MUSTAFA ELVEREN*
Genel olarak her insan kendi çocuğunun daha
güzel olduğunu görür. Bu olgu insanların doğasında vardır. Çocuklarımızın eti
de kemiği de bizim için çok değerlidir.
Başbakan yardımcısı
Bülent Arınç 2013-2014 Eğitim-öğretim yılının açılışında Mehmet Akif isimli
torununun okuduğu Hasan Tanık İlköğretim Okulu'nun açılış töreni sonrasında öğretmeniyle yaptığı
sohbette; “Şimdi eti senin kemiği benim mi oluyor? Kemiği de senin olsun!”
dediğini tv.lerde ve yazılı basında ibretle izledim.
“Eti senin, kemiği benim” mantığı bu çağda
kabul edilemez. Bu mantık şiddeti çağrıştırır. Yani, ben çocuğumu sana teslim
ediyorum, ne yaparsan yap. İster döv, ister söv, ister çalıştır. Kemiklerini
bana geri ver yeter. Böylesi bir mantık aynı zamanda ırkçı ve gerici eğitimi
gözler önüne sermektedir.
İlkokullarda zorunlu olarak her sabah
öğrencilere söyletilen “Andımız”ın “demokratikleşme paketi” çerçevesinde
kaldırılacağı, Başbakan tarafından açıklandı. Türkiye okullarında ve birçok
kurumlarında “Ne mutlu Türk’üm diyene!” söylemi hala duvarlara ve Atatürk
büstüne yazılı olarak duruyor. Bunun “Andımız’dan ne farkı var? Diğer taraftan
Müslüman olmayan öğrencilere okutulan zorunlu din dersleri okullarda neden
kaldırılmıyor? Bu durum Andımız’dan daha beterdir.
Okullarda yılsonlarında yapılan veda
partilerinde eğlence tertiplendiğini her halde bilmeyen yoktur. Genel olarak
eğlencenin partisini istiklal marşı törenine döndüren okullarda insan kendini
okulda değil de sanki o anda askeri kışlada hissediyor. Ben bu tür
“eğlence”lere çok katıldım. Hemen hemen hepsi resmi tören niteliğinde geçtiğini
söyleyebilirim.
Anadilde eğitim hakkını kabul etmeyen resmi
ideolojinin yeni versiyonu olan AKParti de teklik mantığını devam
ettirmektedir. “Vatan-millet-sakarya” yetmiyormuş gibi bir de dini terimler
kullanılarak halklar aldatılmaktadır.
Sayın Başbakan her defasında “Biz yaradılanı
yaradandan ötürü severiz” diyor. Madem öyle ise, neden Diyanet işleri
kaldırılmıyor? Alevilerin ibadet yeri olan CEM evlerine neden resmi statü
verilmiyor? Başbakan’ın ağzından düşürmediği “Biz yaradılanı yaradandan
ötürü severiz” söylemi
demagojik amaçlı olup ve halkları aldatmaya yönelik olduğu biliniyor.
“Bir ulus inşa etme adına bütün farklı dil ve kültürler, kimlikler
ve inançlar tek tipleştirilmeye çalışılmıştır…” (A.Öcalan / Görüşme Notları)
Bundan tam 4 yıl önce yazdığım “23 Nisan Bayramı ve Hapisteki Kürt Çocukları” başlıklı yazımda bu güne işaret etmiş, kısaca şunları
yazmıştım; “Artık resmi ideoloji
iflas etmiştir. O nedenle, Türkiye“TEK”lik psikolojisinden bir an önce
kurtulmalıdır. Tüm kimliklerin eşit olması hukuksal bir gerekliliktir. Alt-üst
kimlik gibi ucube hikâyeleri bir tarafa bırakıp, gerçek demokratik çözümün
uygulama zamanı geldi ve geçmektedir.
Gelin daha umutlarımız tükenmemişken, sağcısı ve solcusuyla,
islamcısı ve alevisiyle, kemalisti ve liberalıyla, Türk’ü ve Kürt’üyle,
azınlıkta bulunan diğer ırkların ve inançların birlikte yaşama kültürünü
geliştirip, hayata geçirelim. Aksi durumda bölünmekten kurtulamayız. Bunu bir an
evvel gerçekleştiremezsek, yarın çok geç olabilir.” (23 Nisan 2009 / Tunceli Emek
Gazetesi)
Ne yazık ki bu güne kadar hiçbir olumlu adım atılmadı. Zorunlu din
dersleri kaldırılmadığı gibi, tam tersine; Muhammed’in hayatı vb. konular
müfredata seçmeli dersler olarak eklendi.
Halen trafik ışıkları uluslararası
kurallara aykırı bir biçimde kullanılmaktadır. Okullarda öğretmen trafik
ışıkları konusunu işlerken sarı, kırmızı ve yeşil renklerden oluştuğunu
öğrencilere anlatır. Bu renkler Kürd bayrağının işaretleri anlamına geldiği
gerekçesiyle yeşil renk mavi olarak değiştirilmiştir.
Dün Türk-İslam sentezi olarak nitelenen
sistemin adını bu gün takunya-postal olarak değiştirebiliriz. Her nedense
ülkemizin demokratikleşmesi hep başka bahara erteleniyor.
Zaten ülkemizdeki mevcut eğitim sisteminin bilimsel çerçevede
demokratikleşmesini AKParti’den beklemek hayalden öteye geçmez.
O nedenle, demokratik ve bilimsel eğitimin ülkemizde gerçekleşmesi
için demokrasi güçleri acilen bir araya gelip çözümler üretmeli ve harekete
geçmeleri gerekir.
-----------
*Emekli Öğretmen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder