Bülent Tekin
Bulenttekin47@gmail.com
Önce bir şeyi itiraf etmek istiyorum. Kurtlar Vadisi
dizisini hiç izlemedim ama hep duydum. Polat Alemdar ismini de bu nedenle
biliyorum. İnanın bugüne kadar Polat Alemdar rolünü oynayan kişinin Necati
Şaşmaz olduğunu yeni öğrendim. Yani anlayacağınız Necati Şaşmaz ismini ilk duydum,
tanımıyordum, inşallah ta ismini yanlış yazmamışımdır. Beni ilgilendirmeyen bir
dizi çekiyor ve şahsıyla da bir ilişkim olmaz. Öyleleriyle işim olmaz. Ama tuhaftır
ki bu ülkenin Başbakanı, Taksim Gezi Parkı eylemleriyle ilgili birçok ilgisiz
insanla görüştü ve bu arada da onunla da görüştü. Neden öyle yaptı, yoksa
atılan gaz bombaları az mı etki yapmıştı. İnsanlara gülme krizi veren bir gaz
mı daha sunulmak istendi, bilmiyorum. Dilerim bu ülke (yöneticileri) bundan
böyle muhataplarla konuşur(lar). Bu ülkenin muhatapları da sıradan halktır.
Evet çarıksızlar, kimsesizler, baldırı çıplaklar ve avukatsızlardır. Yoksa bu
ülkenin öyle muhatapları Hülya Avşarlar ya da Polat Alemdarlar filan değildir.
Eğer bu tipler olacaksa, bu ülkede bizlerin yurttaş olarak sayılmamızın bir
gereği de yoktur. Öyle parya sayılalım, köle filan da olur. Hizmetçi sınıfından
yani.
Şöyle Polat Alemdar’ı bir dinleyelim: “Yurtdışından
birçok dostum ve arkadaşım aradı. Türkiye’ye güvenin, demokratik, özgürlük
söylemlerimizi sadece söylemlerde değil keşke görselde de dünyaya verebilsek.
Maalesef dünya böyle görmüyor. Elbette güzel şeyler olsun istiyoruz. İnşallah
olur da. Bizim akademisyenlerin, sosyologların, bilim adamlarına, düşünce adamlarına
ihtiyacımız var ki, bize bu olanları anlatabilsinler. Akademisyenlerimizin
tarafsız olmaları lazım. Bize gösterilen doğru ve aydınlanmış olan yoldan
ilerlemeye devam edeceğiz, inşallah sağlam bir yere varacağız. Birbirimizi
Allah için sevelim. Allah hepimize tahammül versin tahammülümüzü arttırsın.
Bana göre bu ülkeye nazar değmiştir. Dua okuyalım. Hiç kimse bu ülkenin kötü
duruma düşmesini istemez. Bu gemide hepimiz varız, batarsak hepimiz batarız.
Ben düşüncelerimi anlatmak istedim. Topçu Kışlası’nı detaylarıyla, son haliyle
görmek ve dinlemek istedim. Bana animasyonu çok sevdim, orada daha fazla
yeşilin olduğunu gördüm. Orayı illegal örgütlerden dışarıda tutabilirsek, orası
hepimizin. Ben Gezi Parkı'na gitmem. Atatürk'ün askeriyim diyenle bir
başkasının askeriyim diyenle aynı ortamı paylaşmak Atatürk’e hakarettir. Orda da
samimi dostlarımın yanında bulunmayı ben de isterim. Her taraf Türk Bayrağı
olursa inanın ben oradayım. Ben başka bir şey istemem. Bugünleri unutmayalım.
Allah hepinize yardım etsin.”
Bu ülkede konuşacak akademisyende mi yoktu? Taksim
Dayanışma Platformundan ilgililerle konuşulmalıydı. Öyle AKP’nin ayarladığı
sahte heyetlerle olmazdı bu. Ben Gezi Parkı eylemlerini yaptığı görev
itibariyle ikircikli görüyorum. Bir taraftan çevreci-yeşil bir anlayışla
başlayıp yaşam tarzlarına müdahaleye tepki olarak desteklenir buluyorum. Ama
diğer yandan da Kürt sorununun Çözüm Süreci’ni ortadan kaldırmaya yönelik
olarak ta bir yerlerden kullanıldığını da düşünüyorum. Başbakanın ve Hükümetin
yapacağı şey demokrat bir tavır takınmak ve demokrasi yanlısı olmaktır. Taksim
Meydanı ile ilgili düzenlemeyi referanduma götürebilir, bu konuda gerekli yasal
prosedürü hazırlayabilir. Halkın çoğunluğu neye kara verirse o olabilir. Tabii
mimarlar ve mühendisler odaları ve üniversitelerin de görüşleri alınabilir. AB
tipi uygulamalar referans alınıp bu sorun barışçıl ve acil bir şekilde
çözülmelidir. Yoksa Gezi Parkı öyle devrim amaçlı bir organizasyonun içinde
değildir. AKP Hükümeti de öyle bir karşıdevrim tavrı içine girmemelidir. Bu
ülkenin en acil işi Kürt sorununu çözmek ve ülkeyi tam demokrasiye
kavuşturmaktır. Çünkü Kürt sorunu çözülmeden bu ülkeye asa demokrasi gelmeyecektir.
AKP Hükümeti eğer bu ülkeye AB tipi bir demokrasiyi getirmeyi
düşünüyorsa oligarşik cumhuriyetin uygulamalarını tahkim etmekten kaçınmalıdır.
Bu ülke öyle Polat Alemdar tiplerinin filmleri ile derin devlet, cinayet,
katliam ve demokrasi dışı faşist rejimlere sevdalı gençler yetiştirecek
sanat(?!) yapımlarından vazgeçmelidir. Ve bu roller gençlere idol olmamalıdır.
Bu ülkenin Ogün Samastlar ihtiyaçları yoktur. Bu ülkedeki kadınlar Hülya
Avşarların zenginliği ve şöhreti içinde yaşamamaktadırlar. Bu ülkenin halkı
asla Polat Alemdarlara ya da Hülya Avşarlara ulaşamazlar. Bu figürler bizim
insanımız için ancak ekranda olurlar. Bizim için bir çeşit sanal figürlerdir
onlar. Bu ülkenin insanı sıradan halktır. Eğer sizin bu halka saygınız varsa bu
halkla muhatap olacaksınız, başkasıyla değil!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder