Bülent Tekin
Özgür, onurlu, eşit ve birlikte yaşamaktan bahsetmeyen
kalmadı. İki milliyetçi parti dışında tabii. Gerçekten de öylesine özgür bir
ruh yakalandı mı? Hükümetin “demokratikleşme paketi” buna uygun olacak mı? Bu
paketin daha çok bir fikir çalışması olduğu, kamuoyundan gelen tepkilere göre
şekilleneceği açıklandı. Kürdistan ve Türkiye, Türk ve Kürt gerçeklerine uygun
bir demokratik ruh bu topraklarda yeşerdi mi? Tüm bunların verilerini siyasi
parti liderlerinin söylemlerine göre test edemeyiz. Siyasetçilerin bu
topraklarda içtiği su ile halk(lar)ın içtiğinin aynı olduğunu düşünmüyorum.
Yeniden seçilme ve iktidar olma hırsı içinde bulunanlarla yönetilenlerin aynı
güç ve ruh yapısı içinde olduğunu düşünmek doğru olmaz.
Bu topraklarda gerçekten de hiçbir güç kimlikleri,
dilleri, kültürleri inkâr etmeyecek mi; buna inanmalı mıyız? Ya dinler ve
mezhepler bu topraklarda eşit ve özgür yaşayacaklar mı? Çok uluslu, çok
kültürlü, çok dinli, çok mezhepli bir Türkiye’ye doğru yürüyen bir tarihi
süreçten mi geçiyoruz? Buna tamamıyla inanmak olanaklı mı? Başbakanın,
hükümetin ve bazı aydınların deyimiyle tarihi günlerden mi geçiyoruz? Bu
dönemin jenerasyonu bu tarihi günleri çocuklarına, torunlarına övünçle mi
anlatacak? Kendi adıma rahatlıkla evet diyemiyorum, nedense kuşkulu bir
yaratılışım var, hep sorguluyorum?
Ancak 100 yıl önce başlayan ulus-devlet politikasının iflas ettiğini CHP ve MHP gibi siyasi partilere rağmen söyleyebilirim. AKP’de bu iki siyasi partiden farklı oluşum özünde ulus-devlet politikasıyla çelişmemesine karşın nasıl bulunmaktadır? AKP’nin bin yıllık bir iddiası var: 2023’te 1.Cumhuriyet’i farklı bir 2. Cumhuriyet’e dönüştürmek. Bu 2. Cumhuriyet tam demokrasiye mi tekabül edecek? Bu konularda çok ta olumlu şeyler düşünmüyorum. Fakat 3023’leri 2071-3071’leri düşlediğini söyleyebilirim. Tabi bu gelecekleri ulus devlet içinde düşünmüş olmalıdırlar.
Ancak 100 yıl önce başlayan ulus-devlet politikasının iflas ettiğini CHP ve MHP gibi siyasi partilere rağmen söyleyebilirim. AKP’de bu iki siyasi partiden farklı oluşum özünde ulus-devlet politikasıyla çelişmemesine karşın nasıl bulunmaktadır? AKP’nin bin yıllık bir iddiası var: 2023’te 1.Cumhuriyet’i farklı bir 2. Cumhuriyet’e dönüştürmek. Bu 2. Cumhuriyet tam demokrasiye mi tekabül edecek? Bu konularda çok ta olumlu şeyler düşünmüyorum. Fakat 3023’leri 2071-3071’leri düşlediğini söyleyebilirim. Tabi bu gelecekleri ulus devlet içinde düşünmüş olmalıdırlar.
Bu topraklarda yeni bir dönem olacak mıdır? Bu yeni
dönemde devlet, ulus-devlet olmaktan çıkıp çok kültürlü ve çok uluslu olmayı
başaracak mıdır? Bu olanaklı mıdır? Bu devlet sadece Türklerin değil başta
Kürtlerin, Arapların, Lazların, Çerkezlerin, Süryanilerin, Ermenilerin ve diğer
tüm etnik grupların devleti olacak mıdır? Yeni dönemde kimsenin kökeni imha ve inkâr
edilmeyecek, asimilasyona tamamen ortadan kalkacak mıdır?
Ve çok önemli ama söylenmeyen (dillendirilmeyen) bir
gerçek daha var: Asimile edilmiş ve rüyalarını artık Türkçe gören bizler gibi
Kürtlerin yeni korkuları var: Yoksa artık rüyalarımızı Türkçe olarak
göremeyecek miyiz? Tam insan haklarından, gerçeklerden, tam insan olmaktan bahsediyorum,
klişe sözlerden, sloganlardan değil!
Bu yeni(?!) dönemde
ırkçılık kokan and ve sloganların modasının kalkacağına inanıyorum. Bu
yeni dönemde en azından böylesi bir durum şekillenecektir. Yeni dönemde ana
dilde eğitim bir şekilde şekilsel de olsa serbest olacaktır. Seçmeli ders
olarak verilen ve çözüm olmayan duruma benzer şekilde Kürtçe (özel) okullar
açılacaktır. Değiştirilmiş köy ve yerlerin isimleri geri verilecektir. Ve tüm
bunlar yapılırken yöneten ve yönetilenin sosyal ve ekonomik dengesi aynı
kalacaktır. “Kurnaz Adam” yine bizi yönetecektir. O her zaman bir kılığa
girmeye devam edecektir. Zaman zaman demokrat, İslam, Kürt, Türk, milliyetçi,
sosyalist, sağcı, solcu olarak bizi yönetmeye devam edecektir. Avukatsız,
kimsesiz, yoksul, çarıksız, baldırı çıplaklar hep yönetilen olacaktır. Bu
oligarşik düzen bu gidişle asla yıkılmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder