civarında romantik (nostaljik!) bir düzeye düşecektir.
Kürdistan olarak tanımlanan bölgede yaşayanlara eskiden bunlar Kürt’tü
denecektir. Gün gelecek Kürtler, Kürtçe aksanıyla tuhaf bir Türkçe konuşan
Türkler haline geleceklerdir. Hoş şimdi de öyledir ya? Cumhuriyet yine
oligarşik bir yönetim olarak devam edecek ama kendisine demokratik payesini de
verecektir. Asıl olanın da eskinin bir başka ve daha kurnaz bir yöntemle devamı
olacağıdır.
Peki demokratik Kürt hareketi
(BDP misyonu!) bu olanlardan memnun mu? Daha doğrusu bu yapılanları ve
olacakları nasıl karşılıyor? AKP bir iktidar (devlet) partisi olarak (mevcut
şartlara devletin uyarlaması olarak) AB, ABD gibi dünya devlerinin desteğini
alarak 3023, 3071’leri (bu tür tarihleri çoğaltabiliriz!) hedefliyor. Tıpkı 28
Şubatçılar gibi en az bin yıl iktidar olmayı hedefliyorlar. Tabii hiçbir
insanın ömrü bin yıl değildir. Burada başbakan ve cumhurbaşkanı (başkan) olarak
öncelikle Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık ve yaş itibari ile yöneteceği kadar
bir sürede tek devlet iktidar partisi olmayı perçinlemek istemektedirler. Bu
arada ve daha sonra kadrolar bulunacak ve yola devam edilecektir. Cumhuriyet
makyaj edilmiş ve sözde demokratik unvanıyla ilelebet devam ettirilecektir.
Ya BDP misyonu açısından
durum nasıldır? PKK nasıl davranacaktır? BDP misyonu PKK’nin gerilla savaşı
üzerinden kazandığı sempati ve desteği kendi(si)ne oya çevirmeye çalışmaktadır.
Sürekli milletvekili ve belediye başkanı olmak ayrıcalığını tıpkı TC devlet (iktidar)
partisinin Kürt versiyonu olarak devam ettirmek istemektedir. Nasıl olsa ölen
de öldüren de kendileri ya da çocukları değildir? Her iki taraftan da ölenler
kendi kanlarından olmadığı için nutuk atmak, demeç vermek ya da ufak tefek
yasal gösterilerde bulunmak ta kırmızı koltuk ve plakanın bir küçük bedeli
olarak düşünülmektedir. İşin tuhaf yanı milletin çocuklarını öldüren ve
öldürten olarak da (tabii burada bizzat kendilerinin de öldükleri gerçeğini
vurgulamak gerekir!) PKK de yola gelmiş bulunmaktadır. Artık kimse bu savaşı
sürdürmek istememektedir, Başbakan hiçbir adım atmasa da bu saatten sonra kimse
eskiye dönüşü başaramayacaktır.
Demokratik Kürt hareketi (BDP
misyonu) yerel yönetimler ya da fiili özerk yapılar niteliğiyle Kürtleri
ilelebet yönetmek istemektedir. Ve tuhaftır ki bunu başarmaya çalışırken de
iktidar olmayı öcü ve kötü düşman ilan etmektedir. Binlerce yıl bu toprakları
idare etmek (yönetmek) isteyen bu misyon Kürt halkını da bu söylemine
inandırmış gözükmektedir. Aslında olanlar yıllardır hapishanede olan Öcalan’ın
artık çıkmak istemesidir. Bu saatten sonra kendi kurduğu siyasi hareketin legal
yöneticisi ve milletvekili olmak istemektedir. Çünkü onun adına çok sayıda kişi
kırmızı koltuklarda oturmaktadır ve buna karşın kendisi tek kişilik koğuşta
yaşamaya mahkûm edilmiştir. Bu durumu o da ilelebet devam ettirmek
istememektedir. Devletten koparabildiği tavizlere(?!) razı gözükmektedir. Ve
belki serbest kaldığında daha fazlasını yapabilecektir. Onun da tüm planı bu
olmalıdır. Bu nedenle de mevcut duruma son verme adına TC (devlet adına MİT)
Abdullah Öcalan üzerinden PKK ve BDP misyonuna bir operasyon yaptırmıştır. Ve
bu operasyon demokratikleşmenin en önemli aracı durumundadır.
Ve son bir söz olarak:
Oligarşik cumhuriyete ne olacaktır? Her türlü makyaj ve demokratikleşmeye(?!)
karşın yaşamını devam ettirecektir. “Kurnaz Adam” politikacılar vasıtasıyla
Kürt ve Türk olarak, sağcı ve solcu(?!) olarak, milliyetçi, dindar, İslamcı, demokrat,
liberal olarak burjuvazinin, feodal ağaların, kompradorların koalisyonu olarak
bizleri yönetmeye devam edeceklerdir. Her zaman olduğu gibi alttakiler,
ayaktakımı, baldırı çıplaklar, sahipsizler, garibanlar, kimsesizler, çarıksızlar
yönetilmeye devam edeceklerdir. Ve alttakiler her daim bu Kurnaz Adam’ların
vefalı birer fanatiği olarak oylarını demokrasicilik oyunu gereği bu mutlu
insanlara kullanacaklardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder