Bülent Tekin
bulenttekin47@gmail.com
Sonuçlanmak üzere davası olan bir adam vardı. Yargılama süreci hep olumsuz gitmişti. Davanın adamın aleyhine sonuçlanacağı hemen hemen kesin gibiydi.
Sonuçlanmak üzere davası olan bir adam vardı. Yargılama süreci hep olumsuz gitmişti. Davanın adamın aleyhine sonuçlanacağı hemen hemen kesin gibiydi.
“ Davayı kaybedersem mahvolurum,”
dedi adam arkadaşlarına üzgünce. “Dava neredeyse karara kaldı. Kaybedersem
bitirirler beni, yok olurum…”
“Gel sana bir avukat bulalım.
Eski avukatını da azlet!” dedi arkadaşlarından biri. “Her davayı kazanan ünlü
bir avukat tanıyorum.”
“ Ben de onu tanıyorum,”
dedi diğer bir arkadaşı, “hukuk dalında ün yapmış bir avukattır. Ne yapıp yapıp
davayı kazanır o!”
Adam, diğer dostlarının da
aynı avukatı önermeleri üzerine, kendi avukatını azlederek o ünlü avukata vekâlet
verir. Böylece huzur içerisinde yargılama sonunu bekler. Epeyce ekonomik kaybı
olmuştur ama, “olsun,” der adam kendi kendine, “şayet davayı kaybedersem
uğrayacağım zarar telafi edilemeyecek nitelikte olur!”
Ve nihayet mahkeme günü
gelir çatar. Adam çok heyecanlıydı, avukatıyla beraber mahkeme koridorunda
volta atarken zaman durmuştu sanki. Neyse ki mübaşirin sesiyle biraz kendine
gelir:
“Adam ve avukatı!..”
Avukat önde adam arkada
mahkeme salonuna girerler. Celse açılır ve yargılama başlar. Avukat tüm
yeteneğini ve hukuk bilgisini duruşmada konuşturur. Ama sonuç nafiledir. Yargıç
kararı okur: Avukat davayı kaybeder. Evet…Evet…Her davayı kazanan avukat bu
davayı kaybetmişti.
Adam şoktaydı. Mahkeme
salonundan avukatının arkasından nasıl çıktığını bilemez. Kanı donmuştu adamın,
ne yaptığının ayırdında değildi. Avukatsa adama bakmıyordu bile. Ağzından tek
bir kelime çıkmamıştı avukatın. Avukat önde, adam arkasında bir süre adliye
koridorunda yürüdüler ve avukat baro odasına girdi aniden. Avukatlık cübbesini
çıkardı, çantasına yerleştirdi güzelce. Adam onu koridorda bekledi. Çok
geçmeden avukatın odadan hızla çıktığını gören adam peşine takıldı. Avukat
adliye binasından dışarı çıkmaktaydı. Avukat önde, müvekkil arkasında kan ter
içinde koştu bir süre. Sonunda avukatın yanına yaklaşmayı başaran adam, kanı
başına sıçrar bir şekilde konuştu:
“ Hani her davayı
kazanıyordun? İşte benim davamı kaybettin!”
O ana dek dava sonucuyla
ilgili tek kelime etmemiş ve müvekkilinin yüzüne bakmamış avukat aniden durdu
ve konuştuğunda-karşısındakini suçlar gibi?-yüzü hafifçe gülümsüyordu:
“Müvekkil! Aslında davayı
ben kaybetmedim. Sen kaybettin!”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder