Mustafa Elveren (Em.
Öğrt.)
Benim gözlemlerime
göre; “Taksim-Gezi Parkı Eylemi”ne üç lider damgasını vurmuş durumdadır. Bu
liderler; Türklerin atası Mustafa Kemal Atatürk, İslam dininin kurucusu ve
peygamberi Muhammed Mustafa ile Kürd Halk Önderi Abdullah Öcalan’dır
(devrimci-sosyalist önderleri Apo kategorisinde varsayıyorum)
Bu kanıya nasıl
vardım? Hem Taksim-Gezi Parkı’nda ve hem de Türkiye genelinde bu eyleme destek
veren alanlarda kılınan Cuma namazı ile yapılan konuşmalarda, taşınan
pankartlardan anlamak mümkündür.
Buradan hareketle; İslam’ın kurucusu ve peygamberi
Muhammed Mustafa’yı, Türklerin atası Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Kürtlerin
önemli bir kesimi tarafından liderliği kabul gören Abdullah Öcalan’ı kendi
penceremde değerlendirmek istiyorum.
Ülkemizde Muhammed’i
ve Atatürk’ü eleştirmek hala bir tabudur. Es kazara biraz ileri gidip sert bir
eleştiri yaparsan hemen savcılar hakkınızda dava açıyor. Fazıl Say hakkında
açılan dava bu uygulamaların en açık kanıtıdır.
Tabuları kırmak için
eleştiri yapan insanları “İslam, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı” olarak
nitelemek doğru olmadığı gibi insaflık ölçülerine de sığmaz.
“Hakikattin dışında
hiç bir şeyi tanımıyorum. Onun için hiç ama hiç korkmuyorum. Cennet derdimin
olmadığı gibi, Cehennem korkum da yoktur. İşte bu nedenden dolayı yazdıkça
yazıyor ve dokunulmayan konuları hiç bir güçten çekinmeyerek işliyorum. Bu
noktada ortaya çıkan durum cesaret oluyor; halbuki ben sadece ve sadece iyi,
doğru, güzel, estetik ve mutluluğun adresi Hakikatin peşinden gidiyorum,” (Mehmet Serhat Polatsoy /
özel mesajdan)
İsimlerimiz aynı fakat
Fikirlerimiz farklı olabilir ve olmalıdır da. Örneğin; benim ismim Mustafa ama
Mustafa Kemal’in de Muhammed Mustafa’nın da düşüncelerini benimsemiyorum.
Ancak, yaşadıkları çağın şartlarına göre yaptıkları birçok olayı görmezlikten
de gelemeyiz.
Her çağda
olumlu-olumsuz davranışlar gösteren politik liderler olmuştur. Tarih
sayfalarında bu liderlere bolca rastlamak mümkündür. Türkiye halklarının etnik
yapısı, dini inançları ve siyasal yaşamını göz önüne alıp, son günlerdeki
Taksim-Gezi Parkı Direnişi açısından önem taşıdığı için ben sadece bu üç
liderden bahsetmek istiyorum.
Bu üç liderin en önemli
ortak özelliği yok olmak üzere olan kendi ulusunu yeniden var etmektir.
Muhammed’in Arap, Atatürk’ün Türk ve Apo’nun Kürd ulusunu yok olmaktan
kurtardığı bilinen bir gerçektir.
Muhammed; Mekke'nin fethedilmesiyle birlikte İslam dini Arap yarımadasında
üstünlük sağlamaya başladı. Arap Yarımadası’nda birbirleriyle kavga eden
dağınık kabileleri bir araya getirip, İslam dini altında bir Arap ulusunu inşa
etmiştir.
Atatürk; Kurtuluş
savaşıyla birlikte Türk olmayan çok sayıdaki diğer ırkları da Türklük kavramı
içine yerleştirmiştir. Dolayısıyla adeta azınlık durumunda olan Türkleri
toparlamış ve asli unsur haline getirerek yeni bir Türk ulusunu meydana
getirmiştir.
Apo; Resmi ideoloji
tarafından asimile yöntemiyle Türkleştirilen ve yok edilmek üzere olan Türkiye
Kürdlerini Mazlumların desteğiyle adeta betonun altından çıkarıp, Kürdlere
yeniden kimlik kazandırmıştır.
Bu durumda; Arap olup
Muhammed’i, Türk olup Atatürk’ü, Kürd olup Apo’yu sevmeyenlerin aklına şaşarım!
Bu cümleden dolayı hiç kimse beni ırkçılıkla suçlamaya kalkışmasın. Ben sadece
bir gerçeği tespit etmeye çalışıyorum.
Bir bilim insanı
Laboratuvarda inceleme yaparken ne kadar dindar ya da ırkçı olursa olsun
kullanacağı yöntem bilimsel metotlardır. Bilimsel yöntemin dışına çıkarsa
insanlık için zerre kadar hiç bir şey üretemez.
O nedenle kimliklerimizi
arka planda bırakarak olayları irdelememiz gerekir. Ben bu çerçevede hareket
ettiğimi düşünüyorum.
İnternet üzerinden
edindiğim bilgilere göre; bazı üniversiteler tarafından yapılan anketlerde
insanların %47’si kendini din ve millet üzerinden tanımlamaktadırlar.
Bu anketlerden
anlaşıldığı üzere; “Taksim-Gezi Parkı Direnişi” eylemliklerinde insanların
yarısı kendini bu çerçevede ifade ettiğini söyleyebiliriz.
“Aslında Gezi Parkıyla başlayan süreç bir dönemin sonunu ve yeni
bir başlangıcı temsil ediyor....” (F. Başkaya)
Umuyor ve diliyorum ki;
Gezi parkıyla başlayan eylemler bu süreci yeni bir dönemin başlangıcını temsil
eder duruma gelmesidir.
11.06.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder