11 Haziran 2013 Salı

Taksim Direnişi’nde Üç Lider: Atatürk-Muhammed-Apo



Mustafa Elveren (Em. Öğrt.)
Benim gözlemlerime göre; “Taksim-Gezi Parkı Eylemi”ne üç lider damgasını vurmuş durumdadır. Bu liderler; Türklerin atası Mustafa Kemal Atatürk, İslam dininin kurucusu ve peygamberi Muhammed Mustafa ile Kürd Halk Önderi Abdullah Öcalan’dır (devrimci-sosyalist önderleri Apo kategorisinde varsayıyorum)
Bu kanıya nasıl vardım? Hem Taksim-Gezi Parkı’nda ve hem de Türkiye genelinde bu eyleme destek veren alanlarda kılınan Cuma namazı ile yapılan konuşmalarda, taşınan pankartlardan anlamak mümkündür.
Buradan hareketle; İslam’ın kurucusu ve peygamberi Muhammed Mustafa’yı, Türklerin atası Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Kürtlerin önemli bir kesimi tarafından liderliği kabul gören Abdullah Öcalan’ı kendi penceremde değerlendirmek istiyorum.
Ülkemizde Muhammed’i ve Atatürk’ü eleştirmek hala bir tabudur. Es kazara biraz ileri gidip sert bir eleştiri yaparsan hemen savcılar hakkınızda dava açıyor. Fazıl Say hakkında açılan dava bu uygulamaların en açık kanıtıdır.
Tabuları kırmak için eleştiri yapan insanları “İslam, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı” olarak nitelemek doğru olmadığı gibi insaflık ölçülerine de sığmaz.
“Hakikattin dışında hiç bir şeyi tanımıyorum. Onun için hiç ama hiç korkmuyorum. Cennet derdimin olmadığı gibi, Cehennem korkum da yoktur. İşte bu nedenden dolayı yazdıkça yazıyor ve dokunulmayan konuları hiç bir güçten çekinmeyerek işliyorum. Bu noktada ortaya çıkan durum cesaret oluyor; halbuki ben sadece ve sadece iyi, doğru, güzel, estetik ve mutluluğun adresi Hakikatin peşinden gidiyorum,” (Mehmet Serhat Polatsoy / özel mesajdan)
İsimlerimiz aynı fakat Fikirlerimiz farklı olabilir ve olmalıdır da. Örneğin; benim ismim Mustafa ama Mustafa Kemal’in de Muhammed Mustafa’nın da düşüncelerini benimsemiyorum. Ancak, yaşadıkları çağın şartlarına göre yaptıkları birçok olayı görmezlikten de gelemeyiz.
Her çağda olumlu-olumsuz davranışlar gösteren politik liderler olmuştur. Tarih sayfalarında bu liderlere bolca rastlamak mümkündür. Türkiye halklarının etnik yapısı, dini inançları ve siyasal yaşamını göz önüne alıp, son günlerdeki Taksim-Gezi Parkı Direnişi açısından önem taşıdığı için ben sadece bu üç liderden bahsetmek istiyorum.
Bu üç liderin en önemli ortak özelliği yok olmak üzere olan kendi ulusunu yeniden var etmektir. Muhammed’in Arap, Atatürk’ün Türk ve Apo’nun Kürd ulusunu yok olmaktan kurtardığı bilinen bir gerçektir.
Muhammed; Mekke'nin fethedilmesiyle birlikte İslam dini Arap yarımadasında üstünlük sağlamaya başladı. Arap Yarımadası’nda birbirleriyle kavga eden dağınık kabileleri bir araya getirip, İslam dini altında bir Arap ulusunu inşa etmiştir.
Atatürk; Kurtuluş savaşıyla birlikte Türk olmayan çok sayıdaki diğer ırkları da Türklük kavramı içine yerleştirmiştir. Dolayısıyla adeta azınlık durumunda olan Türkleri toparlamış ve asli unsur haline getirerek yeni bir Türk ulusunu meydana getirmiştir.
Apo; Resmi ideoloji tarafından asimile yöntemiyle Türkleştirilen ve yok edilmek üzere olan Türkiye Kürdlerini Mazlumların desteğiyle adeta betonun altından çıkarıp, Kürdlere yeniden kimlik kazandırmıştır.
Bu durumda; Arap olup Muhammed’i, Türk olup Atatürk’ü, Kürd olup Apo’yu sevmeyenlerin aklına şaşarım! Bu cümleden dolayı hiç kimse beni ırkçılıkla suçlamaya kalkışmasın. Ben sadece bir gerçeği tespit etmeye çalışıyorum.
Bir bilim insanı Laboratuvarda inceleme yaparken ne kadar dindar ya da ırkçı olursa olsun kullanacağı yöntem bilimsel metotlardır. Bilimsel yöntemin dışına çıkarsa insanlık için zerre kadar hiç bir şey üretemez.
O nedenle kimliklerimizi arka planda bırakarak olayları irdelememiz gerekir. Ben bu çerçevede hareket ettiğimi düşünüyorum.
İnternet üzerinden edindiğim bilgilere göre; bazı üniversiteler tarafından yapılan anketlerde insanların %47’si kendini din ve millet üzerinden tanımlamaktadırlar.
Bu anketlerden anlaşıldığı üzere; “Taksim-Gezi Parkı Direnişi” eylemliklerinde insanların yarısı kendini bu çerçevede ifade ettiğini söyleyebiliriz.
“Aslında Gezi Parkıyla başlayan süreç bir dönemin sonunu ve yeni bir başlangıcı temsil ediyor....” (F. Başkaya)
Umuyor ve diliyorum ki; Gezi parkıyla başlayan eylemler bu süreci yeni bir dönemin başlangıcını temsil eder duruma gelmesidir.
11.06.2013



Hiç yorum yok: